Bosna-Hersek’e ‘B planı’ gerekebilir

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

İkili kader maçlarımızdan ilkini Kayseri Kadir Has Stadyumu'nda Estonya'ya karşı oynadık. Maç öncesi Estonya'nın sıkı defansif tedbirlerle canımızı sıkacağını düşünmüştük ama ilginçtir Tarmo Rüütli kendi sahasında oynadığından çok daha ofansif bir anlayışla takımını sahaya sürdü. Bu durumda Estonya'nın formalite maçları oynuyor oluşu etken sayılabilir mi derseniz orası şüpheli. Şüphe götürmeyen gerçek ise kısıtlı hücum silahlarına sahip Estonya'nın dahi kontratakla milli takım savunmasını avlayabilmesi. Bosna maçı düşünülerek bir değerlendirme yapıldığında bu hiç de iç açıcı bir gelişme değil.

"Erken yediğimiz golle motivasyon kaybı yaşadık." savunması başvurulması en kolay ve bir o kadar da geçerli görünen bir argüman. Asıl olan ise ay-yıldızlıların karşılaşmaya endişeli ve tedirgin başlamaları. Böylesi kritik günleri yaşarken geçmişi eşelemek hoş bir davranış tarzı değil. Zaten niyetim de bu değil. İsviçre ve Letonya serilerindeki sükût-u hayallerden ders çıkararak Bosna maçına iyi bir mental hazırlık yapılması gereğinin altını çizmek niyetindeyim. Milli takım teknik ve idari kurmayları umarım bu meseleye eğilirler. Çünkü Bosna-Hersek karşılaşması 2010 yolundaki kaderimizi belirleyecek. Kabul edelim ki, futbolu duygularımızla ve coşkuyla oynayacak kadar Akdenizliyiz ama stresle başa çıkabilecek kadar Avrupalı değiliz.

Oynanan Estonya ve oynanacak Bosna-Hersek maçlarına dair bir başka tespit yapmak gerekirse Tarmo Rüütli'nin bütün öykünmelerine rağmen Bosna'nın Estonya'dan çok daha farklı bir rakip olduğunu söylemeliyiz. Her ne kadar Estonya maç genelinde Bosna gibi oynamaya çalışıp zaman zaman becerdiyse de; Bosna belki de tarihindeki en parlak jenerasyonu yakalamış formda ve tehlikeli bir ekip. Misimovic, Muslimovic, Pjanic, Ibisevic ve Dzeko gibi yıldızların varlığı bir yana, tarihinde ilk kez Dünya Kupası'na katılacak bir ülkenin tüm arzusu ve desteği Bosna milli takımıyla beraber. Bu halleriyle 90'lı yılların başında gerçekleştirdiğimiz büyük hamlenin bir benzerini yaşar gibiler. Biz fazla sıcakkanlı olmaktan, bir başka deyişle soğukkanlı olamamaktan yakınırken bakalım benzer durumdaki Bosna atmosferden nasıl etkilenecek? Şüphesiz bu da önemli.

Maç saatine kadar Bosna-Hersek teknik direktörü Miroslav Blazevic'in başına ağrılar girmesine vesile olacak soru, taktiği beraberliğe oynayıp Türkiye'yi 4 puan geride tutmak üzerine mi yoksa sahasında kazanan ve "vuslata eren" bir Bosna'yı hedefleyerek mi kuracağı olacak. Tabi bu durumun bizim kadro yapımız ve taktik düşüncemiz üzerinde de etken olacağı aşikâr. Örneğin Fatih Terim'in Estonya önünde ileri uçta şans verdiği Sercan Yıldırım, beraberliğe oynayan Bosna'nın defansı içinde kaybolabilir ama açık futbol sergileyecek bir rakip karşısında maçın yıldızı da olabilir. Yine duruma göre Arda'nın sol kanatta kullanılması veya Galatasaray'da bu sezon gördüğümüz gibi hücum organizasyonlarından sorumlu olması mümkün olabilir. Ülke içinde sıklıkla eleştirilen Fatih Terim'in maça A, B hatta C planlarıyla hazırlanması ve maç içinde bu stratejiler arasında geçiş yapması belki de en güçlü yönü. Bu açıdan bakıldığında Bosna ile oynayacağımız hayati maçın devre arasındaki 15 dakikalık bölüm, belki de 2010 Güney Afrika seyahatimizde check-in niteliği taşıyacak. O yüzden Bosna'ya karşı her şeyden önce "iyi bir B planı" diyorum.

