Burhan Pazarlama sistemi, yetkili satıcılara monte edildi

Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Otomotivle ilgisi olsun olmasın herkes, “bayandan satılık” ilanlarını bilir. Bunlara, başta doktorlar olmak üzere çeşitli meslek grupları da eklenebilir. İnsanın cinsiyetinin ya da mesleğinin otomobilinin durumu ile ilgisine yönelik somut bir çalışma olmasa da araç satın alma kararında çok büyük etkisi olan psikolojik bir katkı sağladığını söylemek yanlış olmaz. Bugün bu konuya girme nedenim, yanda yer alan kampanya haberleriyle doğru orantılı. Kriz döneminde bu tip ilanlara oldukça sık olarak rastlayacağız gibi. Ancak, verilen ilanların sıcak satışa dönmesi de çok kolay değil.

Zira, sıfır araçlarda bunca uygun fırsat varken, ikinci elin bıçak gibi kesilmesi kaçınılmaz. Bir malın yenisi ile eskisi arasında fiyat farkı kapandığı/azaldığı takdirde eskiye olan talep azalacaktır. Otomotivdeki 100-150 bin aralığındaki stok, sıfır araçların fiyatlarının aşağı inmesine neden oluyor. Kampanya sistemi, İstanbul vapurlarının keyifli figürü “Burhan Pazarlama”ya bile şapka çıkartacak duruma geldi.

Bilenler bilir biz bilmeyenlere aktaralım. İstanbul’un iki yakası arasında çalışan şehirhatları vapurlarının efsane satıcısıdır Burhan Bey. Vapur iskeleden hareket ettikten sonra, salonun ortasına gelir ve yüksek sesle sattığı malları tanıtmaya başlardı. Çantasından malları çıkarır, “kalemin, yanında cüzdan, onun yanında kol saati ve tabii ki bunları alana bir de el fenerli çakmak veriyoruz” çağrılarıyla ekmeğini kazanırdı.

Burhan Pazarlama’nın bu yöntemi son dönemde otomotive de yansıdı. Firmalardan hemen her üç günde bir, “Sıfır faizin yanında, kredi desteği veriyoruz. Ama bununla da kalmayıp bir de şu avantajları sunuyor, üstüne bir de bu fırsatı sunuyoruz” türünde açıklamalar geliyor. Otomobil alana, otomobil bedava diyen bile var. Bunun en büyük nedeni ise satışların durma noktasına gelmiş olması. Müdürlerin otomobilleri, bayilerin test otomobilleri, patronların makam otomobilleri hepsini üstü üste koyun pazar yerinden kıpıdamıyor. Aralık ayı taş çatlasın 50 bin olacak. 2008 yılı ise 500 bin civarında toplam satışla kapanacak.

Satış ayağındaki tatsızlıklar bir dönem sonra kaçınılmaz olarak ödeme ayağına da yansıyacak. Bankalarda kredi dönüşlerindeki aksamalar, 2001 krizindeki gibi yine hacizlere neden olacak. Bankaların şimdiden araçları koyacak arsa arayışlarına başladıkları biliniyor. Kanun gereği satışa sunulması gereken bu araçlar, sıfır ve ikinci el pazarındaki dengeyi iyice bozacak. Bayilerin durumları da oldukça kritik. Araç satamamak bir yana işletme giderlerini bile kredi ile çözmeye çalışan birçok bayi kredi musluklarının kapanmasıyla iflas noktasına geldi.

Yetkili satıcıların şu andaki en önemli dayanakları belki de tek can simitleri servisler. Kriz nedeniyle servis girişlerinde önemli bir artış henüz başlamamış. Ancak, bu kanaldan elde edilen kazançlar, önümüzdeki dönemde bayilerin tek ciro kaynağı olacağa benziyor.

Bu olumsuz tablo içinde geleceğe yönelik bir projeksiyon yapmak gerekirse, firmaların şimdilik bu ayla sınırlı tuttukları kampanyaların önümüzdeki dönemde de devam edeceğini düşünebiliriz. Ancak, bu durum 2009 yılındaki ana firmalarla yapılacak kontratlardaki şartlar doğrultusunda değişim gösterebilir.

Yılboyu bütçelendirilen alım-satım anlaşmalarında, her ne kadar üçer aylık dönemlerde revizyonlar gerçekleştirilse de çok radikal değişiklikler yapılamıyor. Ancak yeni yılla birlikte ana firmaların da stok baskısından muzdarip olmaları, distribütör tarafında fiyat anlamında bir avantaj yaratabilir. Zira, halihazırda yapılan satışlar tam anlamıyla zararına ve önümüzdeki dönemde yurtdışından uygun fiyatlı araç alınamadığı takdirde, yurtiçindeki stoklar tükendiği anda ithalat kesinlikle azalacaktır. Firmalar, zor geçen iki yılın ardından “Zarar etmektense satmam” diyerek2009’da bugünlerde yaşadığımız gibi çılgın kampanyalara imza atmayacaktır.

Tüm yazılarını göster