Beklenti kırılganlığı ve Avrupa krizi

Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Avrupa Birliğinin Euro alanında sorunlar bitmiyor. Bölgede  birden fazla ekonomik ve siyasal sorun var. Son dönemde Euro bölgesi ülkelerinin de zengin bir sorun stokuna  sahip olduğu ortaya çıktı. Sözkonusu sorunların bir kısmı güncelliği olan sorunlar. Avrupa'nın on yıllardır bir türlü çözemediği ve biriktirdiği yapısal sorunlar da  sorun stokunun öteki parçasını oluşturuyor.

Son krizlerin kürenin merkezindeki büyük ve zengin ülkelerden kaynaklandığı biliniyor. Bu krizlerin ciddi bir  bulaşıcılık eğilimi sergilediği de gözleniyor. Avrupa'da zengin sorun birikimi olduğu ve son yıllarda bu sorunların ülkeler arasında dolaştırıldığı da malum. Bu parametreler Avrupa coğrafyasında riskli bir ortam oluştuğuna işaret ediyor. Bir yandan günümüzdeki krizlerin dozu ve bulaşıcılığı bir yandan da Avrupa'daki sorun yoğunluğu ve hareketliliği Avrupa dışı ülkelerde de tedirginlik yaratıyor.

                                             *                   *                   *

Kürenin önemli bir merkezindeki  (AB) sorunların yeni bir krizi tetikleyeceği ve bu krizin de öncekiler gibi hızla öteki ülkelere bulaşacağı beklentisi yaygınlık kazanmış durumda.

Avrupa'dan gelecek olası bir krizin dinamiğinin bölgenin yerleşik yapısal sorunlarından çok güncelliği olan, kısa dönemli problemlerinden türeyeceği düşünülüyor. Ön sırada yer alan güncel sorun ise kamu borçluluğu ve kamu  borçlarının çevrilebilirliği  meselesi. AB üyesi ülkeler arasında en çok seyahat eden sorun da bu.

Sorunlar içinde debelenen Avrupa  ülkelerinden  bir veya bir kaçında vadesi gelmiş kamu borçlarının ödenemeyeceği, devletin temerrüde düşeceği ve bu sürecin ciddi bir küresel krize devineceği öngörülüyor.

Böyle bir kriz dinamiğinin etrafa bulaşmaması mümkün değil. Bulaşma meselesi üç tane bulaşma kanalı çerçevesinde çözümleniyor. Bir ülke ya da bölgede ortaya çıkan krizin öteki ülkelere ticaret kanalından, finans kanalından ve beklenti kanalından bulaşacağı düşünülüyor.

Krizlerin dış ticaret imkanı, ticaret hacmi ve özellikle ihracat üzerinde daratıcı etkileri yaratarak dış talebi geriletmesi ticaret kanalı çerçevesinde irdeleniyor. Krizlerin sermaye akışını yavaşlatıcı, finansal kaynakları kurutucu etkilerle kaynak darlığı yaratması  finans kanalı bağlamında inceleniyor. Krizlerin ufku daraltıcı, risk algısını arttırıcı,  beklentileri karatıcı etkiler yaratarak iç talebi geriletmesi de beklenti  kanalından yansıyan etkiler olarak tanımlanıyor.

                                             *                   *                   *

Avrupa'da olası bir krizin kendi dışına bu tür süreçlerle bulaşacağını biliyoruz. Böyle bir bulaşma dinamiğinin bizi ıskalaması sözkonusu değil. Olası bir Avrupa krizi bizi de aynen bu süreçler yoluyla etkileyecek.

Bir sıralama yapmamı isterseniz ilk sıraya beklenti kanalından gelmesi olası etkileri koyarım. Bu ticaret ya da finans kanalında oluşacak dinamiklerin etkisiz kalacağı ya da düşük dozlu etkiler yaratacağı anlamına gelmiyor. Tersine bu kanallardan çok güçlü daralma spazmları geldiğini önceki kriz deneylerimizden biliyoruz.

Beklenti kanalının ise bizim açımızdan özgün bazı unsurlar taşıdığını ve bu durumun beklenti kanalından gelen etkileri bir kaç misli arttırarak abartılı boyutlara ulaştırdığını düşünüyorum. Bu etkiyi ilk sıraya koymamın nedeni bu. Özgün unsurları da ikiye ayırıyorum. Biz beklenti yönetimini diğer örneklerden ayrışacak kadar kötü ve beceriksiz yapıyoruz. Bu günümüzün sorunu değil. Önceki kriz episodlarını bu gözle irdelerseniz yanlışlık ve beceriksizlikleri hemen görürsünüz. Birinci unsur bu.

Bizdeki "beklenti kırılganlığı" ise bu bağlamdaki ikinci özgün unsuru oluşturuyor. Beklenti kırılganlığı benim son sıralarda icat ettiğim bir kavram. Açıklamakta zorluk çektiğimiz bazı gelişmeleri analiz etme imkanı yarattığını düşünüyorum.

Beklenti kırılganlığından kastım iktisadi beklentilerde asgari bir istikrarı bile sağlıyamıyor olmamız. En ufak bir esintide dahi aktörler hızla ters yöne dönüyor, karar ve davranışlarını radikal biçimde ve büyük ölçekte değiştiriyorlar. Bu davranış biçiminin beklentilerimizi kırılgan bir değişken haline getirdiğini düşünüyorum.

Beklenti kanalından gelen etkilerin abartılı boyutlara ulaşıyor olmasının nedeni bu kırılganlık. Avrupa'da olması muhtemel  bir krizin yine abartılı beklenti dönüşü yaratacağını ve krizin olumsuz etkilerini olabilecek düzeyin üstüne taşıması olasılığı var. Beklenti yönetimi be nedenle çok önemli. 

Tüm yazılarını göster