Bağımlılık ve telefon testi

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Küçük şeytan

Tahmin edin bakalım: Dersler, seminerler, eğitimler, konuşmalar sırasında en büyük rakibim kim?  Telefon, cep telefonu. O küçük şeytan(!), salondaki birisini benden alıyor, başka birisine götürüyor.  Şeytan diyorum , çünkü kişileri doğru yoldan çıkarıyor. Oturup düzgün düzgün dinleyecek, bir şeyler öğrenebilecek birisini baştan çıkarıyor.

Bazıları için telefon bir uyuşturucu gibi. Alışkanlık olmuş bir kere, bakmadan, dokunmadan edemiyorlar. Bu küçük şeytana telefon diyoruz ama sadece lafın gelişi. Telefonun yanında her şeyi var bu küçük şeytanların. İnternete giriyor, mesaj yolluyor ve alıyor, video seyrediyorsunuz; daha neler neler…

Ne zararı var?

Telefon, ve de cep telefonu çok yararlı bir buluş. Tabi ki doğru kullanılırsa.  Ancak telefon yukarda sözünü ettiğim tiryakiliğe dönüşmüşse öğrenmeye çok zarar veriyor.

Öğrenmenin ciddi ve zor bir eylem olduğuna inanırım. Güneşin, yakıp tutuşturabilmesi için bir cisme odaklanması gerekir. Öğrenmek için de iyi odaklanmalıdır. Halbuki öğrenme eylemi sırasında  cep telefonu ile oynamak beynin odaklanmasını önler. Öğrenme işini sekteye uğratır.

Konuşmalarıma başlamadan önce izleyicilerden telefonlarını kapatmalarını isterim. Ama bu öyle bir alışkanlık ki, bazıları nikotin krizine kapılmış tiryakiler gibi telefonlarına bakamadan edemezler. Sigaralarından  son nefeslerini çekip, otobüse öyle binen bağımlılar gibi cep telefonlarına bağımlıdırlar. 

Deli-kanlıların bağımlılığı

Gençlerin telefon bağımlılıklarını bir noktaya kadar hoş görebiliyorum. Adı üstünde, deli-kanlılar. Kanları kaynıyor. Sevgililerinden aldıkları ve yolladıkları mesajlar benim anlattıklarımdan daha heyecanlı geliyor onlara. Ama yine de zorluyorum gençleri. "Kapatın telefonlarınızı; merak, sevgiyi güçlendirir" diyorum. Mesaj yazarken yakaladıklarıma takılıyorum: " Ben de seni seviyorum de, bitir işi, sonra kapat telefonu".

Yöneticilere bağımlılık

Gençlerde durum böyle. Ama odaklanma ve dinleme bozukluğunu yetişkenlerde de görüyorum. Bu türler, eğitim sırasında telefonlarını masa üstüne koyuyorlar. Bir göz orda. Yine "el işte, göz oynaşta" vaziyetleri.

Bazıları bu telefon bağımlılıklarını, iş gereği olarak göstermeye çalışıyor. Özellikle de bazı yöneticiler buna kendilerini inandırmış durumdalar. Bunda  "Ben önemli adamım, ben yöneticiyim. Beni ararlar, bana sorarlar" gösterişi vardır. Ve bunun yanında elemanları sık sık arayan yöneticiler de oluyor.

Sunumlarımın başına "Masanızdan ayrı olduğunuzda, sizi elemanlarınız ne kadar çok ararsa, o kadar az yöneticisiniz" ibaresini koyarım. Ama yine bakarsınız bazı yöneticiler cep telefonları ile halvet olmuşlar. Çünkü bu durumda yöneticinin cep telefonu bağımlılığı yanında, elemanların da yönetici bağımlılığı vardır.

Neden az yönetici?

Eğer yönetici masasından ayrı iken elemanlarınca ne kadar çok aranıyorsa, elemanların  yönetici bağımlılığı varsa,  yöneticiliğinde de o kadar çok sorun var demektir. Genelde bu durum üç tür nedenden kaynaklanır.

Birinci neden, sistemsizliktir.  Yöneticinin sık sık arandığı bir işletmede sistem yok demektir. Her durum ayrı bir olaydır. Böylesine bir işletmede yöneticinin başarılı olduğu söylenemez.

İkinci neden, yöneticinin elemanları beceriksizdir. Kendilerine güvenleri yoktur. Bu nedenle her şeyi yöneticiye sorma gereği duymaktadırlar. Bu da yöneticinin sorunudur. Altında güçlü bir kadro oluşturmak, elemanlarını yetiştirmek de yöneticinin en önemli görevleri arasındadır.

Üçüncü neden ise yönetici kimseye yetki devretmemiştir. Her konuda tek karar verici vardır:  O da bizim yöneticidir. Elemanlar her konuda yöneticiyi arayıp onun kararını öğrenirler.

Sonuç

Artık iletişim çok kolay.Teknolojinin gelişimi iletişimde devrim yaratmış.Elimizdeki ufacık aygıtla dünyanın öbür tarafındaki birisi ile konuşabiliyoruz. Ancak yukarda belirttiğim gibi, bu ufacık aygıt doğru kullanılmazsa başka bir iletişimi ve öğrenimi bozabiliyor.

Öğrenince iyi öğrenmeli. İyi öğrenmek için de iyi dinlemeli; "El işte, göz oynaşta" olarak dinlememeli.

Eğer yönetici iseniz işte size asit testi. Bir eğitime girdiğinizde telefonunuzu kapatın. Sonra bakın bakalım siz eğitimdeyken elemanlarınızdan kaç kişi sizi aramış. Unutmayın, ne kadar çok aranıyorsanız, o kadar az yöneticisiniz.

Tüm yazılarını göster