Bir şok da Galatasaray'a

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

SPOR ANALİZ / Cem Top cem.top@dunya.com Ligin zirvesindeki takımların puan kaybında birbirleriyle yarıştığı haftada Galatasaray, sahasında Kasımpaşaspor'a 1-0 mağlup olarak modaya uydu. 23. haftada alınan sonuçlar da gösteriyor ki, ligde can yakan haftalar başladı. Bursaspor'un İstanbul'da Fenerbahçe'yi yenmesi, Manisaspor'un Trabzon'a taktığı çelme, Rizespor'un Sivas'ta aldığı beraberlik ve Kasımpaşa'nın Galatasaray'a yaptığı 3 puanlık şaka hem zirvede hem düşme hattında safların sıklaşmasından. Kasımpaşaspor önünde Galatasaray'ın çok rahat bir maç çıkaracağını hatta farka gideceğini düşünenlerin içine düştüğü yanılgının sebebi de buydu. Geçtiğimiz hafta Denizlispor'u yenerek uzun bir aradan sonra 3 puanı hatırlayan Kasımpaşaspor, Ali Sami Yen'de Galatasaray'ı da mağlup ederek 21 haftada topladığının yarısı kadar puanı 22. ve 23. haftada oynadığı maçlardan çıkardı. Yine de işleri çok zor. Galatasaray Teknik Direktörü Karl-Heinz Feldkamp, hafta içinde UEFA Kupası'nda Bayer Leverkusen karşısına çıkan kadrodan 6 oyuncuya Kasımpaşa önünde forma vermedi. Alman çalıştırıcı, rakibinden 5 gol yiyen kadrodan Hakan Şükür, Serkan, Mehmet Topal, Barış, Arda ve Volkan'ı keserken, bu oyuncuların yerine Song, Lincoln, Carrusca, Barusso, Nonda ve Hakan Balta'yı sahaya sürerek meslektaşı Zico kadar olmasa da kısmi bir rotasyona gitti. Feldkamp, Hakan Şükür ve Serkan'ı yedek kulübesinde oturturken, diğer oyuncuları 18 kişilik maç kadrosuna almadı. Maçta 3 stoperi Song, Servet ve Emre'ye şans tanıyan Alman teknik adam, bu oyunculardan Emre'yi ön liberoda kullanarak maçı izleyenleri şaşırttı. Feldkamp'ın, sağ bek tercihi de Barusso oldu. Bu arada Afrika Kupası'nda mücadele eden Kamerun Milli Takımı kadrosunda bulunan ve bu kupada takımı 2. olan Song da 2 ay sonra formasına kavuştu. Ligde en son 23 Aralık'taki 0-0'lık Gençlerbirliği Oftaşspor deplasmanında oynayan Song, bu tarihten sonra ilk kez Kasımpaşa maçında forma giydi. Ligde en son Ankaragücü maçında 4 dakika forma giyen Carrusca da Feldkamp tarafından 1 ay sonra sahaya sürüldü. Kasımpaşa karşısına 4-3-1-2 sisteminde ancak değişik bir yapılanmayla çıkan Galatasaray, maça baskılı başladı. Özellikle sol kanadını ilk dakikalardan itibaren etkili kullanan Galatasaray, kanatlarda yapılan ortalarla maçın hemen başında bir gol bularak skor üstünlüğünü ele geçirmeyi ve Kasımpaşa'nın direncini kırmayı amaçladı. Savunmada Berthel ve Fatih'in hava hâkimiyetiyle Galatasaray ataklarına karşı koymaya çalışan Kasımpaşa ise uzun toplarla Erhan ve Desire'yi sarı-kırmızılı savunmanın arkasına kaçırmaya çalıştı. Karşılaşmanın ilk 15 dakikalık bölümünde topa daha fazla sahip olan, orta sahada daha iyi pas yapan ve organize ataklar geliştiren Galatasaray olmasına rağmen tabelada sonuç değişmedi. Ancak Galatasaray'ın izlemeye alıştığımız etkili pres anlayışının dakikalar ilerledikçe kaybolduğunu gördük. Sarı-kırmızılıların maçı kaybetmesinde birinci derecede etken olan da orta saha direncinin kırılmasıydı. Söz ettiğimiz etkili preste başrolü oynayan isimlerden Barış, Serkan, Arda ve Mehmet Topal olmayınca Galatasaray ilk yarıyı rakibine kaya değer bir baskı kuramadan kapattı. Kasımpaşa ise kısıtlı hücum gücüne rağmen ilk yarı sonundaki serbest vuruştan bir gol çıkarmayı başardı. Kabul etmek gerekir ki Lincoln, Galatasaray adına tehlikeli bir silah olmasına rağmen takım savunmasına Arda kadar katkı yapmıyor. Belki standart Galatasaray