Banka kredileri sınırlandırılınca ekonomi düzelir mi ?

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Hükümet ve Merkez Bankası, banka kredilerindeki büyümeyi sınırlandırmakta kararlı görünüyor.

Hedef, sıcak para girişini engellemek, cari açığı (döviz açığını) küçültmek.

Bankalar kredi hacmini daha az büyütür ise, halk daha az tüketecek ,üretici daha az üretecek, daha az yatırım yapacak. Ekonomi daha az büyüyecek.

Bunun sonucu daha az ithalat yapılacak.

Önce bu yaklaşım doğru mu? Bizim hedefimiz büyüme değil mi? Üretim ve yatırım artmaz ise, işsizliği nasıl önleriz, refah artışını nasıl sağlarız?

Gelelim yaklaşımın yanlış yanına. Dış ticaret açığının neden olduğu dış ticaret açığının etkisinde büyüyen cari açık başkadır. Sıcak para sorunu başkadır.

Cari açık büyüdüğü için sıcak para girişi artmıyor. Sıcak para yüksek faiz getirisi cazibesinde geliyor.

Açıktan fazla gelen sıcak döviz de döviz fiyatını aşağıya çekiyor. Açık anlatımıyla cari açık küçülünce otomatik olarak sıcak döviz girişi azalmayacak.

Tersine cari açık küçülürken aynı sıcak para girişi sürdüğünde, arz talep uçurumu büyüyecek. Piyasada daha fazla serbest döviz kalacağından döviz fiyatı daha fazla ucuzlayacak.

Dış ticaret açığını artıran ucuz dövizli, ucuz ithalatın coşkusudur. Ucuz döviz girişi devam ettikçe, dış ticaret açığının büyümesi kaçınılmazdır.

İç talebin kredilerin daraltılarak frenlenmesi ile ekonominin büyümesine getirilen fren, sıcak para akışını durduramaz.

Sıcak döviz, cari açık büyüdüğü için getirilmiyor. Sıcak döviz faiz geliri için geliyor. Bugünkü faiz düzeyi sıcak dövizi çekmeye yeterlidir.

Bir çelişki de bankaların kredi maliyetlerini yükseltme arayışında ortaya çıkıyor. Bankaların kredi maliyetleri artırılır ise, reel sektör yabancı bankalara, döviz kredisine yönelir. Özel sektörün döviz kredisi kullanımı artar. Bu ise ülkeye ek döviz girişine yol açar. Kısa vadeli döviz kredisi girişi sıcak para akımını artırır.

Tartışılması gereken bir başka nokta da bankaların büyümelerine getirilmek istenen sınırdır. Bankalar mevduat toplayarak kredi vererek büyür. Bir yanda halk tüketmesin, biriktirsin istiyoruz. Bu gerçekleşir ise, birikimler bankalarda mevduatı artıracak. Banka artan kaynağını kredi olarak değerlendiremez ise ne yapacak ?

Bu tedbirler bütün olarak uygulandığında neler olabileceğini şimdiden tahmin etmek zor. Fakat görülen o ki, bu tedbirler bütünü ile büyümeyi sınırlayacak. Büyümenin sınırlanması demek başlayan üretim artışının tekrar duraklaması demektir. İstihdamdaki iyileşmenin ertelenmesi demektir. İç piyasada sıkıntılı döneme girilmesi demektir.

Ve de bütün bunlar olurken, banka sisteminin ciddi bir baskı altına alınması demektir. Başka ülkeler banka sistemini sağlamlaştırmaya,kredi verir hale getirmeye çabalarken, bir sağlam sistemi sarsmaya,kredilerini sınırlamaya çalışıyoruz.

İş çevreleri olan biteni tam olarak değerlendiremedi. Çok kişi sanıyor ki ki bu tedbirler dolar fiyatı artırmaya dönük tedbirlerdir. İş çevreleri bu tedbirlerin kredileri daraltacağını, pahalılandıracağını, talebi kısarak üretimi frenleyeceğini yakında fark edecek. İşte o zaman iş çevrelerinin sesleri bankaların seslerini bastıracak.

Tüm yazılarını göster