Brezilya garantiledi

Güney Amerika'nın en büyük futbol rekabetinde gülen taraf Brezilya oldu. Rosario'da oynanan karşılaşmada Brezilya, Arjantin'i deplasmanda 3-1'le geçerek 3 maç kala adını 2010 Dünya Kupası'na yazdırdı. En son bir eleme maçını evinde 15 yıl önce kaybeden Arjantin maça kendinden emin başladı. Veron ve Messi'yle oyunda hâkimiyeti kuran Tangocular, oyunun ilk bölümünde Brezilya'yı kendi yarı sahasına hapsetti ancak gol bulamadı. İlk yarısı Luisao ve Fabiano'nun golleriyle Brezilya'nın 2-0 üstünlüğüyle tamamlanan maçın ikinci yarısında Arjantin daha çok kanat ortalarıyla gol bulmaya çalıştı. 65. dakikada Maradona ve öğrencilerini umutlandıran gol geldi. Messi'nin pasında topla buluşan Datolo ceza sahası dışından farkı bire indirdi. Ancak Arjantin'in umutlarını yitirmesine sebep olan gol iki dakika sonra Fabiano'dan geldi. Kaka'nın ara pasında topla buluşan Fabiano Andujar'ın üstünden topu aşırmasını çok iyi bildi ve karşılaşma Brezilya'nın 3-1'lik galibiyetiyle sona erdi.

Trabzonspor ara transferi boş geçmeyecek

Trabzonspor yönetimi, alınan kötü sonuçlar sonrası ocak transfer dönemi için kolları sıvadı. Fatih Tekke ile ön protokol yapan bordo-mavililer, daha önce de ilgilendikleri Kanadalı Atiba Hutchinson için bir kez daha harekete geçti. Ayrıca listede Basel'de forma giyen Serkan Şahin de yer alıyor. Yerel basında yer alan haberlere göre, sezon sonu kulübüyle sözleşmesi sona erecek olan Kophenaglı oyuncu ile anlaşma sağlanmış durumda. Kulübüyle ise bonservis pazarlıkları devam ediyor. Bu oyuncudan olumsuz haber gelmesi durumda bordo-mavili ekibin rotası Santander'in serbest bıraktığı ve transfer döneminde bir kulüple anlaşmayan 28 yaşındaki Polonyalı Ebi Smolarek'e dönecek. 28 yaşındaki oyuncu 42 kez Polonya milli takım formasını giydi.

Diğer yandan 2 hafta önce yapılan Olağanüstü Genel Kurul sırasında yaşanan gerginlikler hâlâ devam ediyor. Eski yöneticilerin yönetim kuruluna olan eleştirileri sürerken, mevcut yönetim ise açıklama yapmama kararı aldı.

Carlos'a talip var

News of the World'un haberine göre, İngiltere League Two ekiplerinden Notts County'nin, Fenerbahçe'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos'un peşinde olduğu ifade edildi. Teknik direktörlük görevine bir dönem Trabzonspor'un da gündeminde olan Sven Gorean Eriksson'u getiren Notts County, yapacağı transferle adından söz ettirmeyi amaçlıyor. Sansasyonel transferler yapmak istediği bilinen Notts County, Sol Campbell'i renklerine katmıştı. Capmbell transferinin bu amaca hizmet edeceği söyleniyor. Notts County yönetiminin Carlos ile görüşmelerine devam ettiğini doğruladığı iddia edilirken, Brezilyalı savunma oyuncusunun yüksek bir miktar teklif ettiği öne sürüldü. Carlos benzeri 4-5 transfer yapmak için çalışmalarına devam eden İngiliz ekibinin, büyük maddi imkânlara sahip olduğu biliniyor.

