Bardak dolu mu boş mu?

Parasal sıkılaşma süreci, doğrudan ve dolaylı olarak bazı etkilere yol açabiliyor. Örneğin ekonomik aktivitenin yavaşlaması, tüketicilerin taleplerinde azalma, enflasyonda düşüş ve nihayetinde enflasyonun hedefe yakınsaması ve hedefe ulaşması gibi.

Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ caglar.kimence@gmail.com

Parasal sıkılaşma süreci, doğrudan ve dolaylı olarak bazı etkilere yol açabiliyor. Örneğin ekonomik aktivitenin yavaşlaması, tüketicilerin taleplerinde azalma, enflasyonda düşüş ve nihayetinde enflasyonun hedefe yakınsaması ve hedefe ulaşması gibi.

Diğer yandan ekonomik aktivite yavaşlaması, istihdam talebinin azalması, ücret artışlarında tempo düşüşü, işsizlikte artış olarak da etkisini gösteriyor. Enflasyonu aşağı çekmek için girilen yol, işsizlik artışına da yol açıyor.

Geldiğimiz noktada, ABD makro verileri ekonomide yavaşlama sinyali vermeye başladı. Bu, FED parasal sıkılaşmasının beklenen sonucunun ilk emareleri. Enflasyon yüzde 3,5 seviyesine inebildi, işsizlik oranı ise yüzde 3,9 mertebesine yükseldi. Enflasyon hedefe (yüzde 2) yakınsasa da henüz hedefe hala mesafesi bulunuyor. Son aylarda düşüşün duraklama göstermesi, FED’i ister istemez temkinli olmaya itiyor.

Bu ise yüksek faiz ortamının uzamasını beraberinde getiriyor. İşsizlik oranında FED yüzde 4 seviyesine dikkat ediyor. Yani, oran yüzde 3,9 ile FED’in eşiğinin hayli yakınına geldi. Yakın geçmişte FED Başkanı Jerome Powell, istihdamı yakından takip ettiklerini ifade etmişti. İstihdam sektöründe olası kırılma riski gördüklerinde, faiz silahını indirim yönünde çekebilecekleri sinyalini vermişti.

Powell’ın bu ifadesini baz aldığımızda, istihdam kırılma yaşamadan enflasyonun düşüş kaydetmesi veya enflasyon dirayet göstermesi, karşılığında istihdamda kırılma riskinin artması olarak iki ana ihtimalden söz edebiliriz. İlk ihtimal ideal senaryo olarak tanımlanabilir. Bu halde FED’in faiz indirimine başlaması gayet normal, gayet olağan olarak karşılanabilir. Piyasa risk iştahına etkisi ise olumlu olabilir. İkinci ihtimal ise arzu edilmeyen, ‘FED’in istihdamı kırılmaya karşı önlem alması’ şeklinde yorumlanabilir.

Bunun piyasaya yansıması ise biraz o anki duruma bağlı. “A şıkkı” olarak FED, ikinci ihtimali tehdit görüp ön alırsa bu piyasayı çok rahatsız etmeyebilir. “B şıkkını” ise FED’in geç kalması ve istihdamda kırılma olmasını müteakip hareket geçmesi şeklinde ifade edebiliriz. Bu, piyasanın havasını biraz bozabilir. “2A” olarak ifade ettiğimiz seçenekte, piyasa fiyatlama davranışı mevcut tavrı ile sürebilir. Örneğin hisseler alıcılı, tahviller alıcılı, dolar satıcılı, kıymetli madenler alıcılı seyir izleyebilir.

“2B” olarak ifade ettiğimiz seçenekte ise hisseler satıcılı, tahviller alıcılı, dolar alıcılı, kıymetli madenler alıcılı seyir izleyebilir. İki seçenekte de tahviller ve kıymetli madenler talep görebilir. “2B” seçeneği, aynı zamanda stagflasyon dediğimiz durgunluk için de enflasyon olarak algılanabilir. Yani enflasyonla mücadele sürecinin daha zorlu bir dinamiğe evrilmesi söz konusu olabilir. Piyasa için pek keyifli olmayabilir. Yukarıda ifade ettiğimiz çerçeve, önümüzdeki 2-3 ay sonrasının konusu olabilir, biz bugüne geri dönelim.

Piyasayı yakından takip eden, temkinli duruş sergileyen bir FED var karşımızda. Piyasa ise risk iştahını korumaya çalışıyor. Bilanço bazlı, sektör bazlı haberlerden destek buluyor ki burada sözü geçen konu özellikle yapay zekâ konusu. Güncel durumda haber akışı, stagflasyon riski (2. seçeneğin ayak sesleri) sinyali de veriyor. Resmin netleşmesi için biraz daha vakit var. Piyasa, şu an bardağın dolu tarafını fiyatlama arzusu içinde.

Bu fiyatlama isteğine katılıyorum. Son olarak, jeopolitik risklere değinelim. Haftaya, İran’da helikopter düştü haberi ile başladık. Ülkenin cumhurbaşkanı hayatını, dış işleri bakanı hayatlarını kaybetti. Düşüşün sebebine bağlı olarak piyasanın reaksiyon vermesi beklendi. İlk etapta altın ve gümüşte güvenli liman alışları gördük. Sonrasında helikopterin düşüşü, suikast-sabotaj değil kaza olarak tanımlandı ve piyasalar rahat bir nefes aldı.

Altın ve gümüş geri çekildi. Orta vadede ons fiyatlarının yukarı seyrini mümkün görüyorum. Söz konusu kıymetler, portföylerde olmaya devam edebilir. Yalnız TL ile alınan pozisyonlarda TL’nin güçlü duruşu nedeniyle kur kazancı potansiyeli sorgulanmalı ve portföylerde yüksek oranda pay verilmemeli diye düşünüyorum.

Tüm yazılarını göster