Borsa İstanbul ve küresel piyasalar bir genişleme dalgasına ne kadar yakın?

ABD’de çekirdek PCE verisi beklentile­re paralel gelirken; tarım dışı istihdam verisi aşağı yönlü ve fakat II. Çeyrek büyü­me verisi yukarı yönlü revize edilerek yüzde 3 olarak kaydedildi. Avrupa’da ise haziran ayında başlayan faiz indirim döngüsünün son gelen enflasyon verisinin hedefe yakın­laşması nedeniyle eylül ayında bir çeyreklik faiz indirimi ile devam edeceği fiyatlanıyor.

Nazlı SARP nazli.sarp@dunya.com

ABD’de çekirdek PCE verisi beklentile­re paralel gelirken; tarım dışı istihdam verisi aşağı yönlü ve fakat II. Çeyrek büyü­me verisi yukarı yönlü revize edilerek yüzde 3 olarak kaydedildi. Avrupa’da ise haziran ayında başlayan faiz indirim döngüsünün son gelen enflasyon verisinin hedefe yakın­laşması nedeniyle eylül ayında bir çeyreklik faiz indirimi ile devam edeceği fiyatlanıyor.

Batı yakasındaki bu görünüme en az Fed’in faiz indirimi kadar etki eden bir başka faktör daha var ki o da teknoloji his­selerinin öncü firması Nvidia’nın görünü­mü. Bu ayın başlarında, şirketin Blackwell olarak bilinen yeni nesil çipinin üretimine yönelik bir gecikme hisse performansına bir engel olarak ortaya çıkmıştı. Firma son çeyrekte gelirinin iki katından fazla artma­sıyla halen karlı bir şirket de olsa yüksek beklentileri karşılayamadı ve yüzde 6’lık düşüşle piyasa değerinden 200 milyar do­lar bir anda siliniverdi.

Nvidia’nın bu kadar önemli olmasının bir nedeni de teknoloji hisselerine öncülük etmesi.

Temmuz ayının ortasından bu yana S&P 500 içinde en iyi performans gösteren alan­lar artık teknoloji hisseleri değil; bilakis ino­vasyondan çok faizi fiyatlayan gayrimenkul, kamu hizmetleri ve finans gibi kesimler ol­du. Diğer taraftan bu sektörlerin kalıcılığı­nı belirleyecek olan da aslında ABD ekono­misinde inişin ne kadar yavaş olacağıdır. Bir yıllık tarım dışı istihdamın 818 k aşağı revi­zesinin ardından 6 eylül tarihindeki istih­dam verisi sonrası Fed’in indirim dozajı da belli olacaktır. Yüksek bir faiz indirimi eko­nomide işlerin sanıldığı gibi iyi gitmediğini gösterecektir. Bu görüşüme bir destek de al­tının bu kadar popüler bir yatırım aracı ol­masından gelsin.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’de ise işler para politikası tarafında biraz ka­rışık. Son dönemde SVB benzeri bir banka­cılık krizi çıkacağı söylentileri biraz abar­tılmış olsa da Çin Merkez Bankası tahvil alımları yapıyor. (Abartılı bulma nedenim toplam banka bilançolarının yüzde 20’si ka­dar tahvil var. Çinlilerin yatırımlarını banka dışına çıkarması söz konusu değil ve faiz art­tırımı ufukta gözükmüyor.)

Borsamızda yabancı hikayesi şimdilik hayal kırıklığı yaratmış durumda

Bizim borsamıza gelince BİST 100, yıl­başından bu yana TL bazında yüzde 29, do­lar bazında yüzde 12,5 kazanç sağlamış olsa da 5 Ağustos’taki kara Pazartesi’yi bir tür­lü atlatamamış gözüküyor. Ağustos ayında­ki bir aylık kayıplar TL’da yüzde 9 iken do­larda yaklaşık yüzde 12 düzeyinde…

Bu du­rumu küresel piyasalardaki gelişmelerden çok iç dinamiklerimizle açıklayabilirim: Başlarda ekonomi programındaki dönüşü­mü ülke puanları, gri listeden çıkış ve CDS düşüşü başta olmak üzere olumlu yabancı geri bildirimi eşliğinde fiyatlayan borsa, ya­bancı portföy yatırımlarının gelecek olma­sına yönelik bir hikayeye sahipken; temmuz sonundan itibaren tersi bir döngüye girdi.

Bu durumun nedenleri arasında yüksek fa­izin üstelik de risksiz bir biçimde alternatif oluşu, TCMB verilerine göre mayıs başın­dan bu yana 2 milyar doları aşkın yabancı çıkışı, enflasyon muhasebesinin gerçekle­ri su yüzüne çıkarışı ve ekonomide durgun­luk sinyalleri sayılabilir.

TCMB’nin son PPK metninde gerekirse ilave sıkı­laşma yapılabileceği ve aylık enflasyon­da düşüş trendi yakalanmadan sıkı duru­şun korunacağına yönelik son derece şahin ifadeler, bankanın küresel merkez bankala­rından daha sonra ve çok daha küçük adım­larla gevşeme sinyali vereceğinin göstergesi olarak algılanabilir.

Yabancı borsaya ekimde gelir mi?

Buradan belki Fed’in ilk faiz indiri­minin ardından ekim ayı gibi borsamıza yabancı girişi olacaktır biçiminde bir çıkar­sama yapılabilir. Diğer taraftan bu, son de­rece eksik bir çıkarım olacaktır zira Kasım ayındaki ABD seçimleri ve jeopolitik riskler altını öne çıkarırken hisse ve kripto para gi­bi riskli varlıklar açısından belirsizlik içer­mektedir. Üstelik Çin tahvilleriyle ortaya atılan finansal riskin katbekat fazlası kadar ABD’nin bütçe açığı kaynaklı yüksek iniş riski hala dillendirilmemişken…

Tüm yazılarını göster