Borçlar bir takımın oyun anlayışını değiştirir mi?

Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Futbol önümüzdeki yıllarda çok farklı şeylere gebe görünüyor.2009 yılında UEFA'nın tüm Avrupalı profesyonel kulüplerin mali yapılarının disipline edilmesi ve rekabetçi dengenin dengede rekabete olanak sağlayabilecek şekilde yeniden kurulmasını amaçlayan "Finansal Fair Play" uygulamasını hayata geçirmesi kulüpleri ciddi şekilde zorluyor. UEFA'nın "Finansal Fair Play" kurallarını, tüm profesyonel futbol kulüplerinin önüne bir yönetsel zorunluluk olarak koyması ve bu yükümlülüğün en geç 2014-15 sezonuna kadar gerçekleştirilmesi gerekliliği tüm Avrupalı profesyonel futbol kulüplerini şimdiden harekete geçirmiş durumda.

Sürdürülemez finansal durum kulüpleri iflasa sürüklüyor

Çünkü futbolun bugünkü gidişatı sürdürülemez ve kabul edilemez bir hale bürünmüş durumda. Futbolun gelirleri, giderlerini karşılayamıyor. Mevcut parasal olanaklar ve kaynaklar verimli kullanılamadığı için kulüp bütçeleri sürekli açık veriyor. Bu açıkların karşılanması için ise futbol kulüpleri yoğun yabancı kaynak borçlanmasına yönelmek zorunda kalıyorlar. Bu durum ise zaman içinde o kulübün finansal gücünü zayıflatıyor. Zayıflayan ve açık veren mali yapı, kulübün takıma gerekli takviyeleri yapmasına izin vermiyor. Hal böyle olunca da kulüplerin sportif rekabet gücü düşmeye başlıyor.

Yetersiz mali yapı, sportif rekabet gücünü düşürüyor

Sportif rekabet gücünün düşmesiyse, beraberinde mali başarısızlığı getiriyor. Mali başarısızlık ise sportif başarısızlığa neden oluyor. Ve bu durum bir süre sonra bir kısır döngüye dönüşüyor. Sistem sportif ve mali başarı yerine, sportif ve mali başarısızlık üretmeye başlıyor. İşte bu döngüye giren kulüpte eğer gerekli radikal önlemler alınmazsa kulüp yasal ve yönetsel yükümlülüklerini yerine getiremediğinden ya iflas ediyor, ya küme düşüyor ya da yok olup gidiyor. Bunun birçok örneklerini vermek mümkün. 2001 yılında Şampiyonlar Ligi yarı finalinde oynayan Leeds United aynı sezon 160 milyon sterline ulaşan borçları nedeniyle kayyuma devredilip Premier Lig'den düştü. Ancak uzunca bir aradan sonra Championship'e çıkabildi. Fieorentina iflas edip üçüncü lige düştükten ancak üç yıl sonra tekrar Serie-A'ya çıkabildi. 2010 yılında FA Cup'ta Chelsea'ye karşı final oynayıp 1-0 kaybeden Portsmouth F.C. 40 milyon Sterlin'e ulaşan borçları yüzünden kayyuma devredilmesi sonucu aynı sezon Camphionship'e düşmek durumunda kaldı. Bir zamanların tüm takımların korkulu rüyası İspanyol Deportivo La Corina bu sene 214 milyon Euro'ya ulaşan borçları ve son derece başarısız saha performansıyla La Liga'dan düştü. 2004 yılı Şampiyonlar Ligi finalisti AS Monaco ise bu sezon 57 milyon Euro borç ve 15 milyon zararın altından kalkamadı, kulüp gerekli takviyeleri yapamadı ve 2010-11 sezonunda Fransız Lig 2'ye düştü.

Avrupa'nın en borçlu 10 kulübü

Sıra Kulüp Toplam borç (milyon Sterlin)

1.Manchester United 716

2.Chelsea (Limited) 701

3.Valencia C.F 501

4.Liverpool 351

5.Real Madrid 296

6.FC Barcelona 273

7.AS Roma 271

8.Schalke 04 234

9.Arsenal 223

10.Fulham 218

Kulüpler denk bütçeye yönelmek zorundalar

UEFA Finansal Fair Play Kriterleri'ne göre Avrupalı profesyonel kulüpler kademeli olarak 2014-15 sezonuna kadar;

1.Gelirlerinden daha fazla gider yapamayacaklar (Denk Bütçe Uygulaması)

2.Toplam Giderler gelirlerin yüzde yetmiş beşini geçmeyecek,

3.Futbol dışı gelirler kulüplere aktarılamayacak. Bu kapsamda kulüplere dışarıdan transfer edilen kaynaklar da iade edilecek.

