Bu gece Kadir Gecesi

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

DÜNYA'da yazmaya başladığımdan buyana, 28 yıldır Müslümanların önemli günlerinde Sayın okuyucularımın din bilgilerini tazelemeye çalışıyorum. Kaynak kuran-ı kerim olduğu için her yıl aynı bilgileri veriyorum. Hadislere yönelerek olan bitenin farklı yorumlarına gitmenin doğru olmadığına inanıyorum:

Bana göre tek bir kaynak vardır. O da Kuran-ı Kerim'dir.

Kadir gecesi kuran-ı kerimde yer alan önemli bir gecedir.

Kadir Gecesi, Kuran'ın indirilmeye başlandığı gecedir.

Bu gecenin kutsallığı Kuran'ın doksan yedinci suresi olan "El - kadr" suresinde şöyle buyurulur:

"(1) Biz onu (Kuran'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik.

(2) Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin?

(3) Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır.

(4) O gecede, rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.

(5) O gece esenlikler doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar."

Kuran'da Kadir Gecesi'nin kutsallığı ve bu gecenin

Ramazan ayı içinde olduğu belirtilir. Fakat Ramazan'ın hangi gecesi olduğu bildirilmez. Ramazan'ın 27'nci gecesi olduğu Hazreti Muhammed'den nakledilen hadisler ile Müslümanlara duyurulmuştur.

Kuran, Hazreti Muhammed'in peygamberlik döneminde kırk yaşından ölümüne kadarki yirmi üç yıllık dönemde "vahiy" yoluyla peyderpey inmiştir.

Vahiy, "işaret etmek, hızlı işaret, elçi göndermek, gizlice söz söylemek, bir diğer insana ikna edici beyanda

bulunmak" gibi anlamlar taşıyan bir kelimedir.

Dini bir kavram olarak ise "başkalarına gizli kalacak

şekilde peygambere bildirilen ilahi söz ve haber" demektir.

Vahiy, Hazreti Muhammed'e değişik şekillerde gelmiştir.

Çok defa Kuran-ı Kerim'in indirilişine Cebrail adı verilen bir melek yardım etmiştir.

Hazreti Muhammed'in okuması, yazması olmadığından, gelen vahiyler Hazreti Muhammed ve arkadaşlarınca hemen ezberlenmiş ve Hazreti Muhammed'in emri ile vahiy katipleri tarafından yazıya geçirilmiştir.

Hazreti Muhammed'in her Ramazan ayında, o zamana kadar gelmiş olan vahiyleri Cebrail Aleyhisselam ile karşılıklı okuduğu rivayet edilir. Buna karşılıklı okumak ve dinlemek anlamına "mukabele" adı verilir.

Günümüzde camilerdeki ve evlerdeki "mukabele"ler Hazreti Muhammed'in Cebrail Aleyhisselam ile karşılıklı Kuran okumalarının hatırlanışı ve yaşatılmasıdır.

Hazreti Muhammed vahiy yoluyla ayetler indikçe, bunların nereye yerleştirileceğini vahiy katiplerine söylemiş, böylece Kuran'ın düzenlenişi mümkün olabilmiştir.

Hazreti Muhammed'in vefatından hemen sonra ortaya çıkan yalancı peygamber Museylemet'ül Kezzab taraftarları ile gerçekleşen çatışmalarda vahiy yoluyla inen Kuran-ı Kerim ayetlerini ezberleyip hıfzeden hafızların bir kısmının şehit olması, Kuran-ı Kerim ayetlerini toplayarak kitap haline getirme arayışını gündeme getirmiştir.

Hazreti Ebu Bekir, ayetleri toplama sorumluluğunu vahiy

katibi Zeyd bin Sabit'e vermiştir. Kağıda dökülen vahiyler Ebu Bekir'e teslim edilmiş, ondan Hazreti Ömer'e geçmiş, o da bunları Hazreti Muhammed'in zevcesi olan kızı Hazreti Hafsa'ya teslim etmiştir.

Hazreti Muhammed'in vefatından on beş yıl sonra Hazreti Ebu Bekir tarafından toplanarak kitap haline getirilen  Kuran-ı Kerim'in asıl metni Hazreti Osman tarafından beş nüsha olarak yazdırılıp dağıtılmıştır. Müslümanların benimsediği bu nüshalar önce el yazısı ile, matbaa icat olunduktan sonra da matbaa ile çoğaltılarak yayılmıştır.

Müslüman okuyucularımın bu mübarek gecelerini tebrik

ederim.

Fitre ve zekâtı unutmayınız

Sayın okuyucularım, ramazan ayı sona eriyor. Bu ayın bir özelliği de imkânı olanların fitre ve zekât ile ihtiyaç sahiplerini sevindirme mükellefiyetidir. Fitre, Ramazan ayı içinde, en geç bayram namazından önce fakirlere verilen ve de en az miktarı din adamlarınca belirlenen sadakaya verilen isimdir. Bu yıl en düşük miktarı 7.5 TL olarak belirlenmiştir.

Zekât, Müslümanların sahip olduğu mal ve paradan, her yıl yoksullara dağıtmakla görevli olduğu "kırkta bir hissedir". Kuran'da 32 yerde zekât konu edilir. Fitre ve zekâtın birlikte verilmesi adettendir.

Sayın okuyucularım ihtiyaç sahiplerine imkânınız ölçüsünde yardımı ve desteği eksik etmeyin. Fitre ve zekâtınızı da imkân ölçüsünde yüksek tutunuz ki, ihtiyaç sahipleri mutlu olsun.

Tüm yazılarını göster