Borroso'dan AB için bir Afrikalı atasözü: ”Hızlı gitmek istiyorsak,

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Üç yylda, iki antla?ma gerçekle?tirdi AB. Yeni anayasa ve ardyndan gelen Lizbon Antla?masy ulusal referandumlarda üç kez "hayyr" ile kar?yla?ty.

Aslynda herkes AB'nin bundan sonra daha farkly, çok vitesli bir yola girece?ini, bu yolda bazy fireler verece?ini dü?ünürken, AB Komisyonu Ba?kany Jose Manuel Borroso'nun dü?üncesi farkly. O, AB'nin gelece?ine yönelik temennisini bir Afrika atasözü ile tanymlyyor: "Hyzly gitmek istiyorsak, yalnyz gidelim; uza?a gitmek istiyorsak, beraber gidelim. Ben uza?a gitmek istedi?im için, beraber hareket etmeyi savunuyorum. Bu da ortak projemize çok daha fazla enerji ve siyasi sermaye yatyrymy yapmamyz gerekti?i anlamyna geliyor. 

"Sorunlar var. Bu sorunlary çözmek gerekli" diyor Borroso Fransyz L'Express dergisine verdi?i röportajda. Gelinen noktayy ki?isel ba?arysyzlyk olarak de?erlendirmiyor kesinlikle, "Bu antla?malary AB komisyonu müzakere etmedi, 27 üye ülkenin hükümetleri müzakere etti. Bir ya da iki ülke bu antla?malary onaylamakta zorlanyyorsa, bunu onlaryn açyklamasy gerekir. AB'nin günah keçisi olmasyny kabul edemem. Yrlanda referandumu Komisyon veya Komisyon politikalary ile ilgili de?ildi" diyerek.

Bu arada, Portekizlilerin "durgun su denizcileri" olmady?yny da söylüyor Borroso, "Fyrtynaly denizleri tanyryz ve bu denizlerin nasyl a?ylmasy gerekti?ini iyi biliriz" diyor.

Borroso'ya göre Yrlanda krizinden çyky? noktasy, sorunu birlikte tarty?mak, tarty?yrken "Lizbon Antla?masy öldü" dememek ve onaylama sürecine devam etmek. Ve bu süreçte Yrlanda için bir çözüm üretmek.

Peki Borroso'nun Türkiye dahil olmak üzere, AB'yi yakyndan ilgilendiren konulara yönelik görü?leri neler? Y?te bu görü?lerden bazy satyr aralary:

-AB geleninde insanlar, ulusal kurumlaryndan çok, AB kurumlaryna güveniyorlar. Bu, belki Yskandinav ülkeleri dy?ynda, tüm ülkeler için geçerli.

-Küreselle?me yüzünden AB yönetimi üzerinde büyük bir basky var. Bu yüzden Avrupaly hükümetler herhangi bir karar sürecini kabul ettirmekte zorlanyyorlar.

-Bazy ülkelerde açyk, bazy ülkelerde ise korumacy bir yakla?ym izliyoruz. Bugün AB dünyanyn en büyük ihracatçysy konumunda. Korumacylyk bizim çykarlarymyzyn tersine olacaktyr.

-Bugün Avrupa'nyn rekabetçi olmady?yny dü?ünenlere, ?u soruyu soruyorum: Arkada kalanlaryn günah i?ledi?i dü?ünülen ABD modelini uygulamak ister misiniz veya Çin modelini? AB, orta synyfyn en iyi ?artlarda ya?ady?y bir yer. Kendi modelimizden utanmamamyz ve bu modeli küreselle?menin gereklerine uyarlamamyz gerekir.

-Fransa dönem ba?kanly?ynyn öncelikleri arasynda, küresel etkileri açysyndan enerji güvenli?i ve küresel ysynma ayry bir öneme sahip.

-Romanya ve Bulgaristan'daki adalet sistemine ve yolsuzluklara yönelik ciddi endi?elerimiz olmasyna ra?men, bu iki ülkenin üyeliklerini kabul ettik.

-Türkiye'de iktidar partisinin kapatylmasy söz konusu olursa, bunun ciddi sonuçlary olacaktyr.

 "Kriz lazymdy, o da oldu"

AB'nin gelece?ine yönelik bir di?er ilginç yorumda da gazeteci Christian Makarian'a ait.  "Kendilerinden öncekiler gibi, Sarkozy ve Merkel'in de gerçek bir krize ihtiyaçlary vardy, i?te o kriz gerçekle?ti" diyen Makarian, yakla?yk bir senedir yakla?ymlary ve politikalary farklyla?an Nicolas Sarkozy ve Angela Merkel için durumun, bundan sonra eskisi gibi olmayaca?yny ifade ediyor. Makarian'a göre iki liderin her türlü rekabeti bir kenara byrakyp, AB'nin gelece?i için kol kola vermeleri gerekiyor.

Büyük ölçüde Merkel ve Sarkozy tarafyndan hazyrlanan Lizbon Antla?masy'nyn Yrlanda tarafyndan reddedilmesinin, Almanya ve Fransa'nyn AB için üstelendi?i "motor görevini" zedeledi?ini de söyleyen Makarian, AB nüfusunun sadece yüzde 1'ini temsil eden Yrlanda'nyn, i?leri son derece zora sokmaya yetti?ini de vurguluyor.

"Aslynda, Roma antla?masy ile belirtilen daha dar bir Avrupa" Fransa ve Almanya'nyn büyük bir projesiydi. Fransa, kyta üzerindeki etkisinin artaca?yny; Almanya'da büyük ekonomisi için uygun bir yer bulaca?yny dü?ünüyor

Tüm yazılarını göster