Finansal Fair Play'in yukarıda belirtilen üç temel kriterine bütün profesyonel kulüpler uymak zorunda. Bu kapsamda tüm kulüpler kademeli olarak finansal, ekonomik, yönetsel yapılanmalarını gözden geçirmek durumundalar.

Kriterlere uymayan kulüp transfer yapamayacak, turnuvalara katılamayacak

UEFA Kulüp Lisanslama Sistemi ve Finansal Fair Play kriterlerine uyum sağlayamayan kulüpler, transfer yapamayacaklar, UEFA'nın organizasyonlarına katılamayacaklar. Bu nedenle kulüpler özellikle finansal disiplini sağlamayı önlerine temel hedef olarak koyarlarken, diğer taraftan da alt yapıya yönelmek zorunda kalacaklar. Böylesi bir yaklaşım tarzı doğal olarak Futbolda sıkı para yönetimini de beraberinde getiriyor.

Futbola sıkı para politikası

Yukarıdaki söylediklerimizin ışığında kulüpler istemeseler de mali disipline yönelmek durumunda kalacaklar. Bunun diğer anlamıysa, kulüpler artık sıkı para politikası uygulaması zorunda kalacaklar. Dengeli ve rekabete olanak sağlayacak şekilde kaynaklarını verimli kullanmaya ve onları optimize etmeye çalışacaklar. Borçlanmaya istedikleri gibi gidemeyecekler. Daha çok öz kaynaklarına ve alt yapıya yönelmek durumunda olacaklar. Artık zengin başkan dönemi de bitiyor.

Sıkı para politikası ve maliyet disiplini takımları nasıl etkiler?

Sıkı para politikası çok doğal olarak harcamaları daraltacağı için giderleri de kısıcı bir etki yaratacaktır. Bu kulüpleri mecburen verimliliğe, ellerindeki kaynakları maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanmaya sevk edecektir. Bunun kaçınılmaz sonucu ise özellikle futbolun cari açığını artıran yegane unsurlardan birisi olan hesapsız ve verimsiz transfer harcamalarını engelleyici olabileceği gibi, özellikle takımın ücret, maaş ve prim gibi harcamalarını içeren futbol giderlerini de frenleyebilecektir. Bu ise özelikle transfer piyasasında yeni bir fiyat dengesinin de kurulmasına olanak verebilecektir. Oluşacak yeni denge fiyatı, kulübün marjinal maliyetlerini daha da aşağı çekebilecektir. Bu sayede kulüpler alt yapıya daha fazla yönelmek ve kaynak ayırmak zorunda kalacaklardır. Yani bundan sonraki yıllar kulüpler için alt yapı yılları olacaktır. Kulüpler iktisadi ve finansal güçlerine göre kadrolarını şekillendirecekleri için oyun anlayış ve stratejileri de buna göre şekillenecektir. Bu kapsamda yabancı oyuncuların da daha verimli kullanılabileceğini, kulübede yetersiz ve yeteneksiz daha az futbolcunun bulunabileceğini düşünüyorum.

Alt yapıya bu yöneliş orta ve uzun vadede kulüpleri ithalatçı konumdan ihracatçı konumuna getirebilecektir. Daha fazla yetenek bu sayede futbola kazandırılabilecek, kulüplerin geleceği ipotek altına girmekten kurtulabilecektir. Önümüzdeki yıllarda futbolda sportif, iktisadi ve mali yeni dengeler oluşabilecektir.

Bir takımın oyun anlayışını onun sportif rekabet gücü belirler

Her ne kadar her takımın oyun anlayışı teknik direktörün kafasındaki oyun anlayışı, felsefesi ile şekillense de, takımın oynayacağı futbolun taktik ve stratejik özellikleri takımın esas kadro gücü ve yeteneğine bağlıdır. Mevcut kadronun fiziki yapısının, teknik direktörün oyun anlayışıyla çakışması, o takımın oyun ve futbol anlayışını şekillendirir. Bu ise tamamen maddi koşullar yani iktisadi ve mali yapı ile ilintilidir. Alınacak oyuncunun kalitesi ve fizik gücü yükseldikçe, finansal olanaklar da takımı zorlamaya başlar.

Önümüzdeki hafta özellikle İspanyol devi Real Madrid'in Türk oyuncuları neden transfer ettiği üzerinde duracağım. Söz konusu transferler sadece basit bir futbol transferi mi? Yoksa Real bir strateji değişikliğine mi gidiyor? Bu yazdıklarımız çerçevesinde Real'in Türk transferlerini ve bu transferlerin Real'e ne kadar yararlı olabileceğini; Jose Maurinho'nun kafasının arka planında neler olduğunu; Real Yönetiminin Maurinho'dan nasıl bir Real istediği üzerinde duracağız.

Tüm yazılarını göster