Avrupa top çevirmeye devam ediyor

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Avrupalı liderler ve maliye bakanları bugün bölgede uzun süredir devam eden borç ve bütçe krizine güçlü bir karşılık vermek hedefiyle bir araya geliyorlar. Piyasalar ise somut adımlar beklemeye devam ediyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in muhalif tavrını yumuşatması sonrasında geçici Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) ve kalıcı Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) birleştirilmesi konusunda ilerleme sağlanması bekleniyor. Alternatif önerilerden biri de, EFSF'nin süresinin uzatılması ve bir yıl birlikte varlık göstermeleri.
AB Maliye Bakanları'nın taslak metninden sızan bilgilerde fonun bir yıllığına 940 milyar euro'ya çıkartılabileceği kaydediliyor. Bu rakamın dağılımı ise şöyle: 500 milyar euro ESM için toplanması beklenen sermaye. 200 milyar euro hâlihazırda EFSF'de bekleyen hazır kaynak. 240 milyar euro ise EFSF tarafından daha önce İrlanda, Portekiz ve Yunanistan için kullanılan kaynak. Dolayısıyla ESM + EFSF'nin kullanılabilir kaynağı 700 milyar euro olacak. Avrupalı yetkililerin üzerlerine düşeni yapmalarının ardından G20'nin sponsorluğunda IMF aracılığı ile bir miktar daha ek kaynak sağlanması ve mali güvenlik duvarının 1 trilyon euroya ulaştırılması bekleniyor.
Havada uçuşan rakamları bir kenara bırakarak baktığımızda, bahsi geçen büyüklüklerde bir güvenlik duvarı oluşturulsa dahi bu adımların Euro Bölgesi borç krizine kesin, kalıcı ve yapısal bir çözüm getirmekten uzak kalabileceğinden endişe ediyoruz. Avrupa'da Yunanistan'ın ardından Portekiz, İspanya ve belki de İtalya'nın da bir yıl içinde borç - bütçe problemleri ile kendi kendine başa çıkamayacak duruma düşme, hatta bir borç yapılandırmanın dahi gündeme gelmesi yönündeki riskler hala sürüyor. Avrupa Merkez Bankası'nın Aralık ve Şubat aylarında sağladığı bir trilyon euroluk ucuz ve uzun vadeli likiditeye rağmen bu risklerin hala masada olması tedirgin edici.
Piyasalar Avrupa'dan bugün ve yarın çıkacak mesajlara odaklanacakken bir yandan da giderek artan büyüme endişelerine odaklanacak. Bu konuda ise makro verilerin rehberliği sürüyor. ABD ve Çin'in özellikle mercek altında olduğunu belirtelim. Çin'de yavaşlama belirtileri gelişen ülkeler açısından olumsuz beklentiler yaratırken, ABD verilerinin zayıf kalması bir yandan gevşek parasal koşulların süreceği beklentisi yaratıyor, bir yandan da dünyanın lokomotif ekonomisinde zayıflık korkusu yayıyor. Yatırımcıların orta-uzun vadeli perspektifte önlerini görmekte zorlandığı bu dönemde varlık değerlerinin bir süre daha yatay ve sıkışık kaldığını görebiliriz.

Tüm yazılarını göster