Bu da bir rekor; fiyatlar üç aydır geriliyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye daha önce fiyatların üç ay üst üste gerilediği bir dönem yaşamamıştı. Oysa bu yılın mayıs, haziran ve temmuz aylarında fiyatların gerilediğine tanık olundu. Yani, bu bir ilk…

Tüketici fiyatları mayısta yüzde 0.36, haziranda yüzde 0.56 gerilemişti. TÜİK tarafından dün yapılan açıklamaya göre, temmuzda da yüzde 0.48'lik gerileme oldu. Böylece, TÜFE'de söz konusu üç ayın toplamında yüzde 1.39'luk düşüş kaydedildi.

İlk dört ayda yüzde 4.55 olan TÜFE artışı, ilk yedi ay sonunda yüzde 3.09'a düştü. Yine nisan itibariyle yüzde 10.19 düzeyine çıkan yıllık artış da, temmuz sonu itibariyle yüzde 7.58'e geriledi.

Önceki aylarda olduğu gibi temmuzda da fiyatların gerilemesinde en büyük etkiyi gıda ve alkolsüz içecekler grubu yaptı. Bu grupta fiyatlar yüzde 0.73 düşüş gösterdi. Aslında söz konusu oran, önceki iki ayla kıyaslandığında çok düşük bir düzeye işaret ediyor. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatlar mayısta yüzde 4.38, haziranda yüzde 2.52 gibi çok yüksek düzeylerde gerileme göstermişti. Temmuzda yavaşlayarak yüzde 0.73'e inmiş olsa bile, bu harcama grubunda üç aylık fiyat düşüşü yüzde 7.48'i buldu.

Yüzde 4.4 ve yüzde 4.3!

Bilmece gibi olmasın, hemen açıklayalım. Son beş yılın ağustos-aralık döneminde ortalama TÜFE artışı yüzde 4.4 olarak gerçekleşti. Merkez Bankası'nın son tahmini olan yüzde 7.5'te kalınabilmesi için de bu yılın son beş ayındaki artışın yüzde 4.3 olması yetiyor. Dolayısıyla, geride kalan yıllarla bu yılın son beş ayı arasında tam bir örtüşme ortaya çıkmış durumda. Bir başka ifadeyle, bu yılın son beş aylık döneminde olağandışı fiyat hareketlerine yol açacak gelişmeler yaşanmadığı takdirde yüzde 7.5'te kalınmasında bir zorluk ortaya çıkmayacağı kolaylıkla söylenebilir.

Merkez iyice rahatladı

Merkez Bankası temmuz ayı fiyat değişiminin bu düzeylerde geleceğini zaten tahmin ediyordu ve bu bir süre önce dile getirilmişti. Yıllık tahmin de malum. Tüm bunları dikkate alan Merkez Bankası, faizlere uzunca bir süre dokunmayacağını da ilan etmişti. Zaten artık "faiz lobisi" olarak da adlandırılan grupların sesi soluğu uzun süredir çıkmaz oldu. Hele enflasyon böylesine düşük seyrederken kimsenin faiz diye tutturma durumu yok.

Merkez Bankası, döviz yönünden de rahatladı. Banka, önceki gün açıkladığı ve dün başlattığı yeni uygulamayla günlük döviz alım tutarını 30 milyon artı 30 milyon opsiyondan, 40 milyon artı 40 milyon opsiyona, yani toplamda 60 milyon dolardan 80 milyon dolara çıkarmıştı. Alım tutarındaki bu artış Merkez Bankası'nı zorlayacak boyutta değil, ama en azından "dövize müdahale" isteklerini bir süre olsun dindirecek. Ayrıca, fiyatlardaki gerileme, Türk parasının daha da değerleniyor görünmesini önleyecek. Düşünsenize, enflasyonun alıp başını gittiği bir dönem yaşansa ve bu dönemde daha önce de örnekleri görüldüğü gibi kur yerinde saysa, Merkez Bankası'na yönelik baskılar çok daha yoğun olacaktı. Oysa şimdi yıllık enflasyon bu yılın en düşük düzeyine inmiş ve yılın tümüne ilişkin tahmin doğrultusunda gelişiyor. Türk parasının reel değerine ilişkin hesaplamalarla elde edilecek oranlar, böyle bir süreçte daha düşük değer artışlarına işaret edecek ya da değer artış değil, değer kaybı sonucu ortaya çıkacak. Tüm bunlar Merkez Bankası'nın bir süre döviz konusunda da rahat nefes alacağının işaretini veriyor.   

Tüm yazılarını göster