Anadolu’ya yeni bir model olabilecek mi?

Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Geçen hafta Turkcell Süper Lig'de şampiyonluğunu ilan eden Bursaspor 47 yıllık tarihinde ilk kez Turkcell Süper Lig şampiyonluğuna ulaşarak bir tarih yazdı. Kolay değil tam 41 sezon Türkiye 1.Ligi ve Türkcell Süper Lig'de mücadele eden bir takımın İstanbul egemenliğine karşı şampiyonluk kupasını havaya kaldırmak. Tüm Türkiye Bursaspor'un bu başarısını kutluyor. Bizde bu hafta bu şampiyona bir bakış atalım istedim. Bursaspor'u bu başarısından dolayı kutlarken, başarısının devam etmesini diliyorum.

1963 yılında Bursa'da kurulan futbol kulübü renklerini Bursa Ovası'nın yeşilinden ve Uludağ 'ın kar beyazından almış…  2009-2010 sezonunda Turkcell Süper Lig şampiyonluğunu kazanarak, dört büyükler dışında Lig Şampiyonluğunu kazanan ilk kulüp olarak lig tarihine geçti.

Bursaspor'un Süper Lig şampiyonluğu Türk futbolunda çok önemli bir yer tutuyor. Yıllardır Üç Büyüklerin egemenliği ve yönlendiriminde giden bir ligde bu egemenliğe bir yıllığına da olsa son verdiler. Her ne kadar Türkiye Profesyonel 1.Futbol Ligi ve Turkcel Süper Lig'de bugüne kadar dört takım şampiyon olduysa da, 1992 yılında kurulan Turkcel Süper Lig'de bu tarihten bu yana üç büyüklerin dışında bir şampiyon çıkmadı, çıkamadı.

Turkcell Süper Ligi'nde üç büyükler lehine konumlanmış rekabetçi dengeyi bu yıl kendi lehine değiştirebilme başarısı gösterebilen bir takım Bursaspor. Bursaspor'un bundan sonraki yıllarda göstereceği sportif performans Bursaspor'u Süper Ligin önemli takımlarından birisi haline getirebilir. Bursaspor bu sene kazanılan Süper Lig şampiyonluğunun mali getirisinden yararlanabilme başarısı gösterebilirse, gelecek yıllarda da Turkcell Süper Lig Şampiyonluğun en önemli adaylarından birisi olur.

Bu sütunlarda 29 Mart 2010'da "Anadolu'dan Şampiyon Çıkar mı ya da Türk Futbolu İçin Daha Fazla Bursaspor!.." ve 2015 Nisan 2010 tarihinde de "Anadolu'dan Şampiyon Çıkabilir mi? Ya da Rekabetin Ekonomi Politiği" başlıklı yazımızda detay olarak Bursaspor'un olası şampiyonluğunu irdelemiş ve genel olarak şöyle yazmıştık. "Bursaspor'un bugün dolu dizgin gidişinin önünde sportif bir engel bulunmuyor. Ancak şampiyonluk ta sadece sportif performansla gelmiyor. Şampiyonluk yolu engebeli, dolambaçlı ve dikenli bir yol. Bu yolu tamamlamak için sağlam ve sağlıklı bir mali yapı da tek başına yeterli olmuyor. Çünkü futbol sisteminin işleyişi çok önemli bir etken. Sistemin temel dinamiklerindeki dengesizlikler giderilmediği sürece, Bursaspor tüm Anadolu'nun gücünü de arkasına alarak şampiyonluğa ulaşıp sıra dışı bir örnek olarak ismini Türk futbol tarihine altın harflerle yazdırması, hoş bir tesadüf olarak kalacaktır. Asıl olan Bursaspor'u yeni Bursasporlar'ın izlemesine ve Bursaspor'un başarılarını kalıcı kılabilmesine olanak sağlayacak futbol alt ve üst yapılanmasının sağlanması; Anadolu kulüplerinin rekabet gücünün yükseltilmesi; Üç büyükler lehine haksız rekabetin minimize edilerek, dengeli gelir dağıtımının sağlanmasıdır."

