Bankalar

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

GLOKAL BAKIŞ / Güngüz FINDIKÇIOĞLU findikciog@tskb.com.tr 2008 yılının ilk çeyreğine baktığımızda bankacılık sektörünün GSYH büyüme hızındaki yavaşlamaya henüz eşlik etmediğini görüyoruz. 2008 yılında 2007 yılına göre 1 puanlık bir ekonomik yavaşlama bekliyoruz ancak TL cinsinden bakıldığında kredi genişlemesi 2008 yılının ilk çeyreğinde 2007 yılının son çeyreğini aşmış durumda: artış oranları %11.2 ve %8.3. 2008 yılının başından bugüne kurumsal krediler toplam kredi artışını yukarı iten asıl faktör ve genelde döviz cinsi olan bu kalem kur yukarı gittikçe TL cinsi hesaplarda olduğundan daha yüksek bir artış görüntüsü veriyor. Fakat kurdan arındırsak veya sadece döviz cinsi kalemlere döviz cinsi baksak bile belirgin bir artış var: döviz cinsi krediler %13 artmış: TL cinsi bakınca artış %24 görünüyor. Konut kredileri ve genel amaçlı tüketici kredileri de %10 kadar artmış. Araba kredileri yine düşmüş (%1.5 düşüş var) ve kredi kartlarında da pek bir artış yok (%4.5 artış var). Bütüne bakınca sektör sanki ekonomi yavaşlamıyormuş veya dünyada kredi daralması yaşanmıyormuş gibi bir görünüm sergiliyor. Oysa ki durum böyle değil: ikinci çeyrekten itibaren belirgin yavaşlama bekliyoruz ve bu yavaşlamanın önümüzdeki günlerde verilere yansımaya başlayacağını düşünüyoruz. Özellikle döviz kredilerinin büyümesi de bir ölçüde şaşırtıcı çünkü sendikasyonlar 2008 yılının tümü için 10 milyar dolara yaklaşıyor ve çoğu son üç aya yığılmış durumda. "Nakit kraldır" denilen bir dünyada, şartlar daha da kötüye giderse, bankalar dönüp ilk çeyrekteki davranışlarını nasıl açıklayacaklar? Cevabın şöyle olacağını düşünüyoruz: 1Q 2008'deki döviz cinsi kurumsal kredi artışı, ki bir kerelik bir vaka olarak toplam kredi genişlemesini tetikledi, önceden hazır bekleyen birleşme ve satın almaların finansmanıyla ilgiliydi. Nitekim ikinci çeyrek itibariyle kredi genişlemesi ve GSYH büyümesi uyumlu hale gelecektir. Tablo 1'de kredi alt kalemleri için beş yıllık beklentilerimiz yer alıyor. İkinci ve üçüncü tablolarda da kapsanan banka evreni için (15 banka, toplam bankacılık sektörünün %70'ini açıklıyor) aktif ve mevduat büyüme tahminlerimiz yer alıyor. Bu rakamlara nasıl ulaştık? Bankaların önemli bir bölümü organik büyüme planlarını, açmayı planladıkları şube sayısını vb açıkladılar. Yapılan bütün açıklamaları ve çıkan haberleri derlemeye çalıştık. Bu noktadan itibaren kapsadığımız evrende yer alan bankaların tek tek son yıllardaki performanslarına baktık, yeni açılan şubelerin ortalama aktifler, krediler ve mevduatlara olan katkılarına ve büyüme hızlarına baktık ve eski (oturmuş) şubelerin aynı kalemlere olan katkılarını da derledik. Daha sonra, uç vakalara farklı katsayılar atayarak, ve yeni açılacak şubeleri her sene döndürerek (yani bir yıl sonra "eski" şube kategorisine alarak) açılacak şubelerin ve eski şubelerin önümüzdeki yıllarda varlık, kredi ve mevduata vermesi beklenebilecek katkıları -her sene değişen belli bir büyüme hızıyla- ilerlettik. Elbette planlar değişebilir veya ertelenebilir. Birleşme ve satın almalar da manzarayı değiştirebilir. Fakat sistemin bütünü açısından bakınca birleşmeler büyüme planlarını çok da etkilemez diye düşünüyoruz çünkü -birleşmeler sistemin içinde gerçekleştiği sürece- sistemin tamamı açısından yegane büyüme kaynağı organik büyümedir. 2008 için hazırlanan planlar 2009'a ertelenebilir ama bu durum manzarayı pek değiştirmez, olsa olsa hedeflere ulaşmayı bir yıl erteler. Önemli olan şu: bankalarımız önümüzdeki beş yılda şube ağını yaygınlaştırmayı ve varlıklarını kredi genişlemesi yoluyla büyütmeye devam etmeyi planlıyorlar. Şube ağının yayılması yerel bilgiye olan ihtiyaca ve henüz bankacılık sisteminin içine çekilememiş varlıkları, girişimcileri ve potansiyel tüketicileri kapsama kararlılığına işaret ediyor. KOBİ kredileri ve ticari krediler bu beş yıllık dönemin sonuna doğru neredeyse tüketici kredileri kadar önemli bir kalem haline gelebilir. Son altı yılda tüketici kredilerinin GSYH içindeki payı kurumsal kredilere oranla üç kat daha hızlı arttı. Şimdi bu eğilimin bir ölçüde tersine döneceği bir döneme giriyor olabiliriz. Ayrıca, mevduat artışının asla kredi ve varlık genişlemesi ile aynı hızda olamayacağını da öngörüyoruz. Bu durumda bankalar artan ölçüde mevduat dışı kaynak yaratmak durumunda kalacaklar (sendikasyon, seküritizasyon, tahvil ihracı, sermaye benzeri kredi vb). Fakat bilançonun pasif tarafı belli ölçüde kararlı ve sağlam bir büyüme trendine oturursa bankalar kredi genişlemesini daha yüksek hızda tutmaktan çekinmezler ve aktif yaratabilirler: bilanço pasiften büyür.

Tüm yazılarını göster