Uluslararası Autoshow’da metrekare kirası 66 dolar. Standların lojistik masrafı 150 bin dolar Sergilenen Bentley
600 bin Euro Bentley’in üzerine su damlaması paha biçilemez...
Son günlerde ağızlara yerleşen bir reklamın sloganını Uluslararası İstanbul Autoshow’a uyarladık. Keşke uyarlamasaydık...
Adı uluslararası olup da çatısı akan (ki yaklaşık beş yıldır akıyor), tuvaleti kokan, katılımcısı-basınıdavetlisi-ziyaretçisi aynı kapıdan giren, saat 12’de açılan, otoparkında araçları su basan başka bir fuara, ben şahsen rastlamadım.
Binbir mazeretle onarılamayan çatı üzerinden akan sulara önlem olarak alınan kova ve çöp kutusu çözümleri hakikaten çok yaratıcıydı. Hemen hemen tüm firmalarda su nedeniyle büyük ya da küçük zararlar oluşmuştu.
General Motors Dış İlişkiler Müdürü Sinan Ulusoy, ıslak zemin nedeniyle kayarak dirseğini kırmış, Skoda Genel Müdürü Mahmut Kadirbeyoğlu ise sudan sebeblerle başına gelen kazayı ucuz atlatmıştı. Bazı firmalar, fuarda sabit elektrik bulamadıkları için ekstra jeneratör kiralamıştı.
Fuardan biraz geç çıktığımda ise çatıda akan noktaların altına gerilen brandaların boşaltılması için yoğun bir faaliyet gösteriliyordu. Bununla birlikte aşağıda da biriken suyun şelale tadında boşalmaması için araçların yerleri değiştiriliyordu. Yırtık halılardan fırlayan metal parçalar (ki bir tanesine ben takılıp düşme tehlikesi yaşadım) fuara mayınlı arazi havası vermişti.
Basın toplantısı sırasında, bas bas diğer toplantı anonsları, insanın birbirini duymasını engelleyecek yüksek sesli müzik yayınları...
Türkiye’nin bir numaralı lokomotifi otomotiv sektörünün devlet erkanı tarafından yalnız bırakılması da cabası.
Kaldı ki tüm devlet başkanlarının ülkelerinde düzenlenen uluslararası bir fuarda sektörü desteklemek amacıyla yaptıkları ziyaretler bir gelenek halini almışken, biz de otomotivin öksüz bırakılmasını çok da doğru bulmadığımı belirtmeliyim.
Tüm bu negatif unsurları sorduğum firma yetkililerinin hemen hemen birçoğu bir daha CNR’da bu fuara katılmayacaklarını ifade ettiler. Bazıları tazminat davası açacaklarını söylediler.
Fuarın ikinci günü tesadüfen gördüğüm Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı Mustafa Bayraktar’a eksiklikleri sorduğumda, kendisi düzenleyen kurumun yöneticisi olarak iyiniyetli bir şekilde bardağın dolu tarafından bakmayı tercih ederek, “Bu sorunları büyütmek doğru değil” yorumunu yapmıştı.
İyimser bakışı kabul etmek mümkün. Lakin, bir türlü düzeltilemeyen sorunlar nedeniyle canı yanan, zarara uğrayan firmaların isyanlarını da çatı örgüt olarak en azından hafifletmek gerekir diye düşünüyorum.
Citroen, standından elektrik olmadığı için 80 ile 100 bin lira arasında ekstra bir fatura ödemek zorunda kalsaydı ya da şans eseri sadece bir aracın yanına akan su, Bayraktar Holding bünyesinde ithal edilen Infiniti’nin tam içine damlasaydı ODD Başkanı’nın tepkisi mutlaka farklı olurdu.
Dolayısıyla biz gazeteciler, bazı eksiklikler üzerine ısrarla gidiyor, bunları gündemde tutmaya çalışıyorsak, amacımız adı uluslararası olan ama kendisi tam anlamıyla Türk olan fuarın eksikliklerine dikkat çekmek. Başka bir niyetimiz yok. Bardağın dolu tarafından bakmaya başta ben herkes hazır.
Ama sanki zorla kazanılan “Uluslararası” sıfatı, bizim bardağın boyunu olması gerekenden önce, iki kat uzatmış gibi.
O yüzden eldeki malzemeyle ancak yarısını doldurabiliyoruz.