Büyüme hızı beklentileri aştı

Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

Son iki günde TUİK tarafından 2010 yılı 2. çeyreği ile ilgili milli hasıla verileri, istihdam rakamları ve dış ticaret endeksleri yayınlandı. Bu üç veri setinin birbiriyle dolaylı bağlantıları söz konusu.

Milli hasıla büyüme hızı %10.3 ile beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. Böylece ilk defa bir çeyrek hasıla rakamı reel bazda krizin başladığı dönemin üstüne çıkabilmeyi başardı. Krizin yaraları da bir ölçüde sarılmış oldu. Sektörler itibarıyle baktığımızda ise, 2008'in etkilerinden en çok bankacılık, imalat sanayi ve tarımın sıyrılmış olduğunu görüyoruz. İnşaat sektörü ise bu dönem %21.9 gibi yüksek bir ivmelenme gösterse de, reel bazda henüz 2008'in 2. çeyreğinin gerisinde. Büyüme trendini daha iyi takip etmemizi sağlayan "mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış gayri safi yurtiçi hasıla artış hızı" ise %3.7 oldu. 1. çeyrekte sadece %0.1 olarak açıklanan bu rakam erken bir durgunluk sinyali olarak algılanmıştı. Ancak bu dönem gelen yüksek rakam büyümenin devam ettiğini gösteriyor. İlk 6 ayda %11'lik bir reel büyüme artışı sonrasında, 2. Yarıda beklendiği gibi ekonomi ivmesini bir ölçüde kaybetse bile, sene sonu büyüme hızı tahminlerinin %7 ve üzerine çıkması gayet normal.

Büyümenin bileşenlerine baktığımızda en çok dikkat çeken unsur yerleşiklerin tüketim harcamalarındaki artış azalırken, özel yatırım harcamalarının artış hızının artmakta olması. Bu arada, her zaman olduğu gibi, milli hasıla rakamlarında geçtiğimiz dönemlerle ilgili revizyonların ileriye yönelik analizlerde etkisi olduğunu görüyoruz. Her ne kadar bu dönem yapılan revizyonlar önceki dönemlerdeki toplam büyüme rakamları üzerinde çok az etkili olmuş ise de (farklar sadece ondalık düzeyinde), milli hasılanın bileşenlerinin büyüme hızında oldukça farklılık yaratmış. Nitekim, 2010'un 1. çeyreğinde %9.9 olan yerleşik hanehalklarının tüketim artışı revizyonla birlikte %8.5'e gerilemiş. Bu dönem ise bu kalemdeki artış %6.2. Buna mukabil, özel sektörün yatırım harcamalarındaki artışın hızlanarak devam ettiği görülüyor. İlk çeyrekte %23.1 olan artış, ikinci çeyrekte %32.1'e tırmanmış. Özellikle yurtdışından doğrudan sermaye yatırımlarının zayıf seyretmekte olduğu bu dönemde, özel sermaye yatırımlarında böyle bir ivmelenme yaşanmakta olması oldukça ilginç.

Son dönemde çok gündeme getirilen bir konu da, krizle birlikte hızla artan işsizlik oranındaki toparlanmanın zayıf kaldığı ve istihdamın kriz öncesi seviyesine gelemediği olgusu idi. Nitekim, 2. çeyrekte milli hasıla reel bazda 2008 yılının 2. çeyreğinin üstüne çıkmış olmasına rağmen, bu dönemdeki işsizlik oranı ortalaması olan %11.2, 2008 2. çeyreğindeki işsizlik oranı ortalaması olan %9.5'in oldukça üzerinde. Ancak, ekonomik düzelme süreçlerinde istihdamın en geç toparlanan iktisadi gösterge olduğunu hatırlamakta fayda var.

Beklendiği gibi düzelme ile birlikte hızla artan ithalat sonucunda, dış ticaretin milli hasıla rakamları üzerindeki negatif etkisi de devam etmekte. 1. çeyrekte milli hasılaya %3.8 eksi yönde etki yapan dış ticaret, 2. çeyrekte de %2.6 eksi katkı yapmış. (Ancak unutmayalım ki, artan ithalat aynı zamanda artan tüketim ve yatırım ile birlikte milli hasılanın diğer kalemlerinde artış anlamına da geliyor.) Yılın 2. Yarısında ise ihracatın katkısı daha da zayıflayabilir. Son yayınlanan endeksler, ihracat miktar endeksindeki artışın temmuz ayında %3'e gerilediğini gösteriyor. (Bu endeksteki artış ortalaması 2. çeyrekte %17.4'tü.)

Sonuç olarak, %11 olarak gerçekleşen ilk 6 ay büyümesi, yılın 2. Yarısında %3'e gerilese bile sene sonu büyüme hızı %7'nin üzerine çıkacaktır. 2011 senesinde ise gittikçe artması beklenen ikiz açıklar (bütçe ve cari hesap açıkları) ortamında büyüme ve ekonomik dengeler üzerinde belirleyici olan dış finansman kanallarının açıklık durumu olacaktır.

Tüm yazılarını göster