Bu dönemde aslolan ütülmemektir!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Sanki bazı gelişmeler özellikle ayarlanıyor. Hani komplo teorilerine çok inanan biriyseniz, hele hele ülkeleri içine alacak boyutta komploların harekete geçirildiğine inanıyorsanız, bugünler malzeme açısından gerçekten müthiş.

Bir tarafta bakıyorsunuz; sanki dün ortaya çıkmış gibi İrlanda sorunu. Sanırsınız ki İrlanda'nın böylesine bir borç batağında olduğu yeni anlaşılıyor. Sanırsınız ki Portekiz'in durumu, İspanya'nın durumu yeni yeni tehlike sinyali verecek noktaya geliyor.

Avrupa Birliği içinde böylesine önemli bir ekonomik çalkantı yaşanır, euronun geleceği tartışılırken, Kore'ler sanki birileri dürtmüş gibi, durup dururken önce didişmeye başlıyor, sonra yarım yüzyılın en büyük ateşkes ihlali yaşanıyor. Dünyanın en kapalı ülkesi konumundaki Kuzey Kore, Güney'i bombalıyor, fitil ateşleniyor.

FED, toplantı tutanaklarını açıklıyor bu arada ve 2011'e ilişkin beklentinin görece daha olumsuza döndüğüni ilan ediyor.

Tüm dünya, "ha girdik, ha gireceğiz" diye adeta nefesini tutmuş yeni krizi beklerken, birden böylesine önemli gelişmeler oluveriyor.

Euronun geleceğinin tartışılmasına yol açan gelişmeler yaşanırken, Kore'ler savaşın eşiğine gelmişken, FED dünya ekonomisinin 2011'de bu yılki performansı sergileyemeyeceğini ve büyüme hızının düşeceğini dile getirmişken, bundan piyasaların etkilenmemesi düşünülebilir mi? Dolar yükselmeye başlıyor, hisse senedi fiyatları tüm dünyada gerileme eğilimi içine giriyor; hatta kimilerine göre bir çöküşün eşiğine gelinmiş bulunuluyor.

Bizdeki gelişmeleri de dünyadan ayrı düşünmek söz konusu değil. Dolar 1.40'ların altına doğru sarkma eğilimi gösterdiğinde hemen tartışmaya açtığımız "1 dolar 1 TL olur mu" konusunu anında rafa kaldırıyor, bu kez "dolar 1.50'ye dayandı" türü haberleri, "dolar nereye gider" tahminleriyle destekleyerek servis etmeye başlıyoruz.

Hisse senedi piyasamızın dünyanın en çok kazandıranları arasında bulunduğundan övgüyle söz ederken, şimdi birkaç güne sığan değer kayıplarını ön plana getirmek zorunda kalıyor; "baş omuz formasyonuna göre şuraya gideriz, teknik analize göre şöyle, temel analize göre böyle olur" diyerek ahkam kesiyoruz.

Biz Borsa'da böyle analizler yapabilecek durumda değiliz. Ama anlamadığımız bir şey olmuştur hep. Şimdi de duyuyoruz. "Düşen bu fiyatlar alım fırsatı olarak değerlendirilebilir" diyenler, devamındaki cümlede bu kez "Aman amatör yatırımcılar ellerindeki hisseleri ucuza kaptırmasınlar" diye öğüt verebiliyorlar. Bu fiyatlar alıma uygun bir düzey oluşturacak ölçüde fırsat ise ve alım öneriliyorsa, birilerinin de bu fiyatlardan satması gerekmeyecek mi? Üç gün önce 5 liradan işlem gören bir hisse senedinin fiyatı 3 liraya düşünce, hem "Bu, alım için iyi bir fırsattır", hem de "Bu fiyattan hisse senedinizi kaptırmayın" demek, soytarılıktan başka nasıl adlandırılır. Elbette bir fiyat kimi için alış, kimi için satış anlamında uygun olabilir, ama hem al, hem sat önerisinin aynı kişi ya da kişiler tarafından dile getirilmesi normal karşılanabilir mi?

Bugünler çok sıkıntılı görünse de, İrlanda konusu da halledilecektir, sorunun Portekiz ve İspanya'da bu boyutlara varması da önlenecektir. Ülkeler batmaz, hele bu koşullarda alacaklılar tarafından batmalarına zaten göz yumulamaz.

Kore'ler de, elbette barışmaz ve kucaklaşmazlar ama, birbirlerini yok edecek ölçüde bir savaşa da tutuşamazlar.

Bunlar da geçer… Sanki her şey üst üste gelmiş gibi görünüyor; ama atlatılır. Ve küçük tasarruf sahibi için bu dönemde aslolan büyüklere yutulmamak, daha çok halk ağzında kullanılan kavramla söylersek, ütülmemektir… 

Tüm yazılarını göster