AR-GE teşviki ve uygulamanın önemi

Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

ASLINA BAKARSANIZ / Adnan Nas adnan.nas@tr.pwc.com Türkiye bir kez daha gündeminden sapma ve kilitlenmek zorunda olduğu rotadan çıkma belirtileri gösteriyor. Son tahlilde hiçbir kesime kalıcı bir yarar sağlamayacak kısır fakat gürültülü çatışmaların toplumsal basiret sayesinde en az zarar ile sona erdirilmesini dileyerek, biz yine her zamanki gibi mevcut darboğazların aşılmasına ve ülkenin geleceğinin güvence altına alınmasına yönelik gerçek gündem sorunlarına dönmek istiyoruz. Bu sorunlar içindeki öncelikli yerini hep vurguladığımız teknoloji, yenilikçilik ve AR-GE faaliyetlerinin teşvikini öngören ve nihayet yasalaşan çok önemli bir düzenleme, özel olarak ele alınmayı hak ediyor. Uzun hazırlık dönemi Aslında iki yıla yakın bir süredir özenli ve yoğun bir hazırlık çalışmasına konu olan, Maliye Bakanlığı ve Vergi Konseyi'nin reel sektör/sanayi temsilcileri, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları ile kapsamlı danışma içinde şekillendirdiği bu yasa, Türkiye'nin AR-GE ve yenilikçilik konusundaki büyük gecikmesini telafi bakımından ümit veren genişlikte hükümler içeriyor. 12 Mart 2008 tarihinde yayınlanan ve 1 Nisan 2008'de yürürlüğe girecek olan 5746 sayılı "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun", bir yandan mevcut Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunu'ndaki AR-GE indirim oranını yüzde 40'tan yüzde 100'e çıkarıyor, öte yandan yeni unsurlar ve tanımlar ile teşvik kapsamını çok daha geniş ve sistematik bir hale getiriyor. Hazırlık süresi boyunca önerilen başta "AR-GE şirketi" olmak üzere bazı düzenlemeler kesinleşen metinde yer almasa da, kanaatimizce mevcut haliyle de yeni yasa oldukça vizyoner ve dinamik bir nitelik taşıyor. Yasanın içeriği Öncelikle "AR-GE merkezi" tanımıyla şirketlerin bilgi/teknoloji üretimini ve AR-GE faaliyetlerini kurumsallaştırması özendiriliyor. Her ne kadar "en az elli AR-GE personeli istihdamı" gibi pek çok kesimin eleştirdiği, bizim de paylaştığımız bir zaafı varsa da uygulama sonuçlarına göre ileride değiştirebilecek olan bu sınırlamayı abartmamak gerektiğine inanıyoruz. Kaldı ki yasada öngörülen diğer unsurlar ve tanımlamalar çerçevesinde imkanları sınırlı olan firmaların da bu teşvikten yararlanmalarının önü açıktır. Yasa koyucu, muhtemelen kötüye kullanım ihtimalini düşürmek için, proje şartına bağlı olmayan ve denetimi güç olan tek teşvik unsurunda çıtayı yukarıda tutmak istemiştir. Gözden kaçırılmaması gereken bir nokta da birkaçı dışında büyük şirketlerimizin dahi AR-GE'ye yeterince odaklanmadığı, ayrıca küresel şirketlerin AR-GE yatırımlarını Türkiye'ye çekmenin çok yönlü yararları bulunduğudur. Yasa, AR-GE faaliyeti, AR-GE projesi ve yenilik (inovasyon) projesini tanımlamakta, yeni bir kavram olarak birden fazla kuruluşun verimlilik, ölçek ekonomisi, standardizasyon ve katma değeri artırma amacıyla rekabet öncesi işbirliği içinde üretecekleri projeleri de teşvik kapsamına almaktadır. Yeni ve önemli bir başka tanım ve teşvik unsuru "teknogirişim sermayesi desteği"dir. Üniversite ve yüksekokul mezunlarının teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmeleri için teminat alınmaksızın 100 bin YTL'ye kadar sermaye desteği sağlanması öngörülmüştür. Bu destekten yararlananların yapacağı AR-GE ve yenilik harcamaları da yüzde 100 vergi indiriminden yararlanacaktır. Her takvim yılı için bu kapsamda kamu tarafından yapılacak yardımlar 10 milyon YTL'nı geçemeyecek, bu tutar yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Yasanın getirdiği diğer bir teşvik, istihdam edilen AR-GE personelinin ücretleri üzerinden ödenecek gelir vergisi stopajı ve SSK kesintileri ile ilgilidir. Hem AR-GE, hem de destek personelinin ücretlerinin doktoralılar için yüzde doksanı, diğerleri için yüzde sekseni gelir vergisinden müstesna tutulmuştur; ayrıca bu personel için hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı beş yıl süre ile Maliye Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten karşılanacaktır. AR-GE indirim ve teşviklerinden 4691 sayılı kanuna göre kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde bulunan işletmelerin de yararlanması, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar ya da uluslararası fonlar tarafından desteklenen AR-GE ve yenilik projelerinin de kapsam içinde değerlendirilmesi, indirilemeyerek sonraki dönemlere devredilen AR-GE indirimi tutarının sonraki dönemlerde yeniden değerleme oranında artırılarak reel değerine yükseltilmesi yasanın olumlu hükümleri arasında yer alıyor. Ayrıca, 500 ve üzerindeki AR-GE personeli istihdam eden işletmelerde AR-GE indiriminin, cari yıl AR-GE harcamasının geçen yılı aşan bölümünün yarısı kadar artırılması ile Türkiye'nin küresel ölçekte AR-GE merkezleri için uygun bir yatırım yeri olmasının amaçlandığı anlaşılıyor. Uygulama önemli Ancak, yazının başlığında da vurguladığımız gibi, alışılmadık genişlikte bir kapsama ve yeni bir vizyona sahip yasanın pek çok hükmünün uygulanmaya nasıl yansıyacağı en az yasa kadar önemlidir. Özellikle kendi başına AR-GE merkezi oluşturamayacak işletmelerin, yaygın deyimle KOBİ'lerin, diğer işletmeler ve kurumlar ile ortaklaşa veya kendi başlarına proje geliştirmelerini kolaylaştıracak ve özendirecek bir uygulama çerçevesi yaratılması, tanımlara uygunluğun gözetilmesi ve fakat bürokratik prosedürlerin sade ve öngörülebilir olması, şu anda pek çok çevrede ifade edilen kaygı ve eleştirileri azaltacaktır. Bu bağlamda, sağlanan sermaye desteğini girişim sermayesi ve kuluçka (incubator) kuruluşlar ile irtibatlandırmak gibi teşviklerin ekonomik değere dönüştürülmesini kolaylaştıracak mekanizmalar öngörülebilir. Maliye, Sanayi ve Ticaret bakanlıklarının TÜBİTAK'ın da görüşü alınarak hazırlayacakları yönetmelik ve aynı amaçla çıkarılacak genel tebliğ vb. diğer mevzuat düzenlemeleri bu açılardan anahtar işlev taşıyacaktır. Toplumsal olarak çok özen ve ilgi göstermemiz gereken bir yasa karşısındayız. Ülkede katma değeri ve verimliliği artırmak, bilgi ve araştırma altyapısını oluşturmak, genç işgücünün niteliğini yükseltmek için bu teşvik, öncü bir katalizör rolü yüklenebilir. Ama dikkatli davranmazsak bunu da ileride uygulama fiyaskolarından biri olarak hatırlayabiliriz.

Tüm yazılarını göster