Başkomutan demiş ki...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

EKO ANALİZ / Alaattin Aktaş ala.aktas@gmail.com "...Her şeyden önce devletin kendi tarihiyle barışık hale gelmesi, kendi halkının inanç değerlerini tehdit görmekten uzaklaşması ve kendi halkıyla bütünleşmesi gerekir. Bu ortam yaratıldıktan sonra Türkiye'nin ekonomik ve sosyal problemleri kısa süre içinde aşılabilir(...) Yeni devletin, (Türkiye Cumhuriyeti'nin) Cumhuriyet'in kurulduğundan belirli bir süre sonra, özellikle Birinci Meclis'ten sonra şöyle bir zihniyet yerleşmiştir Türkiye'ye: Yeni bir kimlik oluşturma, yeni bir kimlik yaratma söz konusu olmuştur. Yani insanları kendi kimliğinden, kendi inançlarından ayırıp yeni bir jenerasyon yaratma(...) Şimdi önemli olan şey halkın değerleri ile devletin barışmasıdır. Bunun yapılabilmesi için de ideolojilerden vazgeçmek lazım(...) Türkiye'yi, demokratik olduğunu söyleyen ülkelerle, Batı ülkeleriyle, Amerika'yla, Japonya'yla mukayese ettiğimizde, Türkiye'nin bu ülkelerin ne kadar gerisinde olduğunu, demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve ibadet özgürlüğünde ne kadar geride olduğunu görürüz(...) İngiltere'de veya Amerika'da halkın inançlarıyla, düşüncesiyle Amerikan senatörleri veya Kongre üyeleri ya da İngiltere'deki milletvekilleri arasında fark yoktur. Ama Türkiye'de öyle değildir. Türkiye'de şimdiye kadar seçilmiş olan insanlar halkın düşündüğü gibi düşünen insanlar değildir(...) Biz Amerika'nın güttüğü politikalara tabii karşıyız. Bunların çok yanlış olduğunu söylüyoruz. Amerikan politikaları yüzünden İslam ülkelerinde çok büyük faciaların olduğunu, dünyanın çatışma içine girdiğini, bunları söylüyoruz(...) Bize göre Güneydoğu sorunu sunidir. Bu sorun Türkiye'deki sistemin, 70 senelik yönetimin Türk halkı tarafından tutmayışının, halkla milletin çatışmasının ve Türkiye'de kendi halkına, milletine karşı olan bir sistemin ortaya çıkarttığı bir problemdir(...) Türkiye'nin kendi ordusunun, kendi savaş uçakları, kendi sınırları içinde, sınırda da değil, kendi sınırları içinde, Anadolu'nun ortasında, kendi dağlarını bombalayıp, oraya Türk bayrağı çekerek başarı kazandığını iddia edecek duruma geldi ve bunu televizyonlardan gösterdiyse, bu Türkiye'deki rejimin, sistemin, Türkiye'yi yönetenlerin Türkiye'yi ne hale getirdiğine en büyük örnektir(...) Türkiye'deki 70 senelik sistem, Türkiye'nin dokularını o kadar dağıtmıştır ki, kendi insanlarımızın inanç değerlerini o kadar parçalamış ve bozmuştur ki, gevşetmiştir ki, bu, halkımızın, milletimizin kendi inanç dokusu zayıflamıştır. Bu atmosfer yaratılmış ve bu atmosfer içinde Türkiye'de maalesef ayrılıkçı gruplar çıkmıştır(Ö) Şimdi bu noktada çözüm şudur: Bin sene bu insanlar arasında nasıl o doku sağlam iken sorun çıkmadıysa, o dokuyu sağlamlaştırmak lazımdır. Bu dokunun sağlamlaştırılması da, resmi ideolojilerden, zorlamalardan vazgeçmekle olur. Bu kimliğin, bu dokunun en önemli hatlarından birisi dindir; İslam olmuştur. Bunun kuvvetlendirilmesi lazımdır..." Geçenlerde kütüphanemi düzenlerken, üyesi olduğum Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin 1995 yılında yayımladığı "Türkiye'nin Geleceğini Tartışıyoruz" adlı kitap geçti elime. Ve dönemin Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'le yapılan söyleşiyi "Acaba on üç yıl önce ne söylenmiş" diye merakla okudum, küçük bir bölümü de sizlerle paylaşmak istedim.

Tüm yazılarını göster