Lazio elini çabuk tuttu

Roma ekibi Lazio, Uruguaylı yeni futbolcusu Barretto'ya ancak ocak ayında kavuşabilecek. Sağlık kontrolünden geçen Gonzalo Barreto, Lazio ile beş yıllık sözleşme imzaladı. Laizalita.it'de yer alan habere göre, 17 yaşındaki Uruguaylı futbolcu kasım ayının ortasında 17 Yaş Altı FIFA Dünya Şampiyonası'nda görev yapacak, Yeni Zarate olarak lanse edilen genç oyuncunun Lazio forması giymesi için ocak ayını beklemesi gerekecek.

Lazio, FIFA'nın 18 yaş altı oyunculara getirdiği transfer yasağına rağmen; Milan'ın Pato transferinde yaptığı gibi elini çabuk tutarak ileride yıldız olacak bir futbolcuyu renklerine bağladı. Genç yıldız halen ülkesi Uruguay'da FC Danubio Montevideo takımının formasını giyiyor.

Manchester cezanın eşiğinde

Chelsea'nin ardından bir diğer ünlü ingiliz kulübü Manchester United da usülsüz transfer yaptığı için ceza alabilir. Fransa 2. Lig takımlarından Le Havre'ın futbolcularından, aynı zamanda 16 yaş altı Fransa Milli Takımı'nın kaptanı Paul Pogba'nın, Manchester United'a FIFA ve UEFA kurallarına aykırı bir şekilde transfer edildiği iddiası ile Le Havre kulübü kanun önüne gitmeye hazırlanıyor.

20 Minutes gazetesinde yer alan haberde, Le Havre Kulübü'nün Başkanı Jean-Pierre Louvel, Manchester United'ın da Chelsea gibi örnek bir ceza alması için FIFA ceza kuruluna başvuruda bulunduğu ifade edildi. "Manchester'ın Chelsea gibi bir ceza almasını umuyoruz, etiğe sığmayan bu tür davranışların artık son bulmasını istiyoruz" diyen Louvel, genç futbolculara ve kendilerini angaje eden kulüplere saygı duyulması gerektiğini belirtti.

Nurullah Sağlam işbaşı yaptı

Denizlispor'un yeni teknik direktörü Nurullah Sağlam, Diyarbakırspor ve Sivasspor'u yenmeyi planladıklarını belirterek, ''Oyuncuların keyif aldığı, izleyicilerin haz duyduğu bir Denizlispor'u izleteceğiz'' dedi. Diyarbakırspor ile kendi sahalarında oynayacakları maçtan 3 puan alarak, futbolcular üzerindeki öz güven eksikliğini gidereceklerini anlatan Sağlam, şöyle konuştu:

''Öncelikli hedefimiz Diyarbakırspor'dan 3 puan almak. Bunun için de antrenmanlarda futbolcularıma kendi futbol anlayışımı yerleştirmeye çalışıyorum. Fizik olarak iyi durumda olan oyunculara, daha çok taktik anlayışı vermeye çalışıyorum. Çok yakın zamanda, futbolcuların keyif alarak oynadığı, izleyicilerin de haz duyduğu bir Denizlispor'u izlettireceğiz.''

Takımdaki sakat oyuncuların durumunun her geçen gün iyiye gittiğini, bunun da kendilerini sevindirdiğini kaydeden Nurullah Sağlam, sadece Çağlar ve Berberoviç'in durumunun olumsuz olduğunu, onları da hazır hale gelmek için ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti.

Tüm yazılarını göster