Bahaneler azalıyor

Şant MANUKYAN Ekofobi dunyaweb@dunya.com

FED tarafından açıklanan ve bir nevi ABD’nin bilançosu diyebileceğimiz Flow of Funds’da güzel haberler var. Hanelerin serveti 77,259 trilyon dolarla yeni bir rekora ulaşmış durumda. 2009’un birinci çeyreğinde bu rakam 55.7 trilyon dolara kadar (69.1 trilyon 2007 zirvesiydi) gerilemişti. Bu rakama baktığımızda FED’in servet etkisi yaratmaya yönelik çabalarının başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Konut piyasasında ise varlıklar 19.042 trilyon dolara ulaşmış ancak önceki zirvesine oranla halen 3.6 trilyon aşağıda. İyi mi bilinmez Mortgage borcu 2008den bu yana ilk yükselişini göstermiş ve 10.3 milyar dolar artmış. Bu FED’in neden oranlar konusunda hassas olduğunu bir miktar açıklıyor olabilir. Ancak uzun vadeli trend açısından baktığımızda çok önemli bir gelişme. Zira geride bıraktığımız yıllar boyunca haneler ve özel sektör düzenli olarak borçlarını azalttılar. Buradan doğan boşluk büyük ölçüde Federal Hükümet tarafından dolduruluyordu. Ancak otomatik kesintilerin de devreye girmesi ise bütçe açığının da hızla azaldığını gördük. Bu nedenle özel sektörün yeniden borçlanması ekonomide düzelmenin netleştiği anlamına geliyor olabilir. Portföylerde tutulan hazine tahvillerinde ise bir önceki çeyreğe göre 100 milyar dolarlık gerilemeyi ilginç bul(ma)dum. Şirket ve yabancı bonolarda ise yaklaşık 80 milyar dolarlık artış var. Özetle ABD’de haneler ve şirketler yavaş yavaş “normalleşiyor” . Dün Cumhuriyetçiler ve Demokratlardan oluşan komisyon 2014 bütçesi üzerinde anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Şayet Senato ve Temsilciler Meclisi 15 Ocağa kadar bu anlaşmayı onaylarsa yeni bir bütçe krizi ve kepenk kapama ihtimali ortadan kalkmış olacak. Bu gelişme FED’i rahatlatan ve QE konusundaki kararını etkileyen bir gelişme. Ancak elbette QE’nin azaltılması, yani artık evrensel bir kelime hale gelen “tapering”, çok daha farklı verilere bağlı. Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisi gerek yıllık ortalamanın üzerinde olması gerekse işsizlik oranının 7.0% seviyesine gelmesi ile kuvvetli bir resim çizdi. Daha önce olduğu gibi yine katılım oranında sorun yaşandığını görüyoruz. Ancak 180 binin üzerinde istihdam kazancının sürdüğü ve işsizlik oranının gerilediği bir ortamda FED bu bahaneye uzun süre tutunamaz. “Bahane” kelimesini özellikle kullandım zira FED kısmen kaygısında haklı olsa da katılım oranındaki gerilemenin sadece kriz kaynaklı olmadığını ve hatta 2000li yılların başından beri beklendiğini FED’in de dahil olduğu çeşitli kurumların geçmiş raporlarında görebiliyoruz. Demografik gelişmeler katılım oranını baskı altında tutuyor ve bu kolay kolay değişecek bir durum değil. Ancak FED’i varlık alımını azaltmaktan alı koyabilecek bir başka gelişme de, geri planda kalsa da, enflasyonda görülen gerileme. FED’in favori enflasyon göstergesi PCE 1.1% ile 1960’lar seviyesine gerilemiş durumda. FED burada hemen 2% seviyesi olmasa da en azından yukarı yönlü bir trend görmek istiyor. Ancak görüntü tam tersi. Haziran toplantısından sonra işsizlik oranında 7.0% seviyesinden bahseden Bernanke Aralık toplantısında bu sözü nedeni ile baskı altında kalabilir. Ancak enflasyon oranı imdadına yetişebilir. Tapering Martta mı yoksa Aralık, Ocak döneminde mi olur bilinmez ancak şahsi görüşüm Mart ayından önce FED’in FOMC açıklamasında bazı net değişiklikler yapacağı yönünde.

Tüm yazılarını göster