Bir can sıkıntısı da pariteden; doların euroya karşı değer kazanması çok

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Hani neredeyse "bir o eksikti" dedirtecek türde bir olumsuzluk giderek belirginleşmeye ve kaygı vermeye başladı. Euro bölgesindeki sorunlar yüzünden en büyük ticari ortağımız durumundaki bölge ülkelerinin yaşamakta olduğu darboğaz, bizi ihracat yönüyle zaten olumsuz etkileyecekti. Şimdi ihracatta ortaya çıkabilecek duraksama ya da gerileme olasılığına, euronun dolara karşı değer yitirmesi olasılığı da eklendi. Aslında bu yaşanmaya başladı bile… Her ne kadar bu yıl şimdiye kadar oluşan ortalama yönünden euro dolara karşı 2009 ve 2010 yıllarına göre daha güçlüyse de, eğilim euronun değer kaybı içinde olduğunu gösteriyor. Dolara karşı olan bu değer kaybı hem aylık bazda gözleniyor, hem de aralık ayındaki gidişat bazında…

İthalatta dolar fark atıyor

Son on yılın ihracat ve ithalatının döviz kompozisyonuna göre gerçekleşmesini masaya yatırdık. Bu yılki rakamların ilk 10 aya ait olduğunu da belirtelim.

İhracatta euro ve doların payı birbirine çok yakın. Bu 10 yıllık dönemde euronun payı yüzde 46.6 ile yüzde 50.3 arasında, doların payı ise yüzde 42.5 ile yüzde 47.7 arasında değişmiş. Diğer dövizlerle gerçekleştirilen ihracatın payı hiçbir yıl yüzde 10'u bile bulmamış.

Bu yılın ilk 10 ayındaki ihracatın yüzde 48.4'ü euro, yüzde 45.3'ü dolar, yüzde 6.3'ü de diğer döviz cinsleriyle gerçekleştirilmiş.

İhracatta dengeli bir tablo var. Ancak ithalatta durum çok farklı. Bu 10 yıllık dönemde dolar cinsinden gerçekleştirilen ithalatın payı yüzde 55 ile yüzde 64.6 arasında değişti. Euronun payı ise yüzde 31.8 ile yüzde 40.3 arasında dalgalandı. İthalatta diğer dövizlerin payı ise genellikle yüzde 5'in altında kaldı.

Dolar cinsinden ithalatın toplamdaki payı 2007'den bu yana yüzde 60'ın üstünde seyrediyor. 2008 yılında yüzde 64.6'ya kadar çıkan dolar cinsi ithalatın payı, bu yılın ilk 10 aylık döneminde yüzde 62.4 oldu. Bu dönemde euro cinsi ithalatın payı yüzde 32.8, diğer dövizlerle gerçekleştirilen ithalatın payı ise yüzde 4.8 düzeyinde bulunuyor.

İthalat pahalanacak

Türkiye, ihracatı için önemli ölçüde ithalat yapmak durumunda olan bir ülke. Yani ihracat için ithalata bağımlıyız. Özellikle yatırım malı ithal etmek durumunda olan bir ülkeyiz.

İhracat yapan, bu ihracatı için ithalat da yapmak durumunda olan bir işletmeyi düşünelim. Ve ihracatın euro, ithalatın dolarla yapıldığını varsayalım.

Euro/dolar paritesinin, yılbaşından 19 Aralık'a kadar geçen dönemin ortalamasında 1.4026 olduğu dikkate alınırsa, yılın tümündeki ortalamanın 1.40 düzeyinde gerçekleşebileceği söylenebilir. Parite 2012 ortalamasında 1.30 olursa karşımıza şöyle bir tablo çıkacaktır:

Bu yıl gerçekleştirdiği 100 euroluk ihracat karşılığı eline geçen 140 doları ithalatta kullanabilen bir işletme, 2012'de ise yine 100 euroluk ihracat karşılığında, bu kez ancak 130 dolarlık ithalat yapabilecek. İhraç pazarlarındaki daralma sonucu belki 100 euroluk ihracatta da zorlanılacak.

İhracat düşük görünecek

Euro cinsi ihracat, dolar cinsi ithalat yapan işletmeler bazında ortaya çıkacak sıkıntıdan başka, euronun dolara karşı değer yitirmesi, dış ticaret verileri dolar cinsinden ifade edildiği için başka bir soruna daha yol açacak. Gerçek rakamlardan örnek verelim:

2012 yılı ihracat hedefi 148.5 milyar dolar. Bu ihracatın yüzde 48.4'ünün (bu yılın ilk 10 ayının ortalaması) euro cinsinden yapılacağını varsayalım. Bu durumda ihracatın 72 milyar dolarlık kısmı euro cinsinden yapılacak demektir. Bu ihracatın euro karşılığı 1.40'lık pariteye göre 51.4 milyar eurodur. 51.4 milyar euro, 1.30'luk pariteye göre ise 66.8 milyar dolar eder. Yani euronun değer kaybı, ihracatın 5 milyar dolardan daha fazla eksik görünmesi sonucunu doğuracaktır. 