on birinde sadece Arda-Lincoln değişikliği yapılsa bu durum çok fazla sırıtmazdı ancak Carrusca, Emre, Ayhan ve Lincoln'den kurulu orta sahada takım savunması yönünde ciddi sorunlar baş gösterdi. Feldkamp maç içinde arka arkaya hamlelerle özellikle ön libero bölgesine çözüm bulmaya çalıştıysa da ne Emre, ne Barusso ne de Ayhan'ın o mevkiye çekilmesi sorunları gidermedi. Kazanan takım cephesinde ise Teknik Direktör Uğur Tütüneker'in 5 kişilik kalabalık bir orta saha ile Galatasaray'ı karşılamak ve kontra toplarla gol aramak niyetinde olduğunu izledik. Kalede Tolga Özgen'e görev veren Tütüneker; defansını Alpaslan, Jens Berthel, Fatih ve Ömer'den kurdu. Önlerindeki beşli orta sahada Erhan, Barbaros, Murat, Merthan ve Özgür görev alırken ileri uçta tek santrfor olarak Desire forma giydi. Kasımpaşa sol kanadında görev yapan Erhan Küçük Galatasaray karşısındaki futboluyla dikkat çekmeyi başardı. Attığı gol dışında Kasımpaşa'nın geliştirdiği kontratakların neredeyse tümünde bu futbolcuyu izledik. Tabii bahsettiğimiz kontralara çanak tutanın sağ kanatta oynayan Barusso ve üçlü orta saha yapılanması olduğunu söylemeye gerek yok. Galatasaray ideal kadrosunda üçlü oynamanın dezavantajıyla çok koşarak başa çıkıyordu ama Kasımpaşa önünde o agresif oyunlarını sergileyemediler. İkinci yarıda Galatasaray kenar yönetiminin yaptığı ofansif hamleler Kasımpaşa'nın savunmadaki direncini kırmaya yetmeyince zirvede sürpriz bir puan kaybı daha yaşanmış oldu. Kısa vadede sarı-kırmızılıları kupadaki Fenerbahçe rövanşı ve ligdeki Beşiktaş deplasmanı bekliyor. Feldkamp'ın bu maçlarda eski takım yapılanmasına dönüş yapması beklenebilir ki, bu da Galatasaray açısından faydalı olur. Yaralı aslanın ne kadar tehlikeli olduğunu bilenler için bu iki derbi; seyir zevki yüksek, üst düzey mücadelelerin yaşanacağı maçlar demek. Feldkamp, her derbi öncesi yaptığı disiplin gösterilerinden bir başkasını sahneye koymazsa sarı-kırmızılılar bu zorlu süreçten toparlanarak çıkabilir. Ligdeki olası bir Beşiktaş mağlubiyetinin ise Galatasaray açısından umutların sönmesi anlamına geleceğini düşünmüyorum. O maç Beşiktaş açısından çok daha önemli. Manisa kaçtı, Trabzon yakaladı Turkcell Süper Lig 23. hafta maçında, son haftaların formda takımı Trabzonspor, 36. dakikada Erdinç'in atılmasıyla 10 kişi kaldığı maçta V.Manisaspor'la 2-2 berabere kaldı. Bu sonucun ardından Trabzonspor puanını 32'ye yükseltirken, Manisaspor'un puanı 21 oldu. Karşılaşmada her iki takım da benzer sistemlerle mücadele ederlerken; Trabzonspor Gökdeniz'i, Manisaspor ise Burak Yılmaz'ı hücumda etkin kullanmaya çalıştı. 36'da Erdinç'in kırmızı kartla oyun dışında kalmasından hemen sonra, 38. dakikada Şener'in sağdan ceza alanına ortasında topu önünde bulan Selçuk, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı kaleci Tolga'nın solundan filelerle buluşturarak takımını öne geçirdi. Bu golden sonra Trabzonspor'un skoru eşitlemek için daha fazla risk almaya başladığını gördük. Bordo-mavililer gol için rakip sahada baskısını artırırken aynı zamanda V.Manisaspor'a da Burak Yılmaz gibi bir silahı kullanma fırsatı verdiler. Nitekim dakikalar 42'yi gösterirken orta sahadan atılan uzun pasta Trabzonspor savunması arkasına sarkan Burak, kaleci Tolga'nın bacaklarının arasından meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve farkı ikiye çıkardı. İlk yarının bu skorla kapanmasından sonra ikinci 45 dakikada Manisaspor'un defans hattını kalesine yaklaştırması başka bir deyişle oyunu geride kabullenmesi Trabzonspor'a rahat top dolaştıracağı geniş alanlar sağladı. Özellikle bordo-mavililerin 49. dakikada Tayfun'la bulduğu gol Manisaspor üzerindeki baskıyı artırdı. 