Bütçede asıl sorun aralıkta yaşanacak

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bütçe temmuz ayında 2010 yılında 2 milyar lira, 2011'de 3.5 milyar lira açık vermişti, bu yılki açık 246 milyon lirada kaldı. Yani ilk bakışta iyi bir gidişat söz konusu. Ancak, biraz detaya inip bakmakta, geçen yılın açığının neden 3.5 milyar gibi çok yüksek gerçekleştiğini, bu yıl nasıl olup da 246 milyonda kalındığını irdelemekte yarar var.

Önceki haftalarda da, dün de yazmıştık; geçen yılın temmuz ayındaki dahilde alınan KDV tahsilatı çok düşüktü. Geçen yıl temmuzdaki KDV, yalnızca 417 milyon liraydı. Yani normal seyrin çok dışında bir gerçekleşme söz konusuydu. Bu yılın dahilde alınan KDV'si yüzde 617 artışla 3 milyara ulaştı. Böylece, temmuz ayındaki bütçe açığında geçen yıla göre ortaya çıkan 3.3 milyar liralık azalmanın 2.6 milyarı KDV'deki bu artıştan (417 milyondan 3 milyara çıkış) kaynaklanmış oldu.

Dahilde alınan KDV'de tahsilat geçen yıl temmuzda çok düşük, bu düşüklüğün etkisiyle ağustos çok yüksekti. Bir başka ifadeyle geçen yıl temmuzda çok düşük gerçekleşen tahsilat ağustosa yığılmıştı. Bu yüzden de dahilde alınan KDV'nin etkisiyle toplam bütçe dengesinde temmuzda geçen yıla göre çok olumlu oluşan tablo, ağustosta tam tersi olumsuz bir şekilde kendini gösterdi. 2010 ve 2011 yıllarının ağustos aylarında sırasıyla 3.1 milyar ve 2.8 milyar lira fazla veren bütçe, bu yılın ağustosunda 1.6 milyar lira açıkla kapandı.

Bu zikzakta en büyük etkiyi yapan dahilde alınan KDV, geçen yıl ağustosta 5.1 milyar lira ile rekor düzeye çıkmıştı; tahsilat bu yıl 2.9 milyarda kaldı. Böylece, ağustos ayında geçen yıl 2.8 milyar olan bütçe fazlasının bu yıl 1.6 milyar lira açığa dönüşmesiyle oluşan toplam 4.4 milyarlık bozulmanın 2.2 milyarı, KDV'deki düşüşten (5.1 milyardan 2.9 milyara iniş) kaynaklandı.

Dahilde alınan KDV'de ortaya çıkan bu dalgalanmanın önemli bir etki doğurduğu yadsınamaz, ama ağustos bütçesinde genel bir sıkıntı var. KDV'deki daralmanın da etkisiyle ağustosta vergi gelirleri yüzde 9.4 düştü. Toplam bütçe gelirlerinde de yüzde 6.1'lik bir gerileme oldu.

Ne yapılacak?
Bütçeye ve detayına ilişkin bu tabloyu kamuoyu bugün öğrendi. Ama Maliye bunu çok uzun süredir görüyordu. Maliye Bakanı ta haziran verilerini açıkladığında bütçenin iyi gitmediğini söylememiş miydi zaten.

Şimdi, bir süredir masada olan gelir artırıcı önlemlere daha yakından eğilinecek ve karar verilmeye çalışılacak. Yapılması söz konusu olanları bir kez daha detaylı bir şekilde tekrarlamaya gerek yok. Atılacak adımlar; bazı mal ve hizmetlere zam yapılması, vergi oranlarıyla oynanması biçiminde kendini gösterecek. Kimilerinin dile getirdiği gibi bu operasyonla 10 milyarlık bir gelir artışı mı öngörülüyor, buna da önümüzdeki günlerde karar verilecek.

Daha doğrusu bu kararı Başbakan verecek. Toplumun tüm kesimlerini doğrudan etkileyecek, sonuçta insanların ceplerine, cüzdanlarına uzanmayı gerektirecek bir operasyonun kararını elbette Maliye Bakanlığı tek başına veremez zaten.

Asıl sorun aralıkta
Bütçede ağustos ayında geçen iki yıla göre kötü bir performans sergilenmişse de, asıl sorunun aralık ayında yaşanacağını unutmamak gerekiyor. Harcamaların yılın son ayına yığılması ve ödenek bırakmamak için gösterilen çaba, aralık aylarında rekor açıklar oluşmasına yol açıyor.

Örneğin 2010 yılının ilk 11 ayında 23.5 milyar lira açık vardı. Aralıkta bu rakama 16.1 milyar lira daha eklendi ve yıl 39.6 milyarlık açıkla kapatıldı.

Geçen yılki durum çok daha tipik. Yılın ilk 11 ayı 438 milyon lira fazlayla kapatılmıştı. Ama aralıkta tam 17.9 milyar lira açık verilince yıl 17.4 milyar lira açıkla kapatılmış oldu.

Bu yıl da farklı geçmeyecek. Hiçbir kuruluş ödeneğini bırakmak istemeyecek, harcamalara yüklenilecek. Dolayısıyla ilk sekiz aydaki 8.5 milyar liralık açığa bakmak ve bu rakamı yılın tümünde öngörülen 21 milyarla kıyaslayarak yıllık öngörüyle uyumlu bir gidişat olduğunu varsaymak pek doğru değil.

Tüm yazılarını göster