Ayrışma devam ediyor

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Murat BERK / Yapı Kredi Yatırım

Mayıs ayı içinde piyasalar, Yunanistan ile başlayan ve başka ülkelere de sıçrayan borç endişeleri nedeniyle oldukça yüksek oynaklık gösterdiler.

Yine aynı ayda piyasaların, yardım paketi ve alınan tedbirlere rağmen,  AB borç sorunlarının küresel büyüme üzerinde nasıl etki yapacaklarını daha fazla sorguladıklarını gördük. Bu sorunların küresel ekonomik büyümeyi tehlikeye atacağı korkularıyla küresel piyasalarda ciddi bir satış baskısı yaşandı.

Geçen hafta küresel borsalar, Çin'in Euro bölgesindeki yatırımlarını gözden geçirdiğine dair haberi yalanlaması üzerine önceki düşüşlerine sert tepki verdi.

Avrupa'daki borç sorunlarına 2009 sonlarında dikkat çekmeye başlamıştık, dolayısıyla konuyu oldukça önemsiyoruz. Öte yandan, Avrupa'da yaşanan sıkıntıların 2008 yılındaki gibi ciddi bir kriz ile sonuçlanmasının kaçınılmaz olduğu şeklinde moda olmaya başlamış görüşlere de kesinlikle katılmıyoruz.

Bunun yanında Avrupa bankalararası finansmanında güven sorunu olduğuna dair sinyallerden daha önce bahsetmiş olmamıza rağmen bu konunun da son zamanlarda biraz abartıldığını düşünüyoruz.

Spot Libor OIS spreadindeki artışın 'forward'dakine nazaran daha az olmasının yanında bonoların, CDS'lere göre daha iyi performans göstermesinin önemine değinmek gerekiyor. Belki de en önemlisinin aşağı yukarı tüm kredi piyasalarının durumunun 2008'dekinden çok daha iyi durumda ve çok daha az problemli olduğunu ekleyebiliriz.

Bu bağlamda, sık sık bahsettiğimiz ülkelerarası ayrışma temasının da geçerli bir olgu olduğunu düşünüyoruz. Buna son örnek ise geçen Cuma günü yaşandı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in İspanya'nın kredi notunu aşağı çektiği gün diğer bir uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu arttırılabileceğini açıkladı.

Fitch, İspanya'nın kredi notunu alınan kemer sıkma tedbirlerine bağlı olarak büyümenin öngördüğünden daha fazla etkileneceği gerekçesiyle "AAA" dan "AA+"ya düşürdü.

Moody's ise Türkiye'nin Ba2 olan kredi notunun Mali Kural Yasa Tasarısı'nın TBMM'den geçmesi halinde arttırılabileceğini açıkladı.

Öte yandan, artan borç oranları ve bütçe açıkları ise piyasadaki risk primlerini arttırarak bu ülkeler için borçlanma maliyetlerini daha da arttırdığını, bu şekilde fasit bir daire oluşturma potansiyeli oluşturduğunu görüyoruz.

Bu fasit daire ve kendi kendini besleyen olumsuz süreçlerin, konumu daha sağlam olan ülkeleri de etkileme riski olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor.

Tüm yazılarını göster