Belediye

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com



"Zahirenin ambarı, sabanın ucundadır."
Eski bir sözdür.
Ödülün sadece ve sadece çalışarak gelebileceğini anlatır.

*    *    *

Halk sağlığından altyapıya, okul öncesi eğitimden tarihi eserleri korumaya, ucuz konuttan marka ürünler çıkarmaya kadar yüzlerce görevi bulunan belediyelerimizin çoğunluğu zor durumda...
Kimi borç batağında...
Kimi haciz kıskacında...
Para bulmak için kimi siyasetçinin, kimi bürokratın, kimi hemşeri iş adamının kapısında...
Kimi belediyelerin arazileri/varlıkları haraç mezat satışta...

Belediyeyle çalışan esnaf, müteahhit, işçi ise darboğazda...

*    *    *

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile konuşurken, ziyaretine gelen ilçe belediye başkanı söze girdi, "İlçeye park yapacağız. Bunun için gereken parayı İstanbul'da düzenleyeceğimiz gecede iş adamlarımızdan toplayacağız. O geceye katılırsanız hepimizi mutlu edersiniz."...
Kaynak sıkıntısı çeken belediyelerin bu tür etkinliklerle ya da işadamlarını dolaşarak bu sıkıntıyı gidermeye çalıştıklarını CHP'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da söylemişti.

*    *    *

Önceki gün OSBDER Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay ile konuşurken, konu yerel yönetimlere geldi.
Tuncay başından geçen ve sorun ile çözümü içinde barındıran iki olay anlattı.
"Geçtiğimiz hafta yakinen tanıdığım bir köy muhtarı geldi.
Köyün eksiklerini sıraladı.
Ek olarak, köylünün ortak kullandığı suyun faturalarını ödeyemediklerini söyledi.
Bu nedenle işadamlarından yardım topladıklarını iletti.
Birkaç işadamıyla konuştuk, sorunların bir kısmı çözüldü."
Buraya kadar her şey normal.
'Normal değil' ama 'normal'!

*    *    *

Devam etti Tuncay,
"Öneri sundum Muhtara...
Köyünüzün ortak malı olan boş araziye ceviz ağaçları dikelim.
Maliyetini de ben ödeyeyim.
3-5 sene sonra meyvelerini toplar, köyün tüm masrafını karşılarsınız.
Kimseye de muhtaç olmazsınız."
Muhtarın yanıtı ilginç:
"3-5 sene kim uğraşacak o işle.
Sorunları sayenizde bir günde çözüyoruz zaten!"

*    *    *

Türkiye'nin hali!!!

*    *    *

Tuncay, geçtiğimiz yıl yaptığı Moldova gezisinde şahit olmuş bu duruma...
Anlattı:
"Moldova'nın başkentine giderken yolda ceviz ağaçları gördük.
Şaşırdık.
Bir iki kilometre sonra bir kasaba...
Kasabada da her yer ceviz ağacı...
Muhtarı bulduk, sorunca anlattı:
Yol kenarlarına, meydana kısacası bulduğumuz boş yerlere ceviz ağacı diktik.
Bu ağaçlarda 7'den 70'e kasabanın her ferdinin eşit hakkı var.
Meyvelerin bir bölümünü kişi başına pay ediyoruz.
Kalanını da satıp kasabanın ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Kimseye muhtaç olmuyoruz.
Siyasetçileri de başımız dik karşılıyoruz."

*    *    *

Devam etti Tuncay,
"Biz OSB içerisinde küçücük bir alana bin 500'e yakın badem ağacı diktik.
Geçtiğimiz yıl ilk ürünleri aldık.
Yılda 1 milyon lira gelir bekliyoruz.
O geliri,üyelerimizin kalifiye eleman ihtiyacını karşılayabilmek için mesleki eğitime ayırdık."
Ve ekledi:
"Ben Ankara Belediye Başkanı olsam kentin her yerine ceviz ağacı dikerim.
Hem para kazanır, hem iş olanağı yaratır, hem de havayı temizlemiş olurum."

*    *    *

Ceviz olmaz, badem olur; badem olmaz elma olur; elma olmaz fıstık olur; fıstık olmaz ayçiçeği olur...
Hizmet için para, işçi alımı için alan bulamayan, günü değil geleceği düşünen belediyelere sunulabilecek yüzlerce öneriden biridir bu, "Sadece yol kenarlarına meyveli ağaç dik, istihdamı artır, kasanı doldur"
Ya da yüzlerce öneriyi hesaba alma; siyasetçinin, bürokratın, iş adamının kapısında saatlerce otur!
 

Tüm yazılarını göster