Bu işte bir terslik var, ama…

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Geçen yılın sanayi üretimine ilişkin veriler TÜİK tarafından 8 Şubat'ta açıklandı. Son çeyrekteki üretim, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12.1, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 9.7 artış göstermişti. Yani gidişat hiç de fena değildi.

TÜİK, dün de 2010 yılının son çeyreğine ilişkin ticaret ve hizmet ciro endekslerini açıkladı. Buna göre, ticaret ve hizmet ciro endeksi 2009'un aynı dönemine göre yüzde 25.9, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 12.4 arttı. Ayrıca, söz konusu endeks 2010'un tümünde 2009'a göre yüzde 19.2 artış gösterdi.

Biraz ayrıntıya girelim. Toptan ve perakende ticaret ile motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektöründe geçen yılın son çeyreğindeki ciro endeksi bir önceki yıla göre yüzde 29.3, bir önceki çeyreğe göre yüzde 16 arttı.

Alt sektörlere bakalım şimdi de. Motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımında ciro endeksi son çeyrekte 2009'a göre tam yüzde 69.8 artış gösterdi. Bu alt sektörde bir önceki çeyreğe göre de yüzde 34.1 artış oldu.

Motorlu kara taşıtları ve motosikletler hariç olmak üzere toptan ticaret ciro endeksi son çeyrekte 2009'a göre yüzde 30.9, bir önceki çeyreğe göre yüzde 18.9 arttı. Son çeyrekteki perakende ticaret ciro endeksi ise 2009'a göre yüzde 17.8, önceki çeyreğe göre yüzde 5.8 artış gösterdi.     

Şimdi bir yandan sanayi üretimi artıyor, diğer yandan bu üretimin yansıması niteliğindeki ticaret ve hizmet ciro endeksleri artmaya devam ediyor. Kabul, cirodaki büyümenin bir kısmı enflasyon kaynaklı, ama enflasyonla cirodaki artışı yan yana getirdiğimizde reel bir büyüme olduğu çok açık.

Durum böyle, ama çıkın piyasada bir nabız yoklayın, neredeyse en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm ticaret ve hizmet sektörü bir yakınma içinde. Özet olarak söylenen şu: "Piyasa çok kötü, yaprak kımıldamıyor."

Türkiye İstatistik Kurumu'nun sanayi üretimi ile ticaret ve hizmet sektörü ciro endeksine ilişkin rakamları işlerin hiç de fena gitmediğini gösteriyor. Tek tek görüşleri sorulduğunda sektör temsilcilerinin çoğu ise durumlarının hiç iyi olmadığını dile getiriyor.

Şu durumda iki olasılık var:

Ya TÜİK'in rakamları hatalı ve gerçeği yansıtmaktan uzak; ya da sektör temsilcileri durumlarını kötü gösterecek açıklamalar yapmayı alışkanlık haline getirmişler.

Bu olasılıklardan hangisi doğru, diye sorma durumunda olabilir miyiz peki? Olmamamız gerekir…

Olmamamız gerekir; çünkü bu soruyu sorarsak, bireysel yakınmalara, kurumsal veri üretiminden daha fazla değer vermiş oluruz.

Yoktan hiçbir şey var olmayacağına, var olan bir şey de yok olmayacağına göre, eğer bu üretim yapılıyor, bu ciro oluşuyorsa sanayide, ticarette ve hizmette, bir şeyler oluyor demektir. Kaldı ki TÜİK bu rakamları masa başında üretmiyor ki. Yine de şu söylenebilir; TÜİK'in bu rakamları pek de bilimsel esaslara dayalı olarak oluşturmadığı ileri sürülebilir. Ancak, bu tür iddiaları destekleyecek verilere sahip olunması gerekir. Herhangi bir konuda "o rakam doğru değil ya da eksik veya çarpıtılıyor" dediğimizde, o rakamın doğrusunu da ortaya koymak durumundayız çünkü.

"İşler kötü gidiyor…" Belki o sektörde kötüdür, belki işletme hatalı politikalar uyguluyordur, belki pazarlamada sorun vardır, belki kredi akışında sorun yaşanıyor, bu durum sıkıntı yaratıyordur; belki, belki, belki…

Bir tarafta "işler kötü" diyen çok büyük bir kitle, öbür tarafta oluşturduğu rakamlarla "hayır hiç de kötü değil" diyen bir kurum var.

Ne yapacağız şimdi?

Tüm yazılarını göster