Bu iş Babacan ve Şimşek'i aşar hükümetin işi zor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Hükümette görev alan bakanlar, bakanlıklarında yapılan çalışmalara göre politika önerileri geliştirirler, bu öneriler Bakanlar Kurulu'nda tartışılır. Sonuçta Hükümet politikası belirlenir.
O noktadan sonra politikalar bakanların ve bakanlıkların değil, hükümetin politikalarıdır.
Hükümet ekonominin yavaşlatılması konusunda karar verdi. Bu amaçla uygulanan politika sonucu büyüme hızı geriledi.
Tabii ki bu hem tüketiciyi hem de piyasa oyuncularını rahatsız etti.
Özellikle yılın ikinci yarısına ait milli gelir rakamlarının yayınlanmasından sonra iş çevrelerinden Merkez Bankası'nın faizi indirerek piyasaya para akıtması yönünde istekler duyulur oldu.
Ve de ne ilginçtir ki tam bu dönemde Maliye Bakanlığı'nın yeni vergi düzenlemeleri için çalışma yaptığı haberleri yayıldı.
Ek vergi, durgunluğu daha da artırır.
Çok tabii olarak kemer sıkandan hoşlanılmaz. Suçlu aranırken Babacan'ın ismi daha çok anılır oldu.

Sabah'ta Oğuz Karamuk, iş çevrelerinin Babacan hakkındaki değerlemelerini toplu olarak, açık olarak güzel bir şekilde toparladı.
Oğuz Karamuk diyor ki, "Merkez Bankamız enflasyon hedefini tutturabilmek için ekonomiyi fazla sıkıyor, faizleri gereğinden yüksek tutuyor... Ekonomiyi ısrarla durdurmaya çalışıyor...
Hatta o kadar aşırıya kaçıyor ki "Beklenen canlanma gecikecek, enflasyon da beklediğimizden düşük çıkacak" diyor. Çalışarak, üreterek yaşayan vatandaşın alım gücü düşüyor, esnafın işleri bozuluyor, zoraki durgunluk yayılıyor...
Merkez Bankası Başkanı'nın yakın arkadaşı olan Ali Babacan ise ekonomiyi bir kanser gibi giderek daha fazla kemiren bu durgunluğa destek veriyor: "Sıkmaya devam edeceğiz... Gevşeme beklemeyin" diyor.  Faiz lobisinin adamları gibi bahaneler sıralayarak topluma gelecek korkusu aşılıyor...

Ama bakan arada dürüstlük adına bu yolun bize ne getireceğinin sözcülüğünü de yapıyor: "Ekonomideki yavaşlama nedeniyle vergi gelirleri tutmayacak. Bütçe açığı beklenenin üzerinde olacak."
Yani Türkiye'yi küresel krizden koruyan en büyük kalkan olan sağlam bütçenin zayıflayacağını müjdeliyor.
Bir tek bankalar ve bankalara para yatıran rantiye kesimi kazanıyor.
Bankaların kârı her geçen ay yeni rekorlar kırıyor.
Dünyada faizler sıfırın altına düştüğü için ne kadar serseri para varsa Türkiye'ye üşüşüyor.
Ama "vergi geliri azalıyor" diyen Sayın Babacan en çok para kazanan kesim olan bankaların vergilendirilmesi konusuna gelince "Finansal hizmetlerdeki düşük vergi düzeyini tolere edebiliriz" diye konuşuyor...

Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek'e gelince... Aynı masada oturduğu bakan arkadaşının desteklediği politikaların kurbanı oluyor gibi bir durumu var. Yani Babacan ekonomiyi sıktıkça vergi geliri düşüyor, sorumluluğunda olan devlet bütçesi istenenden kötü geliyor...
Bakan üzüntüsünü dile getirip, televizyondan vatandaşlara 'zam' yapacağını müjdeliyor. İşin kaynağına bakmadan, "Bütçe açık verdi, yap zammı gitsin" mantığıyla... Maliye Bakanlığı'ndan medyaya çeşitli haberler sızdırılıyor: "10 milyarlık zam paketi hazırladık...", "otoya, tapuya, gayrimenkule vs. vs. zam geliyor.
Oğuz Karamuk'un yazdıkları, genel olarak iş çevrelerinin genel değerlemeleri.
Ortada bir gerçek var:

- Talebi sınırlandırıcı politikalara devam edilecek mi, edilmeyecek mi? Edilecek ise,  ekonomideki büyüne bu çizgide kalacak. Piyasa canlanamayacak. Bütçe açığı büyüyecek.
- Bütçe açığını Hükümet büyütmeyi göze alacak mı almayacak mı? Alır ise iç borçlanma ile açığı kapatacak. Enflasyon biraz yukarı çıkacak. Bütçe açığını kapatmak için vergileri artırır ise bu defa ekonomideki yavaşlama daha da kötü olacak.
Alternatif, frenleri gevşetmektir. Bu defa bugüne kadar çekilen sıkıntılar işe yaramayacak. Cari açık gene büyüyecek. Enflasyon gene yüzde 10'un üzerine çıkacak.
Bu işler bakanların, o bakanın, bu bakanın işi olmaktan çok Hükümetin işi,tercihi. Hükümetin işi zor mu zor.

Tüm yazılarını göster