Banka hisselerinde son durum - Aşağı yönlü risklerde kısmi artış

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Bir önceki Dünya Gazetesi yazımızda (25 Temmuz 2012), "Kısa vadede bir soluklanma/sindirme dönemine girmiş olduğumuzu ve buna bağlı kar satışlarının sağlıklı olduğunu düşünüyoruz" demiştik. Geldiğimiz noktada bu dönem içerisinde nominal olarak %10'luk kazanca rağmen, özellikle son bir hafta içerisinde yaşanan geri çekilmeye bağlı olarak MSCI Gelişmekte Olan Bankacılık sektör endeksine göre yatay bir performansımız olduğunu görüyoruz.

Önümüzdeki dönem ise aşağı yönlü risklerin kısmi de olsa ağırlık kazandığı bir dönem olarak karşımıza çıkmakta. Bu riskleri şu şekilde sıralayabiliriz.
(i) Kredi hacmindeki cılız büyüme ve bunun beraberinde getirebileceği aktif kalitesindeki bozulma,
(ii) Yılın son çeyreğinde bankacılık sektörünün faiz marjının daralması ve zayıf hacme bağlı olarak operasyonel gelirlerin beklentilerin üzerinde baskı altında kalması ve,
(iii) Bütçe açıklarının yaratabileceği faiz oranındaki yükseliş.

2010 ve 2011 yıllarındaki yüksek hızlı kredi büyümesinin ardından 2012 yılında Eylül ayı ortasına kadar geçen dönem içerisinde kredi büyüme hızının %10 seviyesinin hemen altında olduğunu görüyoruz. Detaylara bakıldığında ise bu artışın önemli bir kısmının kredi kartı kredilerinden kaynaklandığı göze çarpmakta. Faiz seviyesindeki gerilemeye rağmen kredi kartı kullanımının artmış olması oldukça ilginç bir durum, ki bu da bizi nakit akışlarında önemli bir yavaşlama olduğu sonucuna götürmekte.
Nakit akışındaki bu yavaşlamaya paralel olarak ise sektörün sorunlu kredi hacmi ise 2011 yılsonuna göre Eylül ortası itibariyle %19, başka bir ifadeyle ise 3.6 milyar TL artış göstermiş durumda. Takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise bu dönemde 21bp artış ile %2.84 seviyesine yükselmiş durumda. Bu dönemde sorunlu krediler için ayrılan karşılık oranı ise 2011 sonundaki %81 seviyesinden %75 seviyesinin altına gerilemiş durumda. Sorunlu kredilerin yaşlanmasına bağlı olarak, her ne kadar bu oranın 2012 son çeyrek ve 2013 ilk çeyrek içerisinde tekrar %80 seviyesine tekrar yükselebilecek olsa da, risk maliyeti oranının (provizyon giderleri) yükselmesini bekliyoruz. Bunun da özellikle bahsi geçen iki dönem için bankacılık sektörü karı üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturması beklenebilir.
Merkez Bankası'nın koridorun üst bandını 150bp aşağı çekmesine rağmen önümüzdeki günlerde kredi hacminde bir artış gerçekleşmemesi halinde yılın son çeyreğinde faiz ve komisyon gelirlerinin ve bunlara bağlı olarak da banka karlarının önemli ölçüde baskı altında kaldığını görebiliriz. Koridorun üst bandının aşağı çekilmesi ve hacmi canlandırmak adına bankaların kredi faizlerinde daha rekabetçi olması kredi/mevduat faiz spreadini olumsuz olarak etkileyebilecektir. Kredi genişlemesinin zayıflığını koruması durumunda komisyon gelirleri de olumsuz yönde etkilenecektir.

Bütçe  açıklarının kapatılmasına yönelik bir önlem olarak değerlendirdiğimiz kamu bankalarının ikincil halka arzı da bizce algılama  anlamında olumsuzluklar getirmektedir. Bütçenin böyle bir kaynağa ivedi ihtiyacı olduğu algısı faiz oranları üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir, ki bu da banka hisse fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşmasına neden olabilir.

Şu anda ortalama 8.8x F/K ve 1.2x F/DD oranı ile işlem gören banka hisseleri için yukarıda bahsi geçen risklerin fiyatlara yansımasının ardından 8.0x-8.5x F/K seviyelerinin tekrar alım için uygun seviyeler olabileceğini düşünüyoruz.


 

Tüm yazılarını göster