Atı alan Rochester’i geçmeden

Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Yaklaşık son on yılın yatırım ve ekonomik ortamının sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Bu sürece damgasını vuran olgu; gelişmiş ülke merkez bankalarının krizden çıkış sırasında uyguladığı ve enflasyonun düşük kalması sayesinde devam ettirebildikleri para politikalarının yarattığı varlık enflasyonuydu.

Bu politikalarla varlık sahibi olanların varlıkları da değer kazandı. Orta ve orta üstü kesim ise yaşam standartlarını devam ettirebilmek için artmayan reel ücretleri ve artan reel harcamaları arasındaki farkı borçlanarak kapatmaya çalıştı.

Orta ve orta üstü kesimlerin durumu ekonomilerin sağlıklı büyümesi açısından başlı başına en büyük sorunlardan biri. Ayrıca, İçinde bulunduğumuz bilgi devrimi çağında teknolojik devrimlerin önemli bir kısmı insanın yerini almayı amaçlıyor olması birçok mesleğin ve şirketin de sonunu getirecek gibi görünüyor. Bu iki trendin bu şekilde birleşmesi ise tarihte daha önce görülmemiş bir hadise ve içinde bulunduğumuz ekonomik sistemin devamı açısından en büyük risk. Hep verilen örnektir: Dinozorlar da büyüktü ama soyları tükendi. Örneğin, Eastman Kodak kendi döneminin ve sektörünün en dominant şirketiydi ama yok olma noktasına geldi. İşin trajikomik kısmı ise Kodak’ı bu noktaya getiren dijital teknolojiyi de aslında Kodak’ta çalışan bir mühendis buldu. Kodak yönetimi bu teknolojinin ve kendi mühendislerinin değerini ancak rakipleri fark edince anladı. Ama atı alan Rochester’i geçmişti.

Ray Dalio, Bill Gates, Facebook ve Amazon’un sahiplerinin, hatta IMF’nin bile gelir adaletsizliği konusunda alarm zillerini çalması ise tesadüf değil. Bu söylem yer yer eylemle de destekleniyor. Amazon’un yeni depolarını ABD’de ekonomik durumu en kötü yerlerde açmaya başlaması ve ödediği ücretleri arttırmasının arkasında şirketin yeni iş modelinin işsizliğe sebep olması ile ilgili artan medya haberlerinin etkisi bulunuyor.

Yeni dönemin olası ekonomik ve yatırım etkileri şöyle olacak diye düşünüyorum: Zaman içinde siyasetçiler ücretlerin artabilmesi için bazı kararlar alacak. Bu kararlar, muhtemelen daha içe kapanık ve kamu sektörünün ağırlığını artıracak cinsten olacak. Bazı gelişmiş ülkelerde merkez bankaları bütçeleri doğrudan, yani para basarak fonlamaya başlayacak. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya muhtemelen stagflasyon döngüsüne girecek.

Aralarında emtiaların ve özellikle altının da bulunduğu bazı reel varlıkların değeri artacak.

Bu beklediğim gelecek çok da uzakta değil. 2018 içinde bu trendlerin daha belirgin hal almasını bekliyorum. Kendi adıma ise dolarla ilgili görüş değişikliğim var. Güçlenen dolar döneminin son demlerine girdiği düşünüyorum. Doların özellikle AUD ve CAD ile gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanmasını bekliyorum. Fakat sadece kısa dönem için değil, önümüzdeki aylarda da doların özellikle Euro ve Yen karşısında gerileyeceğini düşünüyorum.

Tüm yazılarını göster