İtiraf etmek gerekir ki, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener bordo-mavili takımın yeni hocası olarak kendisini takdim etmeden önce futbol otoriteleri de dâhil pek çoğumuz Hugo Broos ile ilgili doyurucu bilgiye sahip değildik. Sağı solu karıştırıp az buçuk bilenlere sorunca son olarak çalıştırdığı Panserraikos takımının küme düştüğünü öğrendik ve kafamızdaki soru işaretleri katlanarak arttı. Belçika dışındaki ilk hocalık deneyiminde çuvallamış gibi gözükse de işin derinine inenler, Hugo Broos'un iş başı yapmasından sonra Panserraikos'un çok daha sonuç odaklı bir takım haline geldiğini ve hayli yol kat ettiğini öğrendiler. Anlayacağınız, bu sezon ligimizde şahit olduğumuz Mehmet Özdilek - Antalyaspor ilişkisinin benzeri Hugo Broos ile Panserraikos arasında zuhur etmiş ancak Yunan ekibi kupada flaş sonuçlar almasına rağmen lige tutunmayı başaramamıştı.
Çok bilinmeyenli denklem olarak Trabzon'a ayak basan Belçikalı teknik adamın, Werner Lorant'a olan fiziki benzerliği dışında oyun görüşü olarak da Lorant çağrışımları yaptığını araştırmalarımız sonucu öğrendik ancak bu konuya şimdi girmeyeceğiz. Bu noktada bu yazıyı kaleme almama vesile olan olayı sizlerle paylaşmak isterim. Hugo Broos ismiyle ilgili olarak yaptığım çalışmalardan birinde Belçika merkezli bir bilgiye ulaştım. Net olarak doğrulatamadığım bu bilgiye göre Kıbrıs Rum Kesimi takımlarından Anorthosis Famagusta 2009-2010 sezonu için Hugo Broos ile temasa geçmiş, futbol kamuoyuna önümüzdeki yıl büyük ihtimalle Belçikalı teknik adamla çalışılacağı açıklanmış. Ancak sonradan her ne olduysa Anorthosis Famagusta, Hugo Broos'tan vazgeçerek takımı Alman Ernst Middendorp'a emanet etmiş. Rivayetler muhtelif. Bir rivayete göre problemin kaynağı Anorthosis Famagusta'nın yardımcı antrenör Nikos Nikolaou'ya geniş yetkiler vermek istemesi. Bu konudaki diğer bir iddia ise Anorthosis Famagusta kulübü başkan yardımcısı Sawas Kakos'un yaptığı; "Şampiyonlar Ligi tecrübemizden sonra hedeflerimizi yükselttik. Hedeflediğimiz noktaya ulaşmamıza yardımcı olacak bir hoca (Ernst Middendorp) seçtik" açıklamasında gizli. Bu demecin ve iddianın doğruluğunu kabul edecek olursak, Anorthosis Famagusta gibi sıradan bir takımın Hugo Broos'u hedeflerine uygun görmeyerek veto ettiği anlaşılıyor. Hatırlayacaksınız, 2004-05 sezonunu ikinci bitiren Trabzonspor bu performansıyla Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazanmıştı. Temsilcimiz Şampiyonlar Ligi 2. Eleme Turu ilk maçında Anorthosis Famagusta'ya 3-1 yenilirken ikinci maçta aldığı 1-0'lık galibiyet üst tura çıkmasına yetmemiş ve bu eleniş büyük yankı uyandırmıştı. İşte Trabzonspor'u elemesi olay olan Famagusta göründüğü kadarıyla Hugo Broos'a da bordo-mavili ekipten önce çengel atmış ancak daha sonra kariyeri çok da parlak olmayan bir Alman çalıştırıcıda karar kılmış. Elbette ki, Kıbrıs Rum Kesimi takımının her yaptığını "kesin doğru" olarak kabul edecek halimiz yok. Objektif olmak ve kariyerindeki Belçika Ligi şampiyonluklarıyla Belçika kupalarını dikkate almak gerekirse Hugo Broos da Famagusta tarafından reddedilecek çalıştırıcı değil. Aslında bu olay Anorthosis Famagusta ve Trabzonspor'u zihninizin neresinde konumlandırdığınıza bağlı olarak yorumlanabilecek basit bir konu. Benim biçtiğim değerle Hugo Broos'un kapasitesinin yetmeyeceği bir takım olacaksa bu Trabzonspor olmalıdır, Anorthosis değil.
Hugo Broos'un en son çalıştırdığı Panserraikos takımının Yunanistan liginde küme düşmüş olmasını değil, Anderlecht ve Club Brugge'ün yakaladığı başarıları dikkate almak lazım. Hector Cuper'in Mallorca ve Valencia maceralarından sonra gittiği her takımdan kovulmasına rağmen bugün hala uluslararası reputasyonunu koruyan bir teknik adam olduğunu biliyoruz. Inter, Mallorca, Betis ve Parma'dan arka arkaya kovulmak da bir şeydir. Uygun koşulları ve ideal şartları yakaladığında takımına iki kez üst üste Şampiyonlar Ligi finali oynatan da kendisiydi. Buradan Trabzonspor'a ve Hugo Broos'a keskin bir dönüş yaparsak yukarıdaki cümleden bazı kelimelerin altını çizmek gerekir: Uygun koşullar ve ideal şartlar!
