Avrupa yeniden yapılanırken AB üyeliğimiz rafa mı kalkacak?

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com




Hükümette yeni düzenleme yapılırken Avrupa Birliği Bakanlığı kuruldu. Egemen Bağış şimdi hem Avrupa Birliği Bakanı hem de Başmüzakereci. Bakanlığın kadrosu oluşturuldu. Ama Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz düğümlenmiş durumda.

Egemen Bağış gibi dışa açık, dinamik bir bakanın, zamanının büyük kısmını Avrupa ülkelerinde geçirmesi, her gün bir başka ülkeyi ziyaret ederek Türkiye'nin birlik ile ilişkilerini sıcak tutması beklenirken, Başmüzakereci'mizin kötümser bir ruh hali içinde Türkiye'den dışarıya pek çıkmadığını sadece belli toplantılara katıldığını görüyoruz.

Dün dw radyosunda Julide Danışman'ın Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkilerin nasıl canlandırılabileceği konusunda Alman siyasetçilerin görüşlerini aktardığı bir program yayınlandı.

Julide Danışman, Avrupa Birliği Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle perşembe günü Ankara'ya gideceğini, Füle'nin ziyaretiyle, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakere sürecini destekleyecek pozitif gündemin de resmen başlayabileceğini belirtiyor.
Hür Demokrat Parti Alman Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Rainer Stinner, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açılsa da, beklentileri yüksek tutmamak gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

"İlişkilerin yeni bir dinamizm kazanacağını umuyorum. Ancak şu uyarıyı da yapmamız lazım: Bu umudun abartılmaması gerekiyor; zira hâlâ çok sayıda başlık açılmadı, birçok ayrıntı henüz açıklığa kavuşmadı. Ama önemli olan olumlu hava ve tutum ile bu görüşmelere başlanması. Çünkü Türkiye hiç kuşkusuz, Avrupa Birliği'nin bölgedeki en önemli ortağı" diyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'nin geçtiğimiz günlerdeki Türkiye ziyareti sırasında dile getirdiği gibi, Alman hükümeti Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkilerin yeniden canlandırılmasını istiyor.

Peki, ilişkiler nasıl canlandırılabilir? Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti Alman Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Rolf Mützenich, ilişkilerin canlandırılması için sadece yeni başlıkların açılmasının yeterli gelmeyeceğini savunuyor. Mützenich, Alman hükümetinin somut adımlar atması gerektiği görüşünde.

"Kanımca tam üyelik için müzakerelerin yürütülmesinin yanı sıra bugüne kadar var olan Türkiye'ye yönelik muhalefetin kırılması için Avrupa Birliği içinde önem taşıyan hükümetlerle de yoğun temas kurulması gerekiyor. Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini Kıbrıs'ın bir kısmının üstlenmesi ile müzakerelerde yeni sorunların çıkma ihtimali bulunduğunu göreceğiz."

"Sosyal Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Türkiye Koordinasyon Grubu Başkanı Dietmar Nietan ise müzakere sürecinin canlandırılabilmesi için Almanya'nın yanı sıra Fransa'nın da Türkiye'ye yönelik daha yapıcı bir tutum izlemesi gerektiğini belirtiyor. Müzakerelerde yeni başlıkların açılmasının önündeki engellerin kaldırılmasının da şart olduğunu söyleyen Nietan, bu çerçevede Kıbrıs sorunun çözümü için çaba gösterilmesi gerektiğini dile getiriyor: "Almanya ve Fransa'nın şunu açıkça belirtmesi gerekiyor: Bir sorunun çözümünde iki tarafın, yani bu durumda hem Kıbrıs'ın hem de Türkiye'nin payı vardır. Almanya ve Fransa'nın, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne şunu söylemesi gerekiyor: "Türkiye ile yakınlaşmanın sağlanabilmesi için Kıbrıs'ın daha fazla çaba göstermesini bekliyoruz. Bu, yerine getirmemiz gereken bir görev olmalı."

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine sıcak bakmayan Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi'nin Alman Meclis Grubu Avrupa Politikaları Sözcüsü Thomas Silberhorn ise müzakere sürecinin sadece Türkiye'nin çabaları ile hızlanabileceği görüşünü savunuyor. "Artık topun Türkiye'nin sahasında bulunduğu çok açık. Aylardan beri müzakerelerde yeni bir başlık açılmadı. Bu durum sadece bazı başlıkların Fransa gibi Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından bloke edilmesinden kaynaklanmıyor. Aksine başlıklarda ilerleme sağlanamadı. Bu nedenle Türkiye, eğer müzakere sürecine devam etmek istiyorsa, harekete geçmeli."

Julide Danışman'ın hazırladığı program sayesinde Almanya'da siyasette öne çıkan kişilerin görüş ve önerilerini öğrenme imkanımız oldu.

Bizim Avrupa Birliği Bakanlığı'mızın teknik kadroları her halde sadece diğer ülke politikacılarının görüş ve önerilerini de izlemektedir. Avrupa'daki yeni yapılanma hareketi karşısında biz ne yapacağız? Biz Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi ülke yararına nasıl şekillendireceğiz?

Önemli olan bu. Biz ise bu konuyu bir türlü gündeme getiremiyoruz. Daha doğrusu önemli konular listesine alamıyoruz.
 

Tüm yazılarını göster