Bir çocuğun Einstein'ın ölümünde yakaladığı konu

Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Eğitimin önemini anlatmak için bu defa sizlere Einstein'ın ölümü sırasında merakını ortaya koyan Michio'nun büyüyüp bilim adamı olduktan sonra arkadaşıyla yazdığı kitaptan söz etmek istiyorum.

1950'li yılların ortalarında bir dördüncü sınıf öğrencisi Albert Einstein'ın ölümünü duyar. Pek çok keşifte bulunmuş ünlü bilim adamanının son çalışmayı tamamlamadan öldüğünü öğrenince üzülür.

Çocuk, adam bu kadar harika ise yarım kalan çalışması "birleşik alan kuramı" harika olmalı diye düşünür. Bu merakla konuyu araştırmak ister, kütüphanelere gider bulduğu bilim kitaplarında kuantum mekaniği üzerine yazılmış konuları anlayamaz. Zaman içinde hocalarına sorar. Onlardan da yanıt alamaz. Omuz silkip, yanıtsız bırakırlar. Yıllar sonra genç bir bilim adamı olarak güçlü etkileşimler konusunda "sicim kuramı" üzerinde çalışırken birleşik alan kuramı üzerine yapılan araştırmaların boşa kürek çekmek olduğunu düşünmeye başlar. 1970'lerde iki bilim adamının çalışması sonrası ciddiye alınmaz ama 1984'te bir başka iki bilim adamının heyecan verici süper çizimler kuramını geliştirerek birleşik alan kuramını yeniden gündeme getirirler.

Bunun üzerine 1950'lerin meraklı çocuğu Michio (Kaku) daha önce birlikte çalışmalar yaptığı Jennifer Thompson ile kendisini çocuk yaşta büyüleyen birleşik alan teorisi sorununu yanıtlamak için bir çalışma yapar. Konuyu 300 yıllık bağlamında ele alarak kitaplaştırırlar. Küçükken Michio'nun okumak istediği kitap olur. Kitaba Einstein'ın Ötesi başlığını vererek alt başlıkta evrenin teorisi için evrensel arayış sözü yer alır. İnsan Michio'nun öyküsünü okuyunca bizim çocuklarımızın da böyle bir süreklilik meraka sahip olmasını istiyor. Ve eğitimin önemini bir kez daha vurguluyor.

Tüm yazılarını göster