Avrupa finans kurumlarında yapay zekânın rolü

EY, uzun yıllardır iş dünyasında strate­ji, finans ve teknoloji alanlarında reh­berlik eden global bir danışmanlık firma­sı olarak tanınır.

İskender ADA iskender.ada@dunya.com

EY, uzun yıllardır iş dünyasında strate­ji, finans ve teknoloji alanlarında reh­berlik eden global bir danışmanlık firma­sı olarak tanınır.

Bu yazıda, EY’ın Avrupa finans sektöründe yapay zekâ (YZ) kulla­nımı üzerine yakın zamanda yayımladığı raporlardan yola çıkarak, bu teknolojinin sektörün şu anki durumu, zorlukları ve ge­lecekteki potansiyeli üzerine bir pencere açacağım.

Finans sektörü ve YZ: dönüşümün eşiğinde

YZ, son on yılda hayatımızın hemen her alanına dokunurken, finans sektörü bu teknolojinin en etkili kullanım alanların­dan biri haline geldi. EY’ın “Avrupa Finan­sal Hizmetlerinde Yapay Zekâ Benimse­mesi: İlerleme, Zorluklar ve Gelecekteki Yönler” başlıklı raporuna göre, Avrupa fi­nans kurumlarının %60’ı, YZ projelerini stratejik bir öncelik olarak tanımlıyor. Bu oran, beş yıl önceye kıyasla dramatik bir artışı temsil ediyor.

YZ’nin finans sektöründe bu kadar yay­gın bir şekilde benimsenmesinin ardında birçok neden var. Müşteri davranışlarını anlamak, risk yönetimi yapmak ve operas­yonel verimliliği artırmak gibi çeşitli alan­larda YZ, oyun değiştirici bir teknoloji ola­rak ortaya çıkıyor. Ancak bu teknolojiyi et­kili bir şekilde uygulayabilmek kolay bir iş değil. En büyük zorluklardan biri, veri ka­litesi ve erişim sorunları.

Finans sektörü, veriye dayalı bir sektör olmasına rağmen, bu verilerin çoğu hâlâ dağınık ve organi­ze edilmemiş durumda. Şirketlerin %45’i, YZ projelerinin etkili olabilmesi için ön­celikle veri altyapılarını düzgün bir şekil­de oluşturması gerektiği tespit edilmiş. Bu durum, YZ’nin faydalarını görmeden ön­ce ciddi bir altyapı yatırımı gerektirdiğini gösteriyor.

YZ’nin finans alanındaki bir diğer kritik uygulaması, dolandırıcılığın önlenmesi. Anketlere göre YZ tabanlı dolandırıcılık tespiti sistemleri, geleneksel yaklaşımlara kıyasla %30 daha etkili. Bu, sektörün ne­den YZ’yi stratejik bir öncelik olarak gör­düğünü açıklıyor. Ancak burada şu soru da ortaya çıkıyor: YZ tabanlı sistemlerin do­landırıcılar tarafından manipüle edilmesi ne kadar mümkün? Bu, sektörde YZ uygu­lamalarının etik ve yönetim yönüyle ilgili yeni soruları da beraberinde getiriyor.

Geleceğe bakış: dengede kalmak

EY’ın “2025 Bankacılık Barometre­si: Denge” raporu, finans sektörünün ge­leceğine dair çarpıcı öngörüler sunuyor. Raporda, Avrupa bankalarının %70’inin YZ’yi, süreçlerini optimize etmenin öte­sinde, stratejik bir rekabet aracı olarak görmeye başladığı belirtiliyor. Bu durum, finans kurumlarının sadece maliyetle­ri azaltma ve işlem hızını artırma gibi kı­sa vadeli hedeflerden çıkarak, uzun vade­li bir vizyon benimsediklerini gösteriyor.

YZ teknolojileri, sadece bankaların iç sü­reçlerini optimize etmekle kalmayıp, ay­nı zamanda müşteri deneyimini yeniden tanımlıyor. Finans kurumlarının %40’ı, müşteri deneyimini geliştirme amacıy­la YZ yatırımlarına öncelik veriyor. Şu bir gerçek ki, bu teknolojiler, rekabet avanta­jı elde etmenin ötesinde, finansal hizmet­lere erişimde kapsayıcı bir rol de oynuyor.

Öne çıkan bir diğer önemli konu da YZ teknolojilerinin etik boyutu. YZ tabanlı karar alma sistemlerinin şeffaflığı ve ta­rafsızlığı hem yasal hem de toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa’da­ki finans kurumlarının %50’si, YZ kulla­nımının etik ve yasal yönlerini daha et­kin bir şekilde yönetmek için özel ekipler oluşturmuş durumda. Bu, teknolojinin sa­dece teknik başarısıyla değil, aynı zaman­da sosyal kabulüyle da değerlendirildiğini gösteriyor.

Raporlar Avrupa’nın, ABD ve Asya gibi bölgelerle kıyaslandığında YZ entegrasyo­nu konusunda hala geride kaldığına işaret ediyor.

YZ’nin getirdiği faydalar kadar zorluklar da mevcut. Ancak şu bir gerçek ki, YZ’yi et­kili bir şekilde benimseyebilen finans ku­rumları, gelecekte hem müşteri memnuni­yeti hem de operasyonel başarı anlamında rakiplerinin önüne geçecek.

Güzel bir gelecek için…

Tüm yazılarını göster