Aşamalı konut edinimi: Önce arsa, sonra konut sahipliği

Bir önceki yazımda konuta erişilebilirlik noktasında alternatifsizlik içerisinde fark­lı alternatiflerin sektörde geliştirilmeye çalış­tırıldığını belirtmiştim. Yakın zamanda bunun en somut örneğini önemli geliştirme firmala­rının başını çektiği “önce arsa, sonra konut sa­hipliği” modelinde gözlemliyoruz.

Prof. Dr. Ali HEPŞEN ali.hepsen@dunya.com

Bir önceki yazımda konuta erişilebilirlik noktasında alternatifsizlik içerisinde fark­lı alternatiflerin sektörde geliştirilmeye çalış­tırıldığını belirtmiştim. Yakın zamanda bunun en somut örneğini önemli geliştirme firmala­rının başını çektiği “önce arsa, sonra konut sa­hipliği” modelinde gözlemliyoruz.

Aşamalı ko­nut sahibi olma sistemi olarak da adlandıran­lar söz konusu; ancak en güzel tanımlamayı Dr. Av. Ali Yüksel Bey yapmış durumda: “Arsaya İş­tirak Yoluyla Konut Edinme Modeli”… İsimler farklı ama çıkış noktası ve amaç aynı… Konut alımı için finansal yükü hafifletmek…

Kat karşılığı inşaat modelinden sonra arsaya iştirak yoluyla konut edinme modeline geçiş

Yukarıdaki başlığı ve detayları modelle ilgili bir makale kaleme alan (Arsaya İştirak Yoluy­la Konut Edinme Modeli Ne Getiriyor, Nisan 2024) Dr. Av. Ali Yüksel Bey’de yakalayabiliyo­ruz. Konu hakkında hukukçu gözüyle yazılmış en kapsamlı yazı olduğunu söyleyebilirim. Ben biraz özetlemeye ve kendi cümlelerimi de kata­rak aktarmaya gayret edeceğim:

Kat karşılığı inşaat modeli şehirlerimizin in­şasında önemli bir yer tutmuş durumda. Ha­len mevcut yapıların birçoğu bu yöntemle in­şa edildi. Konuta talebin olduğu ortamda hem geliştirici hem arsa sahibi hem de konut satın alan açısından kazan-kazan bir durum oluşu­yor.

Herkesin bildiği üzere bu modelde, arsa sa­hibi arsasının üzerine bir yapı inşa ettirmekte ve buna karşılık inşa edilen binanın bir bölü­mü müteahhite (geliştirici firmaya) devredili­yor. Yüksek maliyetten bitmiş konut satın ala­mayan kişiler ise henüz başlamamış proje aşa­masında veya henüz temeli yeni atılmış yahut iskan alınmadan inşaat devam ederken konut için bedel ödeyerek ekonomik olarak daha uy­gun bir şekilde konut sahibi olabiliyor.

Bu sis­temde inşaatın tüm yapım maliyetini müteah­hit üstleniyor ama önden satış yapma imkanı­nı yakalayabildiği için de finansman giderine katlanmaksızın fonlama imkanı yaratabiliyor. Kazan-kazandaki kilit unsur ise talebin hep var olması aslında…Diğer taraftan, ekonomi­nin durgun dönemlerinde müteahhitlerin işi yavaşlattıkları, yapmak istemedikleri veya işi terk ettikleri de görülebiliyor.

Bu durum gerek arsa sahibi gerekse de önden konut alanlar açı­sından mağduriyetleri getirebiliyor, bir açmaz yaratıyor. Son dönemlerde bazı geliştirme fir­malarının konutun parasını peşin ödeyeme­yenler, kredi çekemeyenler ya da konuta erişim kabiliyeti sınırlı olanlar için önce konutun arsa payını satmaya, ardından da inşaatın bedelini alma yoluna gittiklerini gözlemleyebiliyoruz.

Bu tür bir model içerisinde bir “organizatör fir­ma” öncülüğünde; var olan bir arsa veya alına­cak bir arsanın bedeli, belli sayıda alıcı tarafın­dan “bedele iştirak” edilerek temin edilmekte ve organizatör firma sonrasında inşaatın bede­lini de alarak kendisi veya başka bir müteahhiti taşeron olarak kullanarak imalat yapmakta ve konut teslimini sağlayabilmektedir.

Sistem mantıklı mı, değil mi?

Belirtildiği gibi, kişiler önce peşin ya da vadeli bir şekilde konutun arsa payını satın alıyor, son­rasında belirli bir vade içerisinde inşaat maliye­tine katlanarak iki aşamada konut sahibi olabi­liyor…

Herkesin malumu, son birkaç yıldır arsa kıtlığı ve inşaat maliyetlerinin hızla yükselme­si üretilen konutlardaki fiyatları erişilemez ha­le getirdi. Kişilerin gelirleri de ayını ölçekte art­mayınca, satın alınabilirlik anlamında konut erişilemez hale geldi. Dolayısıyla geliştirme fir­maları farklı alternatiflere doğru yöneldi…

Arsa payı ve inşaat maliyetini ayrı ayrı ödeme imka­nı, konut sahibi olmak isteyenler için finansal yükün azalması anlamına gelebilir. Firmala­rın sağladıkları vadeli ödenebilme seçenekleri, ödemeleri zamana yayarak hane halkı bütçesi­nin daha iyi yönetilmesine yardımcı olabilir.

Riskler…

Sistemin hem geliştirici firma hem de siste­me dahil olan kişiler açısından riskleri oldu­ğunu belirtmek gerekir. İnşaat sürecinde veya ödeme planı sırasında yaşanabilecek aksaklık­ların veya ek maliyetlerin mutlak suretle önden düşünülmesi gerekir.

Kişilerin özellikle proje­yi gerçekleştirecek geliştirme firmasını iyi bir şekilde araştırmaları; firmanın daha önceden yapmış olduğu işleri var mı, verilen taahhütleri zamanında gerçekleştirmiş mi sorularına yanıt aramaları, firma sektörde yeni ise mutlak şe­kilde referanslarına dikkat etmeleri gerekmek­tedir.

Arsa üzerinde ipotek, şerh vb. durumla­rın olup olmadığı da araştırılması gereken bir diğer konu olmalıdır. Fakat diğer taraftan bu sistem içerisinde, kişiler inşaat bedelini öde­yemez duruma düşerse inşaatın durumu ne olacak sorusuna da geliştirici firmanın yanıt araması ve bunu iyi yönetmesi gerekmektedir.

Tüm yazılarını göster