Dolar değer kazanmayı sürdürüyor

Avrupa'da sorunlar büyüdükçe ve bu sorunların üstesinden öyle birkaç yıl içinde gelinebileceğine dönük umutlar giderek tükendikçe euro da değer yitiriyor. Bir başka ifadeyle dolar değer kazanıyor.

1 Ocak 1999 tarihinden itibaren hesaben, 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren ise efektif olarak kullanılmaya başlanan euro, efektif kullanımın ilk yılı olan 2020'de dolardan daha güçsüz bir paraydı. 2002 yılı ortalamasında 1 euro ile ancak 0.95 dolar alınabiliyordu.

2003 yılıyla birlikte denge tersine döndü; euro dolardan daha değerli bir para haline geldi. Euro, değerlilikte zirveye 2008 yılında ulaştı. Söz konusu yıl ortalamasında 1 euro ile 1.4663 dolar alınabildi.

Daha önce de belirttik, bu yılı 1.40 dolayında bir parite ile kapatacağız. 1.40'lık düzeyi de, nisan-ağustos döneminde 1.40'ın üstünde kalan parite sağlayacak. Ağustos ayı ortalamasında 1.4332 olan euro/dolar paritesi, daha sonraki aylarda sürekli azaldı ve aralık ayının ilk 19 günü itibariyle 1.3292'ye geriledi.

Biraz daha detaya inip aralık ayındaki seyre bakarsak, gidişatın hep euronun değer kaybı yönünde olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Euro, son üç gün itibariyle 1.30 düzeyinde seyrediyor. Kaldı ki, kapanış itibariyle 1.30'un üstünde tutunan euronun, gün içinde 1.30'un altına indiği de biliniyor.

ABD de pek mutlu değil!

Doların euro karşısında değerleniyor olması ve bu değerlenmenin giderek hızlanma eğilimi göstermesi, doğal olarak ABD'yi de pek mutlu etmiyor. ABD, paritedeki bu hızlı değişim yüzünden, en büyük ticari ortağı olan AB'ye karşı rekabet açısından güç kaybına uğruyor.

Şimdi tüm dünya, eurodaki değer kaybının nereye kadar gideceğine kafa yoruyor. Çok iddialı ve uç tahminlerde bulunanlar, uzun vadede dolarla euronun başlangıç döneminde olduğu gibi yine aynı düzeye geleceğini bile öne sürüyor. 

İhracat ve ithalatın döviz kompozisyonu (Milyon dolar)     Euro/Dolar paritesi
        Toplamdaki pay (Yüzde) Yıllık Ocak 11 1,3347
İHRACAT Toplam Dolar cinsi Euro cinsi Dolar Euro Diğer ortalama Şubat 1,3645
2011(*) 111.398 50.449 53.956 45,3 48,4 6,3 1,4026 Mart 1,3987
2010 113.883 51.652 54.848 45,4 48,2 6,5 1,3259 Nisan 1,4429
2009 102.143 46.900 49.023 45,9 48,0 6,1 1,3900 Mayıs 1,4377
2008 132.027 62.984 61.486 47,7 46,6 5,7 1,4663 Haziran 1,4388
2007 107.272 45.554 53.951 42,5 50,3 7,2 1,3663 Temmuz 1,4288
2006 85.535 37.703 41.451 44,1 48,5 7,5 1,2578 Ağustos 1,4332
2005 73.476 32.070 35.509 43,6 48,3 8,0 1,2452 Eylül 1,3790
2004 63.167 27.139 31.149 43,0 49,3 7,7 1,2428 Ekim 1,3677
2003 47.253 20.107 23.303 42,6 49,3 8,1 1,1287 Kasım 1,3565
2002 36.059 16.194 16.814 44,9 46,6 8,5 0,9495 1-19 Aralık 1,3292
İTHALAT             1 Aralık 1,3318
2011(*) 201.581 125.742 66.157 62,4 32,8 4,8 2 Aralık 1,3476
2010 185.544 114.034 62.375 61,5 33,6 4,9 5 Aralık 1,3494
2009 140.928 84.867 49.015 60,2 34,8 5,0 6 Aralık 1,3440
2008 201.964 130.385 64.175 64,6 31,8 3,7 7 Aralık 1,3388
2007 170.063 102.304 60.944 60,2 35,8 4,0 8 Aralık 1,3404
2006 139.576 82.094 52.422 58,8 37,6 3,6 9 Aralık 1,3408
2005 116.774 67.054 44.924 57,4 38,5 4,1 12 Aralık 1,3369
2004 97.540 53.674 39.300 55,0 40,3 4,7 13 Aralık 1,3274
2003 69.340 38.231 27.506 55,1 39,7 5,2 14 Aralık 1,3196
2002 51.554 29.235 19.061 56,7 37,0 6,3 15 Aralık 1,3015
(*) Ocak-Ekim           16 Aralık 1,3007
19 Aralık 1,3038
Tüm yazılarını göster