Bayram öncesi piyasa canlanamadı

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

 
 

 
Bu Ramazan öncekilere göre biraz durgun geçti. Bayram öncesi piyasanın canlanması bekleniyordu. O da olamadı.
Bu olumsuzluğun gerisinde ekonomik nedenlerden çok psikolojik nedenler var gibi.
Ramazan boyu terör olaylarının devamı, şehit haberleri, yurtdışında Müslümanların birbirini öldürmesi, içeride politikacıların her gün birbiri ile kavgası insanların moralini bozdu.
Genelde bayram alışverişleri enflasyondan, pahalılıktan olumsuz etkilenir.
Bu yıl bayramlıklarda fiyatlar çok hem de çok düşüktü.

Büyük mağazalarda hakiki yüzde 100 deri erkek ayakkabısı 35 TL'ye, kadın ayakkabısı 15 TL'ye, pamuklu erkek gömleği 12.5 TL'ye satılıyor.
Bir yanda ucuz Çin mallarının rekabeti, öte yanda ihracat rekabeti nedeniyle üreticilerin maliyetleri aşağıya çekme arayışları, özellikle giyim eşyası fiyatlarında şimdiye kadar görülmemiş ölçüde ucuzluğa imkan verdi.
Acaba bu ucuzluğa rağmen alışverişlerin canlı olmamasının arkasında halkın satın alma gücünün gerilemesi mi var?
Önceki gün DÜNYA'da Jülide Yiğittürk Gürdamar'ın Bankaların Bayramlık Kredileri ile ilgili haberi vardı. Bankalar bayram öncesi tüketiciye bin TL'lik 5 bin TL'lik bayram kredisi vermek için yarışa geçmiş.

Bayram dönemi ihtiyaçları için bu ölçülerde kredi talebinin varlığı, orta gelir grubunun alım gücünün zayıflığına işaret ediyor.
Otuz yıldır bu köşede bayramların önemini hatırlatan yazılar yazarım.
Ramazan Bayramı öncesi, okuyucularımın hem bayramlarını kutlamak hem de fitre ve zekat mükellefiyetlerini hatırlatmak istiyorum.

Ramazan Bayramı

Müslümanlar Ramazan ayında otuz gün süren oruçtan sonra yeme-içme rahatlığını üç gün süre ile kutlar. Bu üç günlük kutlamalar, üç gün süren bayram ile ilgili olarak
Müslümanların kitabı Kuran-ı Kerim'de bir açıklama yoktur.

Kuran-ı Kerim'de "bayram" ifadesi sadece bir surenin, bir ayetinde bir kelime olarak yer alır. "Maide" suresinin 114 numarali ayetinde: "Meryem oğlu İsa şöyle dedi, 'Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki, bizim için, geçmiş ve geleceklerimiz için bayram ve senden bir ayet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır. Zaten sen rızık verenlerin en hayırlısısın" (Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları No 86)

Din bilginleri bu anlatımın "İsa'nın son yemek sofrası ile ilgili bir anlatım" olduğu şeklinde yorum yaparlar. Ramazan ve Kurban bayramlarıyla ilgili düzenlemeler "hadisler"e dayanır.
Hadislerde nakledildiğine göre, Hazreti Muhammed, Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde Medine'de yaşayan İran asıllıların "Nevruz" ve "Mihrican" kutlamalarından etkilenmiştir. Bu folklorik kutlamaların İslam cemaatinde "ümmetin tevhidi"ne ters düşeceğini görerek, Ramazan ve Kurban kutlamalarının bu kutlamaların yerini almasını buyurmuştur.
Ramazan ayından sonraki üç bayram gününün "Şeker Bayramı" olarak adlandırılması da Osmanlı döneminde "adet" olmuştur.

Sarayın, Ramazan'ın on beşinden sonra askerlere tepsi tepsi baklava göndermesi, oruç sonunda insanların tatlı yemesi, oruç dönemi tamamlandıktan sonraki kutlamalarda insanlara şeker ikram edilmesi, çocukların bayram harçlığını alır almaz şekercilere koşması nedeniyle bu bayram "Şeker Bayramı" olarak anılmaya başlanmıştır.

Fitre

Fitre, yoksulların rahat bir bayram geçirmelerini ve hatta yaşamlarına yön verecek belli bir birikime sahip olmalarını sağlayabilecek bir sistem getirmiştir.

Fitre, Ramazan ayı içinde en geç bayram namazından önce verilir: Bayram geçmiş olsa bile borç düşmez. Verilmesi gerekir. Fitrenin vacip olması, o kimsenin mükellef olması için "akil ve baliğ" olması ve de "nisap miktarı mala malik olması' yetişir.
İstanbul Müftülüğü fitre miktarlarını bu Ramazan için, en az 8.5 TL olarak belirledi.

Zekat

Mali bir ibadet olan zekat, yılda bir defa, Müslümanın malından Allah'ın tayin ettiği bir miktarın verilmesi ile yerine getirilir. İslam inancına göre zekat, malda hem bereket ve artmaya yol açar, hem de paklığa, temizliğe, helalliğe sebep olur.

Görünürde servetlere yani gelirlere ve sermayeye bindirilmiş yüzdesi belli bir vergi olan zekat gerçekte, toplumun imkanları ölçüsünde ferdin insanlığını korumaya yönelen, gelişmiş ileri ücret ve geçim yollarını genelleştirmeyi amaç edinen iktisadi bir düzen kurmak amacını taşır. Zekat verecek kimsenin borcundan fazla paraya sahip olması da gerekir. Zekat her önüne gelene verilmez. Yoksullara, nisap miktarı malı bulunmayanlara, çaresizlere, borçlulara, kölelikten kurtulacaklara, parasızlıktan dolayı yolda kalmış olanlara, hali vakti yerinde olmayan öğrencilere, kardeş, amca, dayı, teyze, hala ve benzerleri akrabaya zekat verilir. Zekat yıl içinde istenilen zamanda verilebilir. Fakat genelde fitre ile birlikte
verilmesi usulden olmuştur.
Sayın okuyucularımın bayramlarını kutlarım.
 

Tüm yazılarını göster