Belirsizlik yüksek düzeyini koruyor!..

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com
Orta Vadeli Plan, Türkiye ekonomisinin 2012 yılında yüzde 4-4.5 oranında büyümesini ve enflasyonun yüzde 5 düzeyinde dengelenmesini öngörüyor. Merkez Bankası tarafından ana hatları ile açıklanan para ve kur politikası uygulamaları da söz konusu hedefleri veri olarak tasarlanmış, fakat bu süreçte belirsizliği makul seviyelere geriletmek pek mümkün olamamış. Dış talep artışı ile iç talep artışı arasında bir dengenin yakalanamaması durumunda neler yaşanabileceği konusu kafa karıştırmaya devam ediyor.
 
Evet, cari açık artmadan, para politikası uygulamalarında ciddi yan tesir yaratabilecek bir uygulama değişikliğine gitmeden ve büyüme ile enflasyon hedeflerini yakalayabilmek için dış talep artışı ile iç talep artışı arasında belli bir yeknesaklığın yakalanması gerekiyor. Bu aşamada sormak gerekiyor dış talep artmaz ise ekonomideki durgunluğun derinleşmesine izin mi verilecek? İç talebi dizginlemek adına para politikası sıkılaştırılırsa veya gelişmelere kayıtsız kalınırsa ne tür risklerle karşılaşılacak? Bu ve benzeri sorular sıkıntı yaratıyor, dış talebin dengeli bir şekilde artacağı varsayımı dışındaki seçenekler olumsuz beklenti yaratmamak adına yanıtsız bırakılıyor. Bankalar ise evdeki hesabın çarşıya uymama ihtimali yokmuş gibi kredi hacimlerini yüzde 15-18 oranında arttıracakmış gibi hazırlıklarını yapmaya devam ediyor. Fakat Türkiye'yi yatırım yapılabilir konumuna yükselten kredi değerlendirme şirketi bu konuda uyarı yapma gereğini ihmal etmiyor.
 
Eğer Türk Lirası değerlenir ise cari açığın büyüyeceği biliniyor, aksi ihtimalde ise durgunluk derinleşecek... Faizlerdeki düşüş veya yükselişte öncelikle döviz kurunu etkileyecek ve evdeki hesabın çarşıya uyması zorlaşacak. Özetle söylemek gerekirse Merkez Bankası'nın hareket yeteneği pek fazla değil. Başka bir deyişle fiyat istikrarının korunması ve hedeflerden sapmanın asgari düzeyde kalması pamuk ipliğine bağlı!.. Diğer yandan risk alma isteğindeki dalgalanmalar, reel faizlerin sıfıra yakın düzeylerde seyretmesi, Ortadoğu coğrafyasına ilişkin siyasi belirsizlik düzeyi ve ekonomiye etkileri gibi faktörler de olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor.
 
Aşırı iyimser hikayeler üretmek ve olumlu beklentiler ile belirsizliği azaltmak yönündeki çabalar yetersiz kalabilir. Bu tür yaklaşımların çok kısa vadede etkili olabildiği ve sorunların ağırlaşmasını önlemediği gerçeği unutulmamalı. Bu gerçekleri herkesin enformel olarak biliyor olması fakat bilmiyormuş gibi tiyatroculuğa devam etmesi, koşulların değişmeye başlaması durumunda ciddi bir sıkıntı kaynağı olabilir, parasal genişleme dalgalarına rağmen gelişmiş ekonomilerin durgunluktan çıkamaması, gelişmekte olanların dalgalı bir şekilde durgunlaşmaya devam etmesi bu yönde önemli bir uyarı niteliğindedir. 2013, bazı yatırım bankası tahminlerinin aksine zor bir dönem olabilir. Unutmamak gerekiyor, beklenti yönetimi umulduğu oranda etkin olabilse idi son beş yılda yaşanan olumsuzluklar bu kadar yıkıcı sonuçlar yaratırmıydı?
 
Tüm yazılarını göster