Başına bir şey gelmeyince sevinmeli mi, üzülmeli mi?

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Sigortanın mantığı, beklenmedik olaylar sonucu oluşacak kazalar sonrası mağduriyetin önlenmesi. Yaşama kalındığı yerden devam edebilmek için sigortacılık var. Tüketiciler sigorta yaptırdıktan sonra "Nasıl olsa sigortalıyım" demeli ve rahat uyumalı. Ama "Ne yapsam da sigorta şirketini kazıklasam" ya da özellikle oto sigortalarında olduğu gibi "Nasıl olsa otomobilim sigortalı" deyip dikkatsiz otomobil kullanmamalı.

Sigortadan tazminat alamamak sizi üzmemeli... Buna sevinmelisiniz. Başınıza bir şey geldiğinde sigortadan para alınır. Bu nedenle paranızı geri alamadığınıza değil, başınıza bir şey gelmediğine sevinmelisiniz. Sigortaya verilen para boşa gitmiş bir para değildir. Sigortalı olduğunuz süreçte kafanızı yastığınıza rahatça koymanız için sigorta var. Sigorta konusunda birçok sorun da yaşanıyor. Geçenlerde sigorta sizin ruh sağlığınızı korur demiştim bir yazımda. Bir okuyucumdan. "Sigorta kanser eder adamı!" gibisinden mail almıştım. Sigorta sisteminden mutlu olan da var, mutlu olmayan da. Ama inanın sorun yaşayanların sayısı hiç de sanıldığı kadar çok değil.

Kazaları önceden önlemek önemli

Gelelim, risklerin önceden tespit edilmesi ve önlem alınmasına. Geçtiğimiz haftalarda araçların tamir sonrasında trafiğe çıkmadan önce Araç Muayene İstasyonları'na yönlendirilmesi gerektiğini yazmıştım. Frenlerin kontrol ettirilmesi veya lastiklerin belirli bir aşınma yüzeyinden sonra kullanılmaması gerektiğini yazmıştım. Bunlar kazaların oluşumunda istatistiklere göre yüzde 70'ini kapsıyor. Yani kazaların yüzde 70'i ya lastik patlaması ya da frenlerdeki arızalardan kaynaklanıyor. Dünyada bu böyle ve bu bir istatistik. Türkiye'deki olay yeri incelemeleri AB standartlarında yapılmadığından kazaların araçtan mı sürücülerden mi kaynaklandığını tahminler neticesinde ortaya konuyor. Kazaların önlenmesinde sigorta şirketleri bundan sonra çok daha fazla rol üstleneceklerini düşünüyorum. Bunu yaparken kendilerini düşündüklerinden değil, sigortalılarını düşündüklerinden yaptıklarını söylemeliyim.

Sigorta şirketleri risk yönetimi çerçevesinde "risk analizi" yaptırıyorlar. Bir fabrika sigortalanacaksa öncelikle fabrika sahibinin uyması gereken önlemler var. Bunlar sağlanırsa sigorta yaptırılabiliyor. Bu bireysel sigortalar için de geçerli. Aracınız kapalı otoparkta kalıyorsa veya alarmı varsa ekstra bir indirim sağlamış oluyorsunuz. Bunlar işin bir yönü. Diğer bir yönü ise sigortalının başına bir şey gelmemesi için yapılan kampanyalar. Şirketlerin, bu konuda yoğun kampanyaları var.

"Önce emniyet, sonra bereket"

Geçtiğimiz haftalarda Kırkpınar Şenlikleri'nde BaşakGroupama'nın standına TRT ile çekime gittik. Kampanya çok anlamlıydı. Köylülerimizi, çiftçilerimizi traktör kullanırken kazalardan korumak için bir kampanya hazırlanmış. Şirket yetkilileri buna bir sosyal sorumluluk gibi algılanmasını istemiyorlar. Bu onun ötesinde bir konu olarak algılanması gerektiğini belirtiyorlar.

Tarlaya giden veya dönen çiftçilerimizin sabah alacakaranlığında yola çıktığını ve akşam gün batımında geri döndükleri düşünülürse trafikte risklerin arttığı ortada. Bir de buna traktörlerdeki gerek stop lambaları, gerekse kedi gözlerinin olmaması kaza riskini daha da artırıyor. Geçtiğimiz sene ülkemizde kayıtlı traktör kazaları 3000'lerin üzerinde. Bu kazalardaki ölümlerin sayısını tahmin etmek o kadar güç değil. Bu konuyu Fransa ile karşılaştırmış. Fransa'da geçen yıl traktör kazalarının sayısı 250. Buradan yola çıkan şirket yetkilileri ve bu kampanya akıl etmişler... Kampanyaya "Önce emniyet, sonra bereket" denmiş. Ve stantlara gelen çiftçilere veya BaşakGroupama'dan tarım sigortası yaptıran çiftçilere reflektörlü fosforlu yelekler hediye ediliyor. Ve çiftçiler karanlıkta bile bu yelekler vasıtasıyla farkediliyor... Bir şekilde kazaların önüne geçilmiş olacak. Bu tür kampanyalar gerçekten önemli. Ben bunu çiftçilerle yaptığım söyleşilerde birebir tanık oldum. Bu yelekleri alabilmek için stant önünde uzun kuyruklar oluşturdular. Kaza olacak riskleri önceden engellemek hem sigortalı için, hem de sigorta şirketleri için çok önemli. BaşakGroupama'yı kutluyorum. Bu tür kampanyaların artmasını bekliyorum. Diğer taraftan bu tür kampanyalar vatandaşlar arasında sigorta şirketlerini sempatik yapıyor. Bu da diğer bir yönü. Şirketlerin de amacı bu değil mi?

Tüm yazılarını göster