Buğday, pirinç, pamuk, et, süt... Sırada ne var?

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber YILDIRIM e-mail:aey@dunya.com Türkiye, önce buğday fiyatının yüzde 100 artması ile sarsıldı. Ekmeğin fiyatı arttı, tüketici daha pahalıya ekmek yemeye başlayınca buğdayın önemi anlaşıldı. Sonra pirincin fiyatı yüzde 100'den fazla arttı. Tüketici pirinci iki kat pahalıya almaya başlayınca, adeta kıyamet koptu. Tarım sektörünü görmezden gelen, tarım haberlerine dudak büken medya sayfa sayfa pirinç haberi vermeye başladı. Televizyonlarda özel programlarla pirincin faydalarından spekülatörlerin oyunlarına, ithalattan üretime her yönü ile ele alındı. Yer yerinden oynarken tartışmaları uzaktan izleyen ve Toprak Mahsulleri Ofisi'ni günah keçisi olarak medyanın önüne yem olarak atan Tarım Bakanlığı nihayet sessizliğini bozdu. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, "Buğdayda ve pirinçte sıkıntı söz konusu değildir. Şu anda bizi yeni sezona götürecek kadar elimizde hem buğdayımız hem de pirincimiz var. Türkiye açısından endişe edilecek bir problem yok. Bazı spekülatörler bundan istifade edip daha çok kâr etmek istiyorlar. Biz önlemimizi aldık. Endişe edilecek bir şey yok" diye açıklama yaptı. Hafta sonu Amerika'da yapılan Uluslararası Para Fonu-Dünya Bankası toplantısında gıda sorununa dikkat çekilerek "savaş çıkabilir" uyarısı yapılıyor. Bizde de, "endişeye gerek yok" deniliyor. Bakan daha önce de "Kuraklık için endişeye gerek yok" demişti. Bu vurdumduymazlık ülke tarımını bu hale getirmedi mi? Sayın Bakan'ın açıklamasında sözünü ettiği spekülatörler kim? Sayın Bakan'ın elinde yeterince buğday ve pirinç olduğuna göre neden spekülatörlerin oyununu bozmuyor, spekülatörler AKP'ye yakın isimler olduğu için dokunulmazlıkları mı var? Tüketici neden pirinç ve buğdayı pahalıya tüketmek zorunda kalıyor, fiyat artışı neden frenlenemiyor? Sayın Bakan bu sorulara gerçekçi yanıt verebilirse o zaman gerçekten endişeye gerek kalmaz. Fakat, asıl endişe bakanlığın uygulamalarından kaynaklanıyor. Buğday ve pirinçteki fiyat artışı ve ortaya çıkan kaos ortamı sektörü ve dünyadaki gelişmeleri yakından izleyenler için hiç de şaşırtıcı değil. Buğdayda, pirinçte, pamukta, bakliyatta ve daha birçok üründe dışa bağımlılığın arttığını, uygulanan tarım politikaları ile üretimin değil ithalatın desteklendiğini her fırsatta dile getirdik. İthalatın faturasının çok ağır olacağını da defalarca yazdık. Sektörden ve dünyadaki gelişmelerden kopuk yaşayanlar ise hep aynı şeyi söyledi: "Endişeye gerek yok." İddia ediyoruz bugünkü politikalar devam ederse, Türkiye yakın gelecekte her üründe kriz yaşar. Son yıllarda en iyi durumda olan süt üreticileri bile krizle yüz yüze getirildi. Şu günlerde hiçbir gerekçe gösterilmeden üreticiden alınan çiğ sütün fiyatı düşürüldü. Tüketici fiyatlarında ise düşüş yok. Tam da böyle bir dönemde hükümet süt teşvikini kaldırmaya karar verdi. Üreticinin sütü değersizleştirilirken, yasal ve kaçak yollardan tonlarca süt tozu ülkeye sokuluyor. Süt hayvancılığının en yaygın olduğu yerlerde bile mandıralarda üreticinin sütü değil, ithal edilen süt tozu işleniyor. Süt sektöründeki kriz bugün yarın patlayacak. Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği, bu hafta gazete ilanları ile bu soruna dikkat çekecek. Yakından izlemenizi öneririz. Buğday, pirinç, süt, et, fındık, pamuk, tütün, pancar, yağlı tohum, bakliyat... Sırada ne var?

Tüm yazılarını göster