Bahar Toplantıları

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun ortaklaşa düzenledikleri "Bahar Toplantıları" bu hafta başlayacak.  Küresel durgunluk ve mali krizin değerlendirileceği ve durgunluktan daha çabuk çıkılması için alınması gereken önlemlerin tartışılacağı toplantılar piyasalar açısından büyük önem taşıyor. 

Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu tarafından hazırlanan "Dünya Ekonomisi'nin Görünümü" raporunun ilk kısmı geçtiğimiz hafta bir basın toplantısıyla açıklandı.  Bu dönemki raporda iki ana konu başlığı seçilmiş: "İktisadi durgunluktan ne zaman ve ne hızla çıkarız?"; "Krizin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yayılma kanallarının analizi"

İlk konu ile başlayalım. Uluslararası Para Fonu uzmanları 1960'dan bugüne kadar yaşanan 120 iktisadi krizi üç ana başlık altında sınıflandırmış: (i) finansal kriz olup olmaması (ii) tek bir ülke ile sınırlı kalıp kalması (iii) krize karşı aktif önlemlerin alınıp alınmaması. Yapılan çalışmalar finans sektöründe çıkan ve tek bir ülke ile sınırlı kalmayan krizlerin daha uzun süreli ve daha yıkıcı durgunluk dönemlerine yol açtığını gösteriyor. Finans sektörünü vuran ve bölgeselküresel özellikler gösteren durgunluk dönemleri ortalama iki yıl sürüyor.  Kriz öncesi seviyelerinin yakalanması ise 3,5 yılı aşıyor.

"Küresel krizin yayılma kanalları" ile devam edelim. Ekonomik durgunluğun dünya geneline yayılması iki ana kanaldan gerçekleşiyor:  "mal ve hizmet hareketleri" ve "sermaye hareketleri".  Amerikan ekonomisinin yavaşlaması Avrupa, Güney Amerika ve Asya'nın büyümesini kaçınılmaz olarak aşağıya çekiyor. Benzer şekilde ABD bankacılık sisteminde yaşanan sorunlar küresel mali sistemin küçülmesine kadar uzanan bir dizi sonuca yol açıyor. Ülke grupları olarak bakıldığında ABD bankalarından sonra, Doğu Avrupa bankalarına aşırı borç veren Avrupa bankacılık sisteminin zor durumda olduğunu görüyoruz.

Mevcut krizden ne zaman çıkacağımız konusunda tek bir tahmin yapmak çok kolay değil. Yaşamakta olduğumuz krizdurgunluk dünya ülkelerini eş zamanlı olarak etkilemedi. Kuzey Amerika'dan başlayıp, önce Avrupa'ya ve Latin Amerika'ya daha sonra Asya ülkelerine yayıldı.

Ancak genel bir tahmin yapmak gerekirse küresel durgunluğa 2008 yılının ikinci yarısında girdiğimiz varsayımıyla krizden çıkmamızın 2010 yılının ikinci yarısını bulacağını, kriz öncesi gördüğümüz yüksek çıktı seviyelerine tekrar ulaşmamızın ise 2012 yılını bulacağını söyleyebiliriz.  

Mevcut krizi önceki dönemlerde yaşanan krizlerden ayıran önemli bir fark var. Bu dönemde ABD ve Çin gibi bazı ekonomiler aktif ve eş anlı olarak genişleyici maliye ve para politikaları izlediler. Buna karşı AB ülkeleri para ve maliye politikası ile krize karşı savaşmakta geç kaldılar. Krize karşı aktif olarak savaşan ABD'nin ve Çin'in diğer ülkelere göre küresel durgunluktan daha az etkileneceği tahmin ediliyor. Krize karşı para ve maliye politikasını aktif olarak kullanamayan Avrupa'nın ise durgunluktan daha gecikmeli olarak çıkacağı tahmin ediliyor.  

Devam edeceğiz…

Tüm yazılarını göster