Artık 'Komünizm gelirse' diye değil, 'Ruslar gelmezse&#03

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye'nin yıllarca üstünden atamadığı ya da "atılmaması sağlanan" bir korkusu vardı; komünizm. Toplum, yıllarca "Bu yılı atlattık, umarız seneye de gelmez" diye avutuldu. Sanki komünizm, Balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgası gibi giriverecekti Türkiye'ye.

Ekin Grubu'nun Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) adına yayına hazırladığı Resort Dergisi'nin bu yıl 4'üncüsünü gerçekleştirdiği Uluslararası Resort Turizm Kongresi'ndeki en renkli oturumlardan biri eski Kültür ve Turizm Bakanı Bahattin Yücel ile Coral Travel Genel Müdürü Coşkun Yurt arasında soru-yanıt şeklinde geçen oturumdu.  

Bahattin Yücel de konuşmasına, Celal Bayar'ın "Bu kış komünizm gelirse" korkusuna göndermede bulunarak, "Benim gençliğim Rusya'dan komünizm gelecek korkusu ile geçti. Hep bu kış komünizm gelecek korkusu vardı, şimdi ise bu yıl Ruslar gelmezse kaygısı yaşanıyor" diyerek başladı. Yücel, rublenin değer kaybının bu ülkeden gelecek turistleri olumsuz etkileyebileceğine işaret etti ve Rusya ve BDT pazarını en iyi tanıyan isimlerden biri olarak bilinen Coşkun Yurt'a bu durumun yansımalarının ne olabileceğini sordu. Yurt, Rusların gelmeye devam edeceğini belirterek iyimserliğini ortaya koydu, ancak bazı uyarılardan da geri durmadı:

"Ruble değer yitiriyor, Rusların gelirleri azaldı. Ekonomide daralma söz konusu. Ukrayna'da durum malum. Karşımızda olumsuz bir tablo var. Kış dönemi satışları devalüasyona paralel olarak yüzde 40 düşmüş durumda. Rublenin değer kaybının yanında bir de en büyük sorun belirsizlik. Artık Ruslar alışveriş mağazalarına gitmiyor. Temel sorun bu, belirsizlik.

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bahattin Yücel, "Bu ekonomik kötü gidiş Rus pazarındaki büyümeyi engelleyecek. Ancak diğer yandan Avrupa ülkelerindeki vize benzeri engeller ve bir de düşen petrol fiyatlarının uçak fiyatlarında düşüş getirmesi Türkiye'ye yarayabilir mi" diye sordu. Coşkun Yurt bu soruya şu yanıtı verdi:

"Durum şubat sonunda belli olur"

“Evet petrolün düşüşü uçak fiyatlarında da düşüşe neden oldu. Bu yüzde 10’luk bir avantaj yaratabilir. Ama her halükarda bu pazarda bir küçülme olacak. Ancak Rus pazarını görüp anlayacağımız tarih şubat sonlarıdır. Bu tarihe kadar gelişmeleri izlememiz lazım. Oysa otellerimizin yarısı bu tabloyu görememiş durumda. Fiyat artıranlar var. Bu da tehlikeli. Beş yıl boyunca oteller her yıl yüzde 20 civarında fiyat indirimi yaptı. Yani bu pazarlarda yüzde 20, başka bir ifadeyle 1 milyar dolar hata payımız var. Bu pazarda yüzde 50’ye yakın devalüasyon varken fiyat artırımı yapmak ciddi bir öngörüsüzlüktü. Sektör her geçen yıl daha rekabetçi hale geliyor ve kar marjı düşüyor, ama bu, hayal içinde hareket etmemizi gerektirmiyor.” 

Uyku kaçıran tablo bu işte!

Turizm Bakanlığı verilerine göre, yılın ilk on ayında Türkiye'ye 33.5 milyon turist geldi. İlk sırada yine Almanlar var. On ayda gelen Alman turist sayısı 4.8 milyonla toplamda yüzde 14.4 pay aldı. 
İkinci sırada ise Ruslar bulunuyor. On ayda 4.4 milyon Rus turist geldi. Rusya'dan gelenlerin payı bu yıl geçen yıla göre neredeyse sabit kalmışsa da, örneğin 2012'ye göre bir puan artmış durumda. 
Örneğin Alman turist sayısı 2012'nin on ayında 4.6 milyon düzeyinde bulunurken, bu yıl 4.8 milyona çıkmış. Rus turist sayısı ise 3.5 milyondan 4.4 milyona yükselmiş.

Yani Ruslar için "Ya gelmezlerse" ya da "Sayıları çok azalırsa" diye korkmamızın temelinde bu rakamlar yatıyor ve bu kaygıyı, korkuyu yaşayanlar hiç de haksız değiller. Özellikle Antalya yöresinde çarkların, ağırlıklı olarak Rus turistler sayesinde döndüğü düşünülürse, Rusya'da olan biteni çok yakından izlemek ve ona göre strateji geliştirmek kaçınılmaz görünüyor.  

Tüm yazılarını göster