Avrupa çalkalandıkça bizde dolar fiyatı artıyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Bizim halkımız için, işadamlarınız için faiz oranı, borsa endeksi, altın fiyatı önemli göstergelerdir ama en önemli gösterge dolar fiyatıdır.

Çok kişi ekonomiyi dolar fiyatından izler.

Merkez Bankası hükümetin bekleyişi doğrultusunda 2003'den sonra uzun süre dolar fiyatını baskı altında tuttu. Ama dışarıdaki kriz rüzgarı içeride dolardaki istikrarı sarsmaya başladı. Dolar fiyatı 145-147 TL'lerde dolanırken 175-180 bandına fırladı.

Son 10 ayda yüzde 26 fiyat artışı gerçekleşti.

Bu artış önemli bir artıştır. Dolar fiyatının kısa sürede daha fazla yükselmemesi, hatta 1.70 TL'nin altına inmesi gerekir.

Pazartesi ve salı günleri dolar fiyatının 1.80 TL'nin üzerini görmesi, istenmeye bir gelişmedir.

1) Türkiye'de döviz borcu olanlar bu ölçüde bir kur riskini karşılayamaz.

2) Bu ölçüdeki döviz fiyatı artışı maliyetleri artırır, enflasyonu yükseltir.

Ne var ki dolar fiyatındaki artış ülke içinde ekonominin bozulmasından veya döviz girişinin kısılmasından değil, dünyada ve özellikle Avrupa'da esen kriz rüzgarından etkileniyor.

Avrupa'da birlikten söz ediliyor ama krizin başından buyana birlik diye bir şey kalmadı. Her ülke kendi derdine düştü.

Yunanistan ise şamar oğlanı oldu. Ardından İtalya ile uğraşılmaya başlandı.

Bugüne kadar alınan tedbirlerin hiçbiri Yunanistan'ı kurtaramayacak. Tersine çöküşünü hızlandıracak.

İşçi çıkarması, ekonomiyi küçültmesi, kamu harcamalarını kısması, ücretleri aşağı çekmesi önerilen Yunanistan kimlerden nasıl vergi toplayarak bütçe açığını kapatacak, borç ödeyebilir hale gelecek?

Görülüyor ki, AB'nin lider ülkelerinin derdi Yunanistan'ı kurtarmaktan öte, Yunanistan kağıtları nedeniyle kendi bankalarının batmasını önlemek.

Her gün bir toplantı, her gün bir söylem var. Eylem yok. Bu durumda söylemler piyasayı dalgalandırıyor. Bankaların, ülkelerin kredi notu kısılıyor.

Gerçekçi olalım. Türkiye'de borsadan ve Türk kağıtlarından önemli ölçüde çıkış yok. Döviz girişinde tıkanma yok ama… Dışarıda olan biten Türkiye'yi sarsıyor.

Reel ekonomi, üretim, iç talep, dış talep bu gelişmelerden nasıl etkileniyor, nasıl etkilenecek? Bizim için önemli olan budur. Ne yazık ki reel ekonomide kısa süreli değişiklikleri izlemeye imkan verecek göstergelerimiz yok.

Bu konuda sanayi ve ticaret odalarına büyük sorumluluk düşüyor. Odalar kendi çevrelerinde olan biteni belirler ve kamuoyuna açıklar ise ekonomiyi yöneltenler zamanında doğru kararlar alma şansına sahip olur.

Tüm yazılarını göster