10 kişi kalan rakibi önünde top yapma ve tempo düşürme şansı olan Manisa ekibi bu temel strateji hatasının faturasını 85. dakikada yediği golle 2 puan bırakarak ödedi. Kalan haftaları Trabzon amaçsız, Manisaspor ise kaygılı geçirecek görünüyor. Sivas yeniden krizde Ligin ilk yarısında izleyenlere parmak ısırtan Sivasspor, sahasında konuk ettiği Rizespor ile 0-0 berabere kalarak ikinci yarıdaki 6 maçta toplam 7 puan kaybetti. Buzla kaplı zeminde oynanan karşılaşma genelde Sivasspor'un baskısı altında oynansa da kırmızı-beyazlılar bilindik ofansif etkinliğini bu maçta çok fazla sergileyemedi. Sivasspor'un gole en yaklaştığı pozisyon maçın 44. dakikasında yaşandı. Bu pozisyonda topu üst direğe nişanlayan Diallo, bir anlamda takımının klasmanda bir basamak düşmesine sebep oldu. Çünkü saha şartları yenik duruma düşen ekibin maçı çevirmesine olanak sağlayacak şekilde değildi. Sivasspor'la ilgili olarak geçtiğimiz haftalarda kaleme aldığımız yazılarda bir düşüş sürecinin başlayabileceğine dikkat çekmiş ancak 22. haftadaki 1-0'lık Oftaş galibiyetinin de düzlüğe çıkmak için bir fırsat olabileceğini kaydetmiştik. Görünen o ki Bülent Uygun'un talebeleri bozulan ritimlerini geri kazanma konusunda dikkate değer bir sıkıntı çekiyorlar. Şampiyonluk mücadelesi vermenin gerilimi üst üste gelen puan kayıplarıyla birleşince Sivasspor'da ciddi bir özgüven eksikliği yaşanmaya başladı. Kabul etmek lazım, Sivasspor rakipleriyle olduğu kadar saha şartlarıyla da mücadele ediyor. Bu soruna da bir çözüm geliştirmek şart. Haftanın Olayı (Beşiktaş'a yeni stat) Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, 2007 Yılı Olağan İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada yeni stat ve diğer projeler hakkında üyeleri bilgilendirdi. Başkan Demirören, yeni stat projesi ile ilgili olarak dünyanın önde gelen firmalarından biriyle anlaştıklarını belirterek, "Bu firma; Wembley, Arsenal'in Emirates ve Benfica statlarını yapmıştır. Yeni stadımızda spor ve kültür hizmetleri bir arada bulunacaktır. Amacımız stadımızı 200 gün boyunca çalıştırmaktır" şeklinde konuştu. Demirören'in "İstanbul ve Türkiye'nin gözbebeği olacak" dediği stadın, 42 bin kapasiteli olması planlanıyor. Bu kapasitenin 18 bini üst tribünde, 18 bini alt tribünde, 6 bini ise localarda olacak. Avrupa'nın en modern statlarından birine sahip olacaklarını kaydeden Demirören, "Stadımız üstü kapalı olarak yapılacaktır. Stat projesinin bugünlere gelmesinde desteği olan Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu'na ve federasyon başkanımız Sayın Hasan Doğan'a teşekkür ederim." diye konuştu. Yeni stadın inşasında Arsenal Emirates Stadı'nın da mimarı olan Sir McAlpine'in görev alacağı öğrenilirken, aynı yüzölçümü içinde, değişik bir mimari yapıyla stadın kapasitesinin yüzde 25 oranında artırılacağı kaydedildi. Genel kurulda yaptığı konuşmada stadın inşasına mayıs ayında başlamak istediklerini kaydeden Yıldırım Demirören, 18 aylık süre boyunca maçlarını Zeytinburnu, Kasımpaşa ve Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynamak istediklerini belirtti. Futbol Aforizma "Bir futbolcuya nasıl gol atabileceği konusunda yardımcı olabilirsiniz ama o meziyeti ona veremezsiniz." Dean Saunders "Sol ayağım o kadar iyiydi ki, kariyerim boyunca sağ ayağımı kullanmaya pek gerek duymadım." Ferenc Puskas

Tüm yazılarını göster