Geçtiğimiz haftaki yazım sonrasında onlarca elektronik posta aldım okuyuculardan. Şunu anladım ki sigorta acenteleri arasında büyükler zaten kurumsal sağlam müşteri portföyüne sahip olmaları nedeniyle "kriz bana bir şey yapmaz" diyor. Kriz konusunda da tabiî ki etkilenecekler ama biz yine de aradan sıyrılırız diye düşünüyorlar. Yani diyeceğim tuzu kuru bir kesim var acenteler arasında, finansal kriz, levhaya kayıt veya fiziki şartlar konuları onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Fakat diğer taraftan özellikle Anadolu'da bir acente kesimi var ki tam anlamıyla canı burnunda. Bana öyle geliyorlar ki hani filmlerde görürüz ya suya batmış arabanın içinde kalan insanlar kalan hava bölümünden nefes almaya çalışırlar, bu acentelerde aynı böyle. Hayatta kalma savaşındalar. Bu acentelerimiz piyasa zorluklarıyla yani insanlara sigorta anlatmanın zorluklarını yaşıyorlar ki bunu ben bile çok iyi anlıyorum, geçenlerde bir sanatçıya TRT'deki programım için "Özel sigortalar sizin sağlığınız, eviniz, otomobiliniz ve tüm değerleriniz içindir" dedirttiremedim. Bana şöyle cevap verdi "Bunları devletin koruması lazım, vatandaş bu kadar zor durumdayken onlara ben paranızla değerlerinizi koruyun diyemem, devletimiz varken" dedi. Ben de kendisine sizin özel arabanızdan devlete ne?" diyemedim. Bu sanatçı çok tanınan ünlü bir sanatçı, bunu söylemeliyim. İşte acenteler böyle sigorta konusunda bilinçsiz topluma sigorta anlatıp poliçe satıyorlar. Şu anda geldikleri nokta itibariyle bu acentelerimiz övgüyü fazlasıyla hak ediyorlar bence. Tırnaklarıyla oluşturdukları portföyleriyle ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Acenteler ayrıca mevzuata uyum gösterme zorlukları, tahsilat zorlukları ve şirketlerin dolaylı kıskacı altında yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu zorlukları bilenler ise bu durumdan kendilerine ne gibi bir fayda sağlarım peşinde. Özellikle orta ve küçük ölçekteki acentelere büyüklerden yine okuyucumun tabiri ile "ahlaksız teklifler" gelmeye başlamış. "Çözüm ortaklığı teklifi, şube başvuru formu göndererek aşağıdaki gibi teklifler yapıyorlarmış;
"Vergi yükünüz çok artmış ise, sabit giderlerinizi azaltamıyorsanız, hedeflediğiniz üretim rakamlarına ulaşamıyorsanız, portföyünüz 200.000.00 YTL'sinin altında ise, dolayısıyla geçinmekte zorlanıyorsanız, Sigorta Acenteleri Yönetmeliği gereği uygunluk belgesi alamıyorsanız. Ve siz hâlâ sigortacılığa devam etmek istiyorsanız; gelin, birçok büyük şirketlerin yaptığı gibi güçlerimizi birleştirelim. Böylelikle, zor günlerde oluşturacağımız beraberlikler geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlasın. Üretim miktarınız ne kadar olursa olsun, ulaşmanız gereken bir üretim hedefi olmaksızın, yetkili acente komisyonunun (Kaskoda yüzde 25, yangında deprem-terör dâhil yüzde 25) yüzde 70'ini vergiler bize ait olmak üzere hiçbir kesinti yapılmadan net olarak alabilirsiniz."
Zor durumlardan faydalanılmalı
Birkaç daha örnek daha var orada rakamlar farklı daha detaylı hatta bu teklifi size hiçbir sigorta şirketi bile yapamaz diye ekliyorlar. Risk ve sıkıntınız varsa bize gelin bilgisayarınıza programımızı yükleyelim poliçenizi de siz kesin diyorlar.
Zor durumdaki dürüst bu mesleği seven sigorta acenteleri bir arada bir derede kalmış durumdalar. Devam etmeye çalışsalar önlerinde bir de kriz katmerli zor bir sene var. Devam etmeseler kurtlara kuşlara yem olacaklar. Kendi poliçelerini kendileri kestiklerini düşünürken gelecek yıl yenilemede poliçenin "gelin güçlerimizi birleştirelim" diyen kurtlar tarafından kesildiğini görünce o zaman zaten sektöre veda etmeleri gerekecek.
Acenteleri şirketler evlendirmeli
Burada küçük sigorta acentelerinin kendi aralarında güçbirliği yapmalarına sıcak bakıyorum. O zaman kurda kuşa yem olma ihtimalleri azalır. Yazımdan, acentelerin kendi aralarında birleşmelerine karşıyım sonucu çıkarılmasın. Bu elektronik postalar biraz zor durumdan fayda çıkarma amaçlı geliyor bana. Bence sigorta şirketleri buna önayak olmalı. Belirli bölgelerdeki çıtanın altındaki acenteleri sigorta şirketleri kendileri evlendirmeli diye düşünüyorum.Yoksa acentelerimiz ya davulcuya ya zurnacıya gidecek.