Altyapı...

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com



Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı önceki günkü sohbet toplantısında anlattı,
"Çocuklarımız için daha çok şey yapabilirdik.
Daha fazla adım atabilirdik.
Dünyadaki akranlarıyla daha iyi rekabet edebilmeleri için onlara zemin hazırlayabilirdik."
* * *
Yani:
Çocuklarımıza daha fazla pratik kazandırmalıyız...
Ezbercilikten, kolaycılıktan kurtarmalıyız...
Daha sosyal, daha araştırmacı, daha girişimci, daha özgür nesiller yetiştirmeliyiz...
* * *
Bunun için herkese görev düşüyor...
“Çocuklarımız geleneklerini unutuyor!” diye üzülen Başbakana da...
"Kalifiye eleman bulamıyorum!" diye yakınan sanayiciye de...
"Türk futbolcular çok para istiyor!" diye alternatif arayan futbol takımı yöneticisine de...
"Kurumda kimse yabancı dil bilmiyor!" diye söylenen kamu yöneticisine de...
"Gençlerimiz apolitik (değilmiş), suskun (değilmiş)!" diye yorum yapanlara da...
"Çocuğum matematikten anlamıyor!" diyen çaresiz veliye de...
* * *
Geçen gün OSTİM Sanayi Bölgesi’nden bir ‘tanıtım’ maili aldım...
Metne, "Gölbaşı Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri sizinle çalışmaya hazır!" başlığı atılmış.
Böyle bir lisenin varlığından haberdar olmayan üretici için...
Böyle bir lisenin varlığından haberdar olmayan ihracatçı için...
Böyle bir lisenin varlığından haberdar olmayan ama senelerdir, 'kalifiye eleman bulamıyoruz' repliğini tekrarlayanlar için...
Üretici, ihracatçı ve şikayetçi olup araştırmacı olmayanlar için...
* * *
Şöyle devam ediyor meslek lisesinin tanıtım metni:
Çalışacağınız personeli şimdiden/çocuk yaşta tanıma imkanı bulacaksınız.
2013-2014 öğretim dönemi boyunca haftada 3 gün sürekli çalışanınız olacak...
İstihdam süresince zaman tasarrufu sağlayacaksınız...
Öğrenciler çalışacak, okulda edindiği teknik bilgileri işletmeye aktaracak, karşılığında ise pratiğini geliştirecek…
* * *
Tanıtım metninin Türkçesi şu:
"Türk ekonomisinin geleceğine yön verecek/geleceğini belirleyecek teknik/nitelikli eleman sayısını artırmak için siz sanayicilere de görev düşüyor.
Bu çocuklara sahip çıkarsanız, sonrasında onlar da size sahip çıkar.”
* * *
Sahip çıkılan çocukların gösterdiği başarı örnekleri de çok aslında çevremizde...
Mesela...
Galatasaray.
Bugüne kadar Avrupa’da kupa kazanan tek Türk futbol takımı.
Bülent, Fatih, Vedat, Ümit, Hakan Ünsal, Ergün, Suat, Okan, Emre, Hasan, Arif, Saffet, Hakan Şükür...
UEFA kupasını kazanan tek takımımızın ilk on birinde fırsat bulan Türk oyuncular...
Ve 3 yabancı oyuncu... (Popescu, Hagi, Taffarel)
Bir daha böyle bir kadro gelir mi?
Kupa bir daha kazanılır mı?
Zor!
* * *
A milli futbol takımını da dünya üçüncülüğüne taşıyan kadronun üyeleriydi onlar...
Milli takım bir daha yarı final oynayıp, kazanır mı?
Çok zor!
* * *
Neden?
* * *
Futbol takımlarımızın yöneticileri, yabancı oyuncu sayısının serbest bırakılması için federasyonu zorluyor şimdi.
8 yabancıyla oynayıp ilk Avrupa kupası maçında elenen de sınırsız yabancı istiyor;
Rakibinin en iyi oyuncularını parayı bastırıp alan da;
Üretmek/yetiştirmek yerine üretilenin/yetiştirilenin peşinden koşup şirketlerini borç batağına sokanlar da;
Sadece süper lig için, geçtiğimiz sezon milyonlarca dolar harcanarak transfer edilen 180’e yakın yabancı futbolcunun yarısına yakınını oynamadan para aldığını bilenler de;
Daha dün U20 Milli Takımımızın ikinci turda elenmesini, liglerinde yabancı oyuncuya rastlanmayan Irak ve Özbekistan genç takımlarının çeyrek finale yükselişini seyredenler de;
Tarihteki tek başarının Türk oyuncularla, Türk teknik direktörle yakalandığını görenler de...
* * *
Enflasyondan cari açığa, üretimden ihracata kadar tüm makro ve mikro rakamları olumluya çevirebilmenin temeli olacak çocuklarımız için daha fazla adım atmak gerekiyor.
Bakan Avcı’nın anlattıkları hükümetin adımları sıklaştıracağı yönünde umut veriyor.
Türkiye fotoğrafı ise sadece hükümetin adımlarının yetmeyeceğini, herkese görev düştüğünü gösteriyor.

Tüm yazılarını göster