Bandırma hamle yapmak istiyor

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

BUZDAĞININ DİBİ / Rüştü Bozkurt rustu.bozkurt@dunya.com Bandırma'da kanaat önderleri, enformasyonel-odaklı, küresel ve ağ kurumuna dayalı yeni ekonominin dayattığı "dönüşümün" farkında. Bu farkında oluş onları "yeni yol haritaları" ile ilerleme anlayışına kadar taşımış. Halit Sezgin, Osman Kocaman ve Nihat Yazıcı ile yaptığım söyleşilerde "zihni modeli değiştirme" konusunda adımlar atıldığını; daha etkin bir gelişme yaratılması için daha "nelerin yapılması" gerektiğine ilişkin merak ve arayışın hızlandığını gördüm. Bandırma'daki olumlu eğilimlerden biri, her şeyi devletten bekleyen anlayışın geride bırakılmış olması. Kuşkusuz, devletin de aslı görevleri yapması, gelişme kanalları açması gibi temel işlevleri ciddiye alınıyor. Asıl önemlisi, sürdürülebilir gelişme yaratmada yerel örgütlerin, yerel girişimcilerin, esnafın, zanaatkarın daha katılımcı bir anlayışla uzun dönemli geleceği güven altına alan bir "taban hareketinin" yaratılması niyeti. Kuş gribi musibetinin öğrettikleri Kuş gribi krizi Bandırma'daki kanaat önderlerine tam bir "öğretmenlik" yapmış. Eskilerin anlatımıyla, "Bir musibet bin nasihatten iyidir" sözü bir kez daha doğrulanmış. Bandırmalı üreticiler, örgüt yöneticileri ve sorunlarla ilgili olanların birleştikleri ortak noktalar var: Birincisi, kuş gribinden önce yapılan hazırlıkların, öngörme ve önlem alma disiplininin ne kadar önemli bir araç olduğu yaşanarak görülmüş. İkincisi, rasyonel bir ortam yaratılarak, devlet, kanatlı eti ve yumurta üreticileri, bu sektörle girdi sağlayanlar, banka sistemi ortak hareket ederek; krizde panik yaratılmasını ve kaosu önlemiş. Üçüncüsü, sektör krizden sonra yapı değiştirerek; rekabet gücünü artıran yeni bir oluşum yaratmış. Örneğin, ekonomik ömrünü dolduran, verimi düşen hayvanların itlafı sağlanmış. Dökme beyaz et satışları önlenmiş, hem toplumun bilinci, hem de yönetimlerin titizlenmesi "köy tavuğu" anlayışını değiştirmiş ve tehlikeler açık olan bu alt sistemi tasfiye etmiş. Yem formülasyonları iyileştirilmiş. Üretimde "sağlık" konusunda bilinçlenme yükselmiş. Üreticiler, tek başına sorunların çözülemeyeceğini anladıkları için "birlikler" oluşturmuş. Ve sonuçta fiyatlar da olumlu bir seyir izleyince, kanatlı sektöründe iyileşme herkesin yararını artırmış. Yumurta girdilerinin yüzde 60'ı ithal Kriz sonrası ciddi önlemler alınmış ama bu bizi hiç sorun kalmadığı gibi bir noktaya taşımamalı. Örneğin, yem üretiminde kullanılan girdilerin yüzde 60'ından fazlasının ithal edildiği söylenince, bir an durup düşünmem gerekti. Bandırma'da ağırlıklı olan yem sektöründe üretim yapanlar, enerji maliyetlerinin rekabet gücünü olumsuz etkileyecek kadar yüksek olduğunu söylüyor. Merdiven altı üretim diye anlatılan, "çıkma tavuk" kavramıyla da açıklanan haksız rekabetin azalması olumlu ama tümden ortadan kaldırılması gerekiyor. Vergi oranlarının yüksekliği, SSK primlerinin ağırlığından da yakınmalar var. Çiftçinin yeni koşullara göre eğitilmesi gündemin çok, hem de çok önemli bir maddesi. Lisanslı depolamanın yaygınlaşması gerekiyor. Bandırma'da Organize Sanayi Bölgesi'nde yeni bir yapılanma gündemde. Bu konuyu daha ayrıntılı bir inceleme yaptıktan sonra okuyucu ile paylaşırız. Bölgedeki makine üreticilerinin sorunlarını da ayrıntıda analiz etmek gerekiyor. Bandırma'dın ana sektörü olan kanatlı et ve yumurta üretiminin ötesinde gıda sanayinde nasıl bir yol izlemesi, üretim çeşitlenmesinden hangi stratejinin uygulamasının yararlı olacağı mutlaka ayrıntıda tartışmalı. Tartışmanın ortak aklı en uygun yolu bulacaktır. Ve Bandırma hamle yaparak 21. yüzyılı kayıp bir yüzyıl olarak yaşamayacaktır.

Tüm yazılarını göster