Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul düdük az!..

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Türkiye genelindeki çok yönlü gelişmelerin beklentileri üzerindeki etkisi, küresel ölçekteki gelişmeleri anlamamızı zorlaştırıyor. 11 Eylül 2001 tarihindeki terörist saldırı sonrasının aradaki küresel kredi krizine rağmen devam eden eğilimleri büyük bir hızla değişiyor; birilerinin yarattığı gündemi sakız gibi çiğnemek insanlığı bekleyen büyük tehlikenin algılanmasını zorlaştırıyor.

Bir yılı aşan bir süredir giderek netleşen bir gelişme var; gelişmiş ekonomiler durgunluktan çıkamıyor, fakat gelişmekte olanlar hızlanan bir şekilde durgunlaşıyor, büyüyen risk ve azalan getiriler nedeniyle riskten kaçınma eğilimi güçleniyor. Bu durum sermaye hareketlerinin neden yön değiştirmeye başladığını açıkça ortaya koyuyor; sermaye gelişmekte olan ekonomilerden çıkıp evine, başka bir deyişle gelişmiş ekonomilere geri dönmeye başladı. Durum böyle olunca Amerikan hisse senedi endekslerine veya devlet tahvillerine bakarak küresel eğilimler konusunda isabetli tahmin yapma devri sona erdi.

Henüz çok başında olduğumuz büyük bir ayrışma yaşanıyor ve gelişmekte olan ekonomilere giden sermayenin önemli bir kısmının çıkamayacağı ve söz konusu bölgelerin ciddi bir şekilde karışacağı biliniyor; fakat bunlar konuşulmuyor. ABD kökenli sermaye ise görece düşük hasarla söz konusu ekonomilerden çıkabilmek adına beklentileri yönlendiriyor; başka bir deyişle gelişmekte olan ekonomilerin ve diğer gelişmişlerin finansçılarını ayakta uyutuyor.

Bir düşünün gelişmekte olan ekonomilerden ABD'ye dönüş yapan sermaye miktarı aylık bazda 100 milyar doları aşar ise Federal Reserve ne yapmalıdır? Parasal genişlemeye aynen devam etmesi mümkün müdür? Tahvil alımını bıraksa bile ABD sermaye piyasaları ile gelişmekte olanlarınki ayrışmaz mı? Bu durumun farkında olmayıp ABD hisse senetlerine bakarak pozisyon alan veya aldıranlar yabancıların çıkışını kolaylaştırıp, kendilerini ve müşterilerini batırıyor olmaz mı?..

Tüm bunlar olurken yıpranmaya başlayan gelişmekte olan ekonomilerin kendi arasında da ayrışmak durumunda olacağını görmek gerekiyor. Dış kaynağa bağımlılığı yüksek ve içeride parasal genişlemenin ciddi yan tesirler yaratacağı ekonomilerde sistemik çöküş ihtimali artıyor. Bu koşullarda sıkıntı arttıkça birilerini faiz lobisi olarak suçlamak veya tehdit etmek ise birilerinin umduğunun aksine tehlikeyi çok daha dramatik seviyelere sıçratabilir...

Son altı ayda yaşanan tüm piyasa eğilimleri bu olasılıkların çok güçlendiğini teyid ediyor. Gelişmekte olan ekonomiler için sermaye yağmurunun hareketli dönemi geride kalıyor, durgunluk derinleşiyor. Bu saatten sonra gaza veya frene basıyor olmak sonucu değiştirmiyor. Yazdıklarımızın bir kısmı güneş yüzü görmemiş uyarılar, bunun farkındayız; buna rağmen duygusal okurlarımızın karamsarlık nedeniyle hep aynı şeyleri tekrarladığımızı düşüneceklerini biliyoruz. Onlara tavsiyemiz ya uyanmaya karar verip bu dünyaya geri dönmeleri ya da hayal dünyasında kalmak istiyorlar ise bizi okumamaları...

Tüm yazılarını göster