Başbakan'dan Merkez Bankası'na sert eleştiri!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com



Başbakan Erdoğan, pazar günü yapılan TOBB Genel Kurulu'nda birkaç cümleye sığmış olmakla birlikte, Merkez Bankası'na sert biçimde yüklendi. Ama siz, "Öyle bir eleştiri hatırlamıyoruz" diyorsanız, haklısınız. Başbakan, TOBB Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Merkez Bankası'nın adını bile anmadı ki... Öyleyse nereden mi çıkıyor bu eleştiri...

Reel sektör ağırlıklı hemen her toplantıda olduğu gibi TOBB Genel Kurulu'nda da eleştiri okları bankalara çevrilmişti. Başbakan da bankalara yükleniyordu. Ekonomide olumlu gelişmeler yaşandığını belirten Erdoğan, bankaların girişimciye kredi verirken nazlı bir davranış içinde olduklarını ifade ediyordu. Başbakan Erdoğan, bu durumu kabul etmenin mümkün olmadığını, uygulamada hatalar bulunduğunu ve bunun böyle devam edemeyeceğini vurguluyordu.
Dedik ya, birkaç cümlelik bir ifadeydi Başbakan'ınki ve o ifadede Merkez Bankası'nın adı zaten geçmiyordu.

Peki, Başbakan'ın Merkez Bankası'nı eleştirdiğini nereden mi çıkarıyoruz; söyleyelim. Bankalara daha az kredi açmaları, kredi artışında belli bir oranı aşmamaları için sınırlamalar getiren kuruluş hangisi; Şap Enstitüsü değil herhalde değil mi, Merkez Bankası... Geçen yıl yüzde 25'le sınırlanan kredi artışında bu yılın oranı yüzde 15'e çekilmişti, Merkez Bankası bu oranı da yüksek buldu ve artışın yüzde 14 olmasını istedi. Bunlar gizli bilgiler de değil zaten, kamuoyuyla paylaşılıyor. Ayrıca, bankalara iletilen bu bilgiler hem nasıl gizli sayılabilir ki...

Tuhaf bir durum var değil mi ortada. Merkez Bankası bankalara "Açacağınız kredinin tutarı bir yılda şu oranı aşmayacak" diyor, sonra da başta Başbakan olmak üzere ekonomi yönetimi ve iş aleminin temsilcileri bankaları, kredi artışında cimri ve nazlı davrandıkları gerekçesiyle eleştiriyor. Hatırlayalım; geçen yıl için yüzde 25'lik sınırı aşan bankalara bir ara yaptırım uygulanması bile gündeme gelmemiş miydi? Yaptırım konusu gündemden çıkınca ve yüzde 25 sınırı yılsonuna doğru esnetilince 2011'de bazı bankalar kredi artışında rekor oranlara ulaşmamış mıydı? Demek ki bankaların "Aman kredi açmayalım" gibi bir çabası yok. Topladıkları parayı bir şekilde değerlendirmek isteyeceklerine göre... Ama bu parayı riskli bir şekilde değerlendirmeleri de herhalde istenecek bir durum değil. O para bankanın parası mı, yoksa bankaya emanet edilmiş bir para mı, Üstünde biraz düşünmekte yarar var, değil mi...

***

Bankalar kredi açarken kılı kırk yarmak durumunda. Bankalar kendilerine teslim edilen parayı iyi kullanmak durumunda. Hem bunun sağlanabilmesi için yoğun çaba harcıyoruz, bu çabanın meyvelerini de topluyoruz ve "Bizim bankacılık sistemimiz Batı'dan çok daha iyi" diye haklı olarak övünüyoruz. Ama sonra dönüp bu durumu tersine çevirebilecek şekilde sistemi zorlamaya niyetleniyoruz; bu çelişki olmuyor mu?

Bankalar kredi açarken tabii ki nazlı davranacak. Bankalar, bir ayakkabı fabrikası değil ki, bir buzdolabı ya da otomobil fabrikası değil ki. Bunu kavramakta halen zorlandığımız oluyor.
Birkaç yıl önce yazdığımız bir yazının başlığını anımsıyoruz: "Bankalar zarar etse daha mı iyiydi?" O dönemde de bankaların kar ettiğine, çok kar ettiğine işaret edilerek bu durum eleştiri konusu yapılıyordu. Çok fazla mesafe almadığımız anlaşılıyor...

Krediler 4 ayda yüzde 4 artı

Peki, bu yıl kredi artışı nasıl gidiyor, ona bakalım. Merkez Bankası verilerine göre, geçen yılsonundan 4 Mayıs tarihine kadar geçen 4 ayı biraz aşkın sürede toplam krediler yüzde 4 arttı. Bu dönemde TL cinsi kredilerde yüzde 6.4 artış olurken, yabancı para cinsi krediler yüzde 3.5 oranında daraldı.
TL cinsi yurtiçi krediler kapsamında ticari ve bireysel kredilerde yüzde 6.9 artış oldu, ihtisas kredilerindeki artış ise yüzde 0.8'de kaldı.

İhtisas kredileri kapsamında tarımsal krediler yüzde 2.7 azaldı. Aynı kapsamda yer alan küçük esnaf ve sanatkar kredileri yüzde 5.1, konut kredileri yüzde 5.2, diğer krediler yüzde 15.9 arttı.

TL cinsi yurtiçi kredi artışında ilk sırayı yüzde 8.3 ile yabancı bankalar aldı. Özel bankaların kredileri yüzde 7.1, kamu bankalarının kredileri ise yüzde 4.3 artış gösterdi. Eğer az kredi açtıkları için eleştirilmeyi hak ediyorlarsa, demek ki en çok eleştirilmesi gerekenler kamu bankaları; bu da tuhaf bir durum değil mi...
 

Tüm yazılarını göster