Yukarıdaki pasaj Bursaspor'un Süper Lig'de Bursaspor'un şampiyon olabileceğini, ancak bunun hoş bir tesadüf olarak kalmaması açısından gerek futbol otoritesinin, gerekse de Bursaspor kulüp yönetiminin yapacağı önemli şeylerin bulunduğunu ifade ediyor. Gerçekten de Bursaspor yeşil sahalarda kazandığı şampiyonluğu mutlaka mali başarıya dönüştürebilmeli ve buradan gelecek fonlarla da sportif performansı daha yukarılara taşıyabilmelidir. Bu başarı döngüsünün gerçekleşmesi için bunlar Bursaspor'un ödevleri…ya futbol otoritesi, yani Türkiye Futbol Federasyonu neler yapmalı? İşte bu sorularımıza bu yazılarımızla yanıtlamaya çalışmıştık.

Biz bu yazımızda Bursaspor'un bu şampiyonlukla neler kazanabileceği ve mevcut potansiyelinin buna ne kadar yardımcı olabileceği üzerinde duracağız.

Önce Bursaspor'un tarihsel sportif performansı üzerinde duralım.

Tarihsel sportif performans bakımından Bursaspor

1966-67 sezonunda 2.Lig'de şampiyon olan Bursaspor, ilk önemli başarısını 1969-70 sezonunda yaşadı. Bursaspor Federasyon Kupası Final maçında Eskişehirspor'u 1-0 yendi. İkinci maçta 2-0 yenilince kupayı kazanamadı ancak, Başbakanlık Kupası maçı oynamaya hakkını elde etti. Fenerbahçe'yi 1-0 yenen Bursaspor, böylece 1. lig tarihindeki ilk önemli başarısına imza attı. 1973-74 sezonunda tekrar Türkiye Kupası  Finaline çıkan Bursaspor Fenerbahçe'ye 3-0 yenildi. Başbakanlık Kupası Finalinde ise Beşiktaş'a 3-2 yenildi. Fakat kupa finalisti olduğu için Avrupa Kupa Galipleri Kupası'na katılmaya hak kazandı . 1974-75 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek finale yükselmeyi başardı. İlk turda İrlanda'nın Finn Harps takımını eleyemeyen Bursaspor ikinci turda yer alamadı. Çeyrek Finalde ise o sezon Kupa Galipleri Kupası'nı kazanan Dinamo Kiev'e elendi. 1979-80 sezonunu lig dördüncüsü olarak tamamlayan yeşil beyazlı ekip 1985-86 sezonunda ilk kez Federasyon Kupasını kazanmayı başardı. Finalde Altay'ı yenen Bursaspor kupaya uzanırken Cumhurbaşkanlığı Kupası öncesi, kötü bir olayla sarsıldı. Macar Futbolcu Mihaily Tulipan, Apolyont Gölü'nde sandal gezintisi yaparken ailesi ile birlikte boğuldu. Bu olaydan sonra Bursaspor Kupa maçında Beşiktaş'a 2-1 yenildi. 1986-87 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda ilk turunda Ajax takımına elendi. Kötü bir sezon geçiren Bursaspor , o sezon küme düştü. Ancak Ankara Bölge İdari Mahkemesi Bursaspor'un tekrar 1. ligde oynamasına karar verdi. 1991-92 sezonunda Federasyon Kupası'nda finalde Trabzonspor ile tarihe geçen iki maç oynadı. İlk maçta Bursa'da rakibini 3-0 yenen Bursaspor, ikinci maçta 1 - 0 yenik duruma düşmesine rağmen skoru 1 - 1 e getirmeyi başardı. Ama Trabzonspor 4 gol atıp maçı 5 - 1 alarak kupayı müzesine götürmeyi başardı. 1994-95 sezonunda Bursaspor sezonu 6. sırada tamamlayarak UEFA Inter-Toto Kupası'na katılmaya hak kazandı. UEFA Kupası'na katılma maçında Alman Karlsruhe ile Bursa Atatürk Stadyumu'nda yıllarca unutulmayacak bir maç oynandı. Normal süresi 2-2 uzatma süresi karşılıklı atılan birer golle 3-3 biten karsılaşmada Karlsruhe, usta ayak Hassler'in son penaltı atisi ile 6-5 kazandı ve böylece Bursaspor Avrupa Kupalarından elendi.