Dünyada transfer
·Almanya'da yayınlanan Tageszeitung gazetesine konuşan Lucio, "Bayern'in artık beni istemediği yönünde çıkan haberleri gördüğümde üzüldüm" diyerek ayrılık sinyalleri verdi. Tecrübeli futbolcunun taliplileri arasında Auxerre, Sporting Lisbon ve Rangers'ın olduğu öğrenildi.
·Fenerbahçe'nin istediği Onyewu Konfederasyon Kupası sonrası kıymete bindi. Amerikalı stopere son olarak Ajax Kulübü talip olurken, başarılı futbolcunun peşindeki kulüplerin sayısı da hayli kabardı: Marsilya, PSG, Palermo, Parma, Fulham, Portsmouth, Birmingham, Fenerbahçe, Ajax ve Rubin Kazan.
·Inter, Diego Milito'nun ardından Genoa'dan Thiago Motta'yı da kadrosuna kattı. 26 yaşındaki Brezilyalı Motta, orta sahada görev yapıyor. 2001-2007 yılları arasında Barcelona formasıyla mücadele eden oyuncu, Katalan ekibinde 138 maça çıkmıştı.
·Haftalardır ismi Panathinaikos ile anılan Valencia'nın savunma oyuncusu Carlos Marchena için Atletico Madrid de devreye girdi. Savunmasını güçlendirmek için çalışmalarını sürdüren Atletico Madrid'in, Marchena'nın yanısıra, Real Betis'in tecrübeli ismi Juanito ve Malagalı Weligton ile ilgilendiği iddia ediliyor.
·Bolton Wanderers, Portsmouth'tan Sean Davis'i transfer etti. 29 yaşındaki futbolcunun eski kulübü Portsmouth ile kontratı sona ermişti. Davis ile 3 yıllık sözleşmeye imza atan Bolton'un menajeri Gary Megson, geçtiğimiz yıl ocak ayında transfer etmek istedikleri oyuncuyu renklerine bağladıkları için oldukça mutlu olduğunu söyledi.
·Bundesliga'da geçen senenin flaş ekiplerinden Hoffenheim, Hertha Berlin'de forma giyen savunma oyuncusu Josip Simunic'e üç senelik sözleşme imzalattı. Geçtiğimiz sezon takımında çok iyi bir form yakalayan 31 yaşındaki savunma oyuncusunun Premier Lig'e transfer olması bekleniyordu.
·Panathinaikos, Liverpool ile Sebastian Leto'yu transfer etmek için anlaşmaya vardı. Liverpoolfc.tv'de yer alan habere göre, geçtiğimiz yılı Olympiakos'ta kiralık olarak geçiren Leto, kırmızı beyazlılarda kalmak istiyordu. Ancak Panathinaikos daha önce devreye girerek bu transferde avantajlı duruma geçti.
Süper Lig'de transfer
·Manisaspor, Gençlerbirliği'nden Eren Aydın ile iki, Mehmet Nas ile ise bir yıllık anlaşmaya vardı. 29 yaşındaki orta saha Mehmet Nas ile 27 yaşındaki defans oyuncusu Eren Aydın Gençlerbirliği'nin yeniden yapılanma planı içerisinde kendilerine yer bulamamışlardı.
·Turkcell Süper Lig'in yeni ekiplerinden Diyarbakırspor, tecrübeli santrfor Tayfun Türkmen ile bir yıllığına anlaştı. Diyarbakırspor Asbaşkanı Suat Önen, sezonun ilk transferini Tayfun Türkmen'i alarak yaptıklarını kaydetti.
·Trabzonspor'la olan sözleşmesi sona eren ve bordo-mavili ekibin sözleşmesini uzatmadığı kaptan Hüseyin Çimşir, Ukrayna'nın Dinamo Kiev ekibiyle prensip anlaşmasına vardı. 26 defa A Milli Takım forması giyen 30 yaşındaki futbolcu, 2002'den bu yana altyapısında yetiştiği Trabzonspor'un formasını giyiyor.
·Transfer döneminin başından bu yana İlhan Parlak, Özgür Çek, Aydın Karabulut gibi genç isimleri kadrosuna katan başkent ekibi Ankaraspor, son olarak 32 yaşındaki Çek stoper Erich Brabec'le anlaştı. Brabec, 2005 yılında Kayserispor'a transfer olmuş ve sarı-kırmızılı ekiple 17 karşılaşmaya çıktıktan sonra takımdan ayrılmıştı.
·Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmak ve bu sezon ligdeki başarısını tekrarlamak adına kadrosunu zenginleştiren Sivasspor, Ersen Martin ve Razak Omotoyossi'yi renklerine bağladı. Gaziantepspor'un kapısından dönen Rec. Huelvalı golcü Ersen Martin ve Al Nasr'ın forveti Razak Omotoyossi'nin transferi ile kırmızı-beyazlıların hücum hattı güçlenmiş oldu.
·Arjantin ekibi River Plate, Beşiktaş'ın Diego Buonanotte için yaptığı 5,7 milyon Euro'luk teklifi reddetti. Geçtiğimiz yaz döneminde birçok Avrupa kulübü tarafından istenen Buonanotte'nin ismi bu transfer sezonunda ise Benfica, Porto ve Beşiktaş ile anılmıştı.
·Ön libero transferiyle orta sahasını güçlendirmek isteyen Fenerbahçe, Poulsen'den umudu kesince Hertha Berlin'in Sırbistan Milli Takımı'nın da formasını giyen futbolcusu Gojko Kacar'a yöneldi. Kulübüyle 2012'ye kadar sözleşmesi bulunan futbolcunun 6,5 milyon Euro civarında bir bedelle Fenerbahçe'ye gelebileceği konuşuluyor.