Banka karlarına Merkez Bankası yorumu

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bankalar, bir dönem, önce yeterince kredi açmamakla eleştirildi, hatta suçlandı; daha sonra sektörün karının ilk çeyrekte önemli bir artış gösterdiği açıklanınca eleştirilerin dozu daha da arttı. Doğaldır ki, bankacılık sistemiyle reel kesim bu kar artışını ve gelişmeleri kendi açısından yorumluyor, değerlendiriyor. Acaba, bu konuda en objektif değerlendirmeyi yapacak kurum durumundaki Merkez Bankası ne düşünüyor:

"2008 sonu itibarıyla bankacılık sektörünün net kârı, esas itibariyle takipteki alacaklar provizyonundaki artış nedeniyle bir önceki yıl sonuna göre azalmıştır. 2009 yılının ilk çeyreğinde ise bankacılık sektörünün kârında önemli bir artış gözlemlenmektedir. Bu gelişmede, esas itibariyle, mevduat faizlerindeki hızlı düşüşe rağmen, kredi faizlerinin aynı hızda inmemesi sonucu artan net faiz geliri etkili olmuştur. Ekonomik aktivitenin finansmanının sağlanmasında hayati öneme sahip olan bankacılık sektörünün artan kârlılık sayesinde özkaynak yapısının güçlenmesi, aracılık fonksiyonunu etkin bir şekilde yerine getirmesine katkı sağlayacaktır.

Sektörün sermaye yeterliliği rasyosu, 2009 yılının ilk çeyreğinde gerek özkaynakların artışı ve gerekse aktiflerin kompozisyonunun bir ölçüde kredilerden menkul kıymetler portföyüne kayması nedeniyle, risk ağırlıklı aktiflerin artış hızının yavaşlaması sonucu yükselmiş olup, yasal sınır ve hedef rasyonun üzerindeki seviyesini korumaktadır. Yapılan senaryo analizleri, bankacılık sektörünün sermaye yapısının çeşitli şoklar sonucunda oluşabilecek zararları karşılayabilecek düzeyde olduğunu göstermektedir.

Son zamanlarda sermaye yeterliliğinin sağlam bir göstergesi olarak uluslararası arenada ön plana çıkan maddi özkaynaklar, ülkemiz bankacılık sektöründe oldukça yüksek seviyededir.

Bankacılık sektörünün sağlamlığının bir göstergesi olarak izlediğimiz finansal sağlamlık endeksi, 2008 yılı içinde dalgalı bir seyir izlese de yıl sonunda yükselerek 2007 yılı sonu değerini almıştır. 2009 yılının ilk çeyreğinde ise endeksin, 2008 yılı sonuna göre kârlılık ve sermaye

yeterliliği alt endekslerindeki yükselişe bağlı olarak artış göstererek, olumlu seviyesini koruduğu görülmektedir.

Merkez Bankası'nın bu değerlendirmesi, "bankalar niye bu kadar çok kar ediyor" diye eleştiri üstüne eleştiride bulunanlara verilmiş önemli bir yanıt niteliğinde. Bir orta noktada buluşabilmek önem taşıyor. Tamam, bankaların 10 yerine biraz az kar etmesi istenebilir, ama kimse de karın 1'de kalmasını beklememeli. Böyle bir durumda, ciddi bir  sıkıntı yaşamakta olan reel sektöre, bir de finans sektörünün sıkıntısı eklenir ki, ülke olarak bu yükün altından kalkabilmemiz hiç de kolay olmaz.

Kaldı ki, bankacılık sektöründe öyle çok güllük gülistanlık bir tablo da yok. Merkez Bankası, bankaların mali yapısının ne denli kırılgan olduğunun altını çizmeden edemiyor: 

"Son küresel kriz bankalararası piyasalardan fonlanan bankaların mali yapısının ne denli kırılgan olabileceğini göstermiştir. Ülkemiz bankacılık sektörünün en önemli kaynağının mevduat olması, yüksek oynaklık gösterebilen toptan fonlama kaynaklarına bağımlılığın sınırlı kalmasını

sağlamıştır. Bu durum ve likidite rasyolarının yasal sınırların oldukça üzerinde olması, likidite riski açısından olumlu gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, küresel finans piyasalarında risk algılamalarındaki bozulma ve güven kaybı nedeniyle ortaya çıkan likidite

sıkışıklığı azalmış olmakla birlikte, Bankamız, piyasalarda likidite sıkışıklığı yaşanmaması ve kredi piyasalarının etkin bir şekilde çalışmasının sürdürülmesi amacıyla gerekli tedbirleri almaya ve piyasa likiditesini yakından izlemeye devam etmektedir."

Tüm yazılarını göster