Şampiyonluklar ve Kupalar

· Türkiye Süper Ligi Şampiyonluğu

- 2009-2010 Ertuğrul Sağlam

· Türkiye 2. Ligi ve Bank Asya 1.Lig Şampiyonluğu

- 1967-1968 Sabri Kiraz

- 2005-2006 Raşit Çetiner 

· Türkiye Kupası Şampiyonluğu

- 1985-1986 Muhtar Tucaltan

· Başbakanlık Kupası Şampiyonluğu

- 1970-1971 Tomislav Kaloperoviæ

- 1991-1992 Djordje Miliæ

1. Lig'de 41 sezon yer aldı. Bir kez de 2. Lig'e düştü.

Yukarıdaki açıklamalar da ortaya koyuyor ki, Bursaspor'un tarihten gelen bir sportif başarı kültürü var.

Şampiyonluğa etki eden faktörler

Bursaspor'un şampiyonluğunu tesadüfi bir şampiyonluk olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bunun birkaç önemli gerekçesi var. Bunlardan ilkine yukarıda değindik. Bursaspor gerçekten tarihsel bir sportif başarı kültürüne sahip. Gerek Avrupa kupalarında gerekse Türkiye'de önemli bir sportif performansa imza atmış durumdalar.

İkinci önemli nokta: Bursaspor'un demografik olarak bulunduğu yer Türkiye Gayri safi milli Hasılasına önemli bir katkı yapan bir coğrafya konumunda. Bugün 800 milyar dolara yaklaşan GSMH'nın yüzde beşe yakın bir kısmını Bursa tek başına yaratıyor. Bunun yaklaşık 25 milyar dolarlık kısmı sadece otomotive ve imalat sanayinden geliyor. Bu haliyle bakınca Bursaspor, önemli bir parasal gelir yaratan ilin takımı olarak karşımızda duruyor. Bu bize Bursaspor'un özellikle sponsorluk gelirlerinde önemli gelirlere ulaşabilme potansiyelinin olduğunu gösteriyor. Endüstriyel futbolun en önemli gelir kaynaklarından birisini oluşturan bu gelir, bugün Bursaspor'a da çok önemli bir kaynak niteliğinde.

Üçüncü önemli nokta: Bursaspor'un sahip olduğu taraftar kitlesi…Bursaspor'un taraftar kitlesi, gerçekten diğer süper lig takımlarından önemli farklılıklar gösteriyor. Bugün Bursaspor'un sahip olduğu taraftar kitlesi üç büyüklerin tüketici taraftar kitle profiline çok yakın görünüyor. Yani, takımları için bir bütçe ayırıyor ve bunu harcıyorlar. Her maç stat doluyor ve takım önemli logolu ürün satımı ve maç günü geliri elde edebiliyor. Bu özellik ne yazık ki dört büyüklerin dışındaki Süper Lig ekiplerinde çok da olmayan genel bir karakteristik…Bu bağlamda Bursaspor bu potansiyelini daha da kullanabilir ve gelirlerini maksimize edebilir.

Dördüncü önemli nokta: Bursa bulunduğu coğrafik konum nedeniyle diğer Süper Lig ekiplerine göre çok şanslı olması. Çünkü İstanbul gibi bir metropole çok yakın. Her zaman merkeze yakın olan organizasyonlar, merkezin çekim gücünden yararlanırlar. Bunun ekonomik, ticari, turizm ve sportif çok önemli anlamları bulunuyor. İstanbul'a yakınlık parasal gelir yaratmada önemli bir faktör. Sonuçta bu özellik zaman içinde Bursaspor'a mali anlamda rekabet üstünlüğü sağlayan önemli bir husus. Bursaspor önümüzdeki günlerde bunu muhakkak ki çok iyi değerlendirecektir.

Beşinci önemli nokta: Kurumsallaşma çalışmalarında önemli bir gelişim kaydetmiş, istikrara dayalı ve teknik yönetime çok da karışmayan bir yönetsel yapı. Bu yapı doğal olarak sportif ve mali performansı beraberinde getiriyor. Bu konu üzerinde daha sonraki günlerde daha geniş analizler yapma şansımız olacak.

Yukarıda saydığımız faktörler Bursaspor'u başarıya taşıyan iktisadi, mali, yönetsel, demografik ve tarihsel ögeler. Olayın tabi ki en önemli faktörü sportif performans. Bu teknik bir analiz gerektirir. Bu konu yazılı ve görsel medyada günlerce detaylı olarak ele alındığı için ben ayrıca değinmeyeceğim. Ancak şunu söyleyebilirim ki, Bursaspor mevcut oyuncu kadrosunu Lig'de en etkili ve verimli kullanan bir takım olma özelliğine sahip. Gerek oynadıkları futbol sistemi gerekse oyuncuların mevcut kapasite ve yetenekleri, takımın oynamaya çalıştığı futbolla örtüşüyor. Defans güvenliğini sağlam tutarak, ofansif özelliklerini de rakibin durumuna göre kullanan akılcı ve stratejik bir oyun anlayışıyla oynadı bu sene Bursaspor.

Naklen yayın gelirleri dağıtım kriterlerinin değiştirilmesi Bursaspor'a şampiyonluk yolu açtı!

Bursaspor'un şampiyonluğuna etki eden konuların başında şüphesiz ki, naklen yayın gelir dağıtım kriterlerinin 2005 yılında yeniden yapılandırılmasıyla daha fazla paranın Bursaspor ve Anadolu kulüplerine plase edilmesi Bursaspor'a önemli bir finansal destek olmuştur.

Yeşil-Beyaz devrimin Süper Lig ekonomik değerlendirmesi bunu bize somut olarak ta belirtiyor zaten. 2005 öncesinde dört büyüklere yüzde 40'a yakın pay aktarılırken, performans kriterlerinin bu dağıtım koşullarına eklenmesiyle yüzde Büyüklerin parasal gelirleri %30'lara kadar düştü. Bu değişim aslında Anadolu ateşinin de daha gür yanmasına ve Bursaspor'un da şampiyonluk yolunda ilerlemesine olanak sağladı. Anadolu'daki diğer takımlara bu şekilde aktarılan paralardaki artış, onların bütçelerini önemli oranda büyüttü ve onları dört büyüklerin karşısında rekabet edebilecek düzeye getirdi.

Bursaspor'un şampiyon olması, rekabetçiyi dengeyi Anadolu kulüpleri lehine yeniden çevirebilir. Nu kapsamda bu şampiyonluk diğer Anadolu takımları için de çok önemli bir referans noktası olacak. Bursaspor Süper Lig'de bu başarıya, kulüplerin iyi yönetilmesi durumunda Anadolu takımlarının da ulaşabileceğinin gösterdi. Bu şampiyonluk Turkcell Süper Ligde bundan sonra diğer Anadolu takımlarını da motive edeceği için rekabetçi yapı artacak…gelecek yıllarda daha çekişmeli ve daha zevkli bir lig bizi bekliyor gibi görünüyor.

Bursaspor ne kazandı? Ne kazanacak?

Bursaspor'un Süper ligde ulaştığı şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'ne direk katılacak olması nedeniyle önemli gelirler elde edecek. Bu süreçte Bursaspor'un logolu ürün satışlarında ve diğer gelirlerinde önemli artışlar kaydedilecek. Mevcut stadyumları Şampiyonlar Ligi'ni oynamaya çok da müsait olmadığı için stadyumda acil renovasyona gidilmek zorunda ya da bu maçları Olimpiyat stadında oynamak durumunda kalacaklar. Olimpiyat Stadı'nın artı ve eksilerini Galatasaray örneğinden bildiğimiz için şüphesiz Bursaspor yöneticileri bunu göz önünde bulunduracaklardır. Ancak Olimpiyat stadının en önemli avantajı maç günü geliri elde etmede Bursaspor'a önemli kazançlar sağlayabilir.

Bursaspor'un Olası Kazançları

Lig 1.liği geliri: 7 milyon lira

Performans geliri: 9.2 milyon lira

Dayanışma geliri: 5 milyon lira

Turkcell Süper Lig toplam geliri: 22 milyon lira

Şampiyonlar Ligi gruplara katılım geliri: 3,8 milyon Euro

Devler Liginde her maç için: 550 bin Euro

6 maç geliri: 7.1 milyon Euro

Şampiyonlar Ligi kazanılan maç başı: 800 bin Euro

Beraberlik: 400 bin Euro

Şampiyonlar Ligi geliri toplam: 13 milyon Euro

Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalamazsa yayın havuzundan ilave : 7 milyon Lira

Olimpiyat Stadı'nda oynanacak Şampiyonlar Ligi maç başına bilet geliri: Yaklaşık 1 milyon Euro

Grup maçlarının hepsinin bilet ve maç günü geliri: 7 milyon lira

Logolu ürün satışları: 1-2 milyon Euro

Yeni sponsorluk gelirleri 10 milyon Euro.

Yukarıdaki olası gelirler toplamı yaklaşık 80-85 milyon TL'na kadar yükselebiliyor.

Şampiyonlar liginde gruptan çıkılması halinde sadece sportif performans değil, aynı zamanda takımın repütasyonu da artacak. Şampiyonlar Ligi'ne katılacak olması daha şimdiden bir çok sponsoru harekete geçirmiştir diye düşünüyorum. Tüm bu gelirleri dikkate aldığımızda yaklaşık 15-20 milyon Euro büyüklüğe sahip Bursaspor'un bütçesinin 40-45 milyon Euro'ya kadar çıkması kuvvetle muhtemeldir.

Alman Wolsburg'a Benziyor

Bursaspor'un sportif ve demografik bazı özellikleri Alman Bundesliga'yı geçen sene şampiyon olarak tamamlayan Volsburg'a benziyor. Her ne kadar iki takımın gelirleri ve bütçeleri, takım değerleri arasında çok önemli farklar bulunsa da, renkleri, ilk kez şampiyon olmaları, yerli hoca ile bu başarıya ulaşmaları, otonotiv kenti olmaları, kentlerin bulundukları coğrafyada periferilerinin oluşması, benziyor. Ancak Alman takımın ana ortağı/sahibi Alman otomotiv devi Volkswagen'in merkezi Wolfsburg'da yer alıyor.

Sonuç

Türk futbol tarihinde ilk Turkcell Süper Lig'de kez şampiyon olan Bursaspor, artık bundan sonra para kazanma dönemine giriyor. Yeşil sahalarda kazandığı başarıyı mali başarıya dönüştürdüğü sürece rekabet gücünü artırabilecek ve takımın değeri yükselecek. Bu aynı zamanda taraftar sayısının artması, taraftar tüketicinin de daha fazla para harcaması anlamına geliyor. Bu bağlamda Bursaspor kurumsal yönetimini buna göre oluşturmalı gelirlerini salt başarıya değil, büyük takımlarda olduğu gibi daha geniş taraftar tabanına yayarak sürekli kılmalıdır.

Turkcell Süper Ligi'nin değeri gelecek yıl naklen yayın sözleşmelerinin yıllık %10'luk artış kaydedecek olması nedeniyle 812 milyon Euro'dan 890 milyon Euro'ya kadar yükselebilecek. Bursaspor'un başarısıyla cesaretlenen Anadolu takımlarının futbol ekonomisinin bu gelişimine ilave katkılar yapabilmeleri pratik olarak mümkün görünüyor. Bundan sonra daha zevkli ve çekişmeli bir Süper Lig izleme fırsatımız olabilecek. Şampiyonun her yıl yüzde 33 olasılıkla baştan belli olduğu bir ligden daha rekabetçi lige geçileceğini tahmin ediyorum. Bursaspor'un bu başarıyı bundan sonraki yıllara taşıyabilmesi tamamen sportif ve mali anlamda performansını sürekli kılmasına bağlıdır. Bu ise, Bursaspor'da kurumsal yönetim ve yönetişimi bir zorunluluk haline getiriyor. Trabzonspor'un 26 senedir neden şampiyon olamadığını Bursaspor yönetimi özel olarak analiz etmeli ve buna göre aksiyonlarını şimdiden alarak stratejik bir değişime yönelmeli ve yeni yapılanmaya geçmelidirler. Çünkü artık bu Bursaspor, eski Bursaspor değildir. Bursaspor artık kulvar değiştirmiştir. Bu kulvarda koşabilmenin ve rekabet edebilmenin gerekleri, geçmiş yıllardan çok ama çok farklıdır. Ben Bursaspor'un bu anlamda da Anadolu kulüplerine bir örnek, yeni bir model oluşturacağını düşünüyorum. Umarım ve dilerim ki, böyle de olur…

Tüm yazılarını göster