Bana düşündürtmüyor da!

İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Başbakanımız Amerika'ya neden seyahat etti? sorunun cevabı aslında pek zor değil. Her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun açılış toplantısına çok sayıda devlet veya hükümet başkanıyla dışişleri bakanları katılır. Bu zevat konuşmalar yapar, mesajlar verir. Ayrıca, New York merkezli bu hareketlilik, dünyanın ileri gelen siyaset adamlarının birbiriyle görüşmesi için fırsat yaratır. Gündemleri dolu olan önemli şahsiyetler açısından bir günde bazen ondan fazla meslektaşıyla görüşebilmek büyük kolaylıktır. Çoğu liderin böyle bir fırsat dışında bir diğeriyle görüşmesi mümkün dahi olmayabilir. Amerika'ya giden liderler, seyahatlerini vesile ederek, resmi sıfatı olan veya olmayan Amerikan kuruluşuyla temas kurabilir, ek programlar oluşturabilir, ülkelerinin Amerika ile ilişkilerine dönük faaliyet icra edebilirler. Bu yıl, BM açılışının hemen sonrası için bir G-20 toplantısı da tasarlandı. Dünya ekonomisinin yaşadığı sıkıntılar devam ediyor. Uluslararası ekonomik düzenin kurumsal yapısının ise dünyadaki yeni iktisadi güç dağılımıyla uyumlulaştırılması lazım. Kaldı ki, dünya ekonomisi henüz krizden çıkmış değil. Bu alanda da görüş alışverişi yapılması, alınan tedbirlerin değerlendirilmesi, belki de yenilerinin yürürlüğe sokulması lazım. Bilmiyorum, böyle bir ortamda, dünyadaki siyasi ve iktisadi öneminin arttığını düşünen Türkiye'nin Başbakanı'nın Amerika'ya gitmesinde yadırganacak bir şey var mıdır? Bana sorarsanız, gitmeyecek olursa yadırgardım.

Gel gelelim, ülkemizdeki haberlere, tartışmalara baktığımız zaman, yukarıda anlatılanlardan çok uzak değerlendirmeler gündeme hakim. Muhalefet liderlerimize inanmak lazım gelirse, Başbakanımız'ın Amerika seyahatinin sebebi bambaşkadır. Sayın Erdoğan oralara Amerikan makamlarına bilgi vermeğe ve talimat almaya gitmiştir. Muhalefetimizin, hükümetimizin Kürt açılımı ve Ermenistan açılımı girişimlerini desteklemediği, eleştirilerini bazen pek de şık olmayan biçimde ifade ettiği malum. Ancak, izlenen bazı politikaların bir yabancı ülkenin talimatından ibaret olduğunu iddia etmek ve ülkenin Başbakanı'nın bir başka ülkeye malumat arz etmek ve talimat almak için gittiğini ileri sürmek için çok sağlam bilgilere, belgeler dayanmak lazımdır. Daha çok siyasi kazanç sağlamak ümidi ile yapılan değerlendirmeler, kamuoyuna yapılan açıklamalar, aslında Başbakan ve partisinden ziyade ülkemizi küçük duruma düşürür. Çok açık ve kesin kanıtlar aksini göstermediği sürece, aynı muhalefet için de sözkonusu olduğu gibi, iktidarın da ülkenin selameti için çalıştığını kabul etmek esastır. Yoksa, aynı türden ithamları iktidarın da muhalefet için yapması kolaydır. Bunun sonucunda ülkenin nasıl bir kazanç sağladığını kestirmekse zordur. Sağ olsunlar, Sayın Başbakanımız da sanki şu anda yurtdışında değilmiş gibi demeçler vermekte, iç politikamızı yurtdışından yürüttüğü tartışmalarla şenlendirmektedir. Kendisinin iç politik çekişmelere katılması için yurtdışına gitmesine gerek olmadığı gibi, yurtdışındayken odaklanması daha önemli konulardan ve sorunlardan uzaklaşmasının isabeti de tartışmalıdır.

Gerek muhalefetimizin, gerek Başbakanımız'ın sözleri ve sergiledikleri davranışlar, size Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu düşündürtüyor mu? Bana düşündürtmüyor da!

Tüm yazılarını göster