Son bir yılda kendi sayfamda, bu köşede yazdığım yazılara bir göz gezdirdim ve internet, Y kuşağı, sosyal medya konularında yazdığım yazıların, toplamın neredeyse yarısını oluşturduğunu gördüm. Günümüzde bu konuların çok önemli olduğunu biliyorum ama bu önemi ortaya koymaya çalışırken bazı şeyleri gözden kaçırdım sanırım. Neleri gözden kaçırdığımı anlatmadan önce bu analize neden ihtiyaç duyduğumu da kısaca anlatmak isterim.
Geçen hafta içinde pazarlama alanında önemli sorumluluklar üstlenmiş bir profesyonelle görüşme yaptım. Onunla konuşurken, internet üzerinden elde ettiği bilgilere dayanarak kesin yargılara vardığını görünce, bazı işlerin aslında işlerin önemli bir kısmının halen “offl ine” yapıldığını kendisine anlatmak zorunda kaldım. İşte o an, bazılarımızın bu işi biraz abarttığını fark ettim. Bir süredir vurgulamaya çalışıyorum aslında, “offl ine” ve “online” faaliyetlerimizi birbirinden ayırmak değil, ikisini birbiriyle uyum içinde götürebilmek önemli olan ve bizi güçlendiren.
Sabahları işe gelince yaklaşık yarım saatimi internet üzerinden gazetelere göz atmakla geçiriyorum. Aslında iş içinde gerekli olan bu faaliyeti zevkle yapıyorum. Ama Pazar sabahı gazeteyi elime alıp, sayfalarını koklayarak okumanın zevki ile kıyaslayamam. Benzer şekilde, elektronik ticareti sık kullanan bir kişiyim. Zaman zaman market alışverişimi bile internet üzerinden yapıyorum ama hâlâ alacağım ürünlere karar verirken, gidip almayı düşündüğüm ürünleri denemek, görmek ve dokunmak hoşuma gidiyor. Bu duyguyu hisseden bir tek ben değilim kuşkusuz. Birçok kişinin benim gibi hislere sahip olduğunu gösteren araştırma sonuçlarına ulaşmak olanaklı. Sadece gazete, dergi, kitap veya alışveriş için değil, işimizin, hayatımızın her köşesinde bu savaşı görüyoruz. Klasik pazarlama araçları ölmedi diye bir makale yazılması da bu savaşın uzantısı.
Gerçekten, sanal araçlar geleceği simgeliyor. Gelecekte başarılı olabilmek veya başarıyı sürdürebilmek için bunların kullanılması bir gereklilik. Belki bir gün tamamen onlarla bütün işlerimizi yürütebileceğimiz bir düzeye de gelebiliriz ama bugün önemli olan yaptığımız işleri alıştığımız şekilde gerçekleştirirken, bu araçları da bu işe iyi bir şekilde entegre etmemiz.
Bugüne kadar işletme sahiplerine, girişimcilere vermeye çalıştığım mesaj Y ve Z kuşağının önümüzdeki 10-15 yıl içinde gerek tüketici gerek çalışan olarak her tarafı saracağı, dolayısıyla başarılı olmak isteyenlerin bu gerçeğe göre strateji geliştirmesi gerekliliğiydi. Bu doğru olmakla birlikte, özellikle iş hayatına girmiş olan Y kuşağından arkadaşlarıma da bir öneride bulunmak isterim. Bugün ve önümüzdeki 10-15 yıl boyunca karar vericilerin önemli bir kısmı “sizden” değil. Dolayısıyla onlara ulaşabilmek, kendinizi anlatabilmek, özetle başarılı olmak istiyorsanız sadece bilişim teknolojilerinin size sağladığı olanakları kullanmak yeterli olmayacaktır.