Altında ihracat ithalatı aşmaya başladı, sessizlik de başladı!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye 2012 yılının tümünde 13.3 milyar dolarlık altın ihraç etti. Bu ihracatın 6.5 milyar doları İran’a, 4.6 milyar doları da Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirildi. Yani bu iki ülke 11 milyar dolarla toplamda yüzde 83 pay aldı. Gerçi Birleşik Arap Emirlikleri’ne dönük ihracatın da aslında İran’a yapıldığı ileri sürülse de bunu kanıtlama şansımız yok. İhracatın 13.3 milyar doları bulduğu 2012’deki altın ithalatı ise 7.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yani Türkiye 2012’de altında 5.7 milyar dolarlık net ihracat gerçekleştirmiş oldu. Altındaki bu net ihracat, cari açığı aşağı çeken etki yaptı kuşkusuz. Ama hiçbir yetkiliden, “Aslında aslıt ihracatı olmasaydı, cari açığımız şuraya çıkacaktı” gibi bir değerlendirme duymadık.

Ama ne zaman ki altında net ithalatçı konumuna düştük, bu tür değerlendirmelerden geçilmez oldu. 2013 yılında altın ihracatı 3.4 milyar dolarda kaldı, ithalat ise 15.1 milyar dolara fırladı. Yani geçen yıl net 11.7 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirildi. 2012’nin net 5.7 milyar dolarlık ihracatı sıfırlanmış ve 2013’ün net 11.7 milyar dolarlık ithalatı ortaya çıkmıştı. Bir başka ifadeyle bu geçiş, dış ticaret dengesinde 17.4 milyar dolarlık bir olumsuz etki doğurmuştu. İşte bu yüzden de geçen yıl cari açığın gündeme geldiği hemen her platformda, “Altın ithalatı hariç tutulduğunda cari açığımız aslında şu kadar” şeklinde değerlendirmeler yapıldı.

Geldik 2014’e… Elimizde henüz iki aylık rakamlar var ve gidişat, o ölçüde olmasa bile 2012’ye benzeyecek gibi. 2013 ve 2014’ün ilk iki ayındaki ihracat hemen hemen aynı düzeyde gerçekleşti. Ancak dikkat çekici değişim ithalatta. Geçen yılın ilk iki ayında 1.7 milyar dolar olan altın ithalatı, bu yıl 596 milyon dolarda kaldı. Yani üçte ikilik bir azalma var.

Altın ticaretinde geçen yılın ilk iki ayında net 727 milyon dolarlık açık söz konusuydu. Bu yıl ise açık sıfırlandığı gibi 413 milyon dolarlık fazla verildi.

İran yok

Bu yılın ilk iki ayında altında en büyük “müşterimiz” konumundaki İran’a ihracat yapılmadı. Aslında İran’a geçen yılın ekim ayından bu yana altın ihraç edilmedi. Yani İran kapısı, dört aydır kapalı durumda.

Bu yıl ihracatta ön plana çıkan ülke İsviçre. Adı geçen ülkeye ocakta 152 milyon dolarlık, şubatta 572 milyon dolarlık olmak üzere toplam 724 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. İsviçre, bu tutarla toplam ihracatta yüzde 72 pay aldı.

Toplam açığa etki

İlk iki aydaki toplam dış ticaret açığı 11.9 milyar dolar oldu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemindeki 14.3 milyar dolara göre 2 milyar 380 milyon dolarlık bir gerilemeye işaret ediyor.

İşte bu gerilemenin 1 milyar 240 milyon doları altın ticaretindeki iyileşmeden kaynaklandı. Altın hariç düşünülseydi, ilk iki ayda geçen yıl 13.6 milyar dolar olan açık, bu yıl ancak 12.4 milyar dolara inecek; açıktaki gerilemenin oranı da yüzde 16.6 değil, yüzde 9.1 olacaktı.

Altın dengemizi bozuyor!

Zengin altın madenlerine sahip bir ülke değiliz, altın üretimimiz yok. Ama buna rağmen bazı yıllar, inanılmaz düzeyde altın ihracatına ulaşabiliyoruz. En tipik örnek 2012. Söz konusu yıl, toplam ihracatımızın yüzde 9’u altından oluştu. Buna nasıl normal diyebiliriz ki!

Altın, bir yıl dış ticaretimize böylesine pozitif bir katkı yapıyor, cari açığımız ona göre düşük kalıyor, bir sonraki yıl bakıyoruz ki tablo tam tersine dönmüş. Ertesi yıl yine farklı bir tablo. Bu zikzaklar, sağlıklı değerlendirme yapmamızı da engelliyor.

Tüm